English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / That's good enough

That's good enough translate Turkish

1,375 parallel translation
Well, that's good enough for me.
Bu benim için yeterli.
She told me that you check out, and that's good enough for me.
Kontrol ettiğini ve bunun benim için yeterli olduğunu söyledi.
Jake, that's not good enough.
Jake, pek iyi değil.
Your husband is wearing the uniform of a country that allows a place to say that his laundry's not good enough, when he could die for...
Kocan, çamaşırlarının iyi yıkanmadığını söyleyebileceği bir... ülkenin üniformasını giyiyor, bu ülke için ölebilecekken...
- That's not good enough.
- Bu yeterli değil.
[Woman] That's good enough.
[Kadın] O zaman biraz daha iyisini alırsın.
If you were lucky enough that your parents took good care of you at least try to be humble.
Annen baban sana iyi baktılarsa, bu talih sana verildiyse en azından alçakgönüllü olmaya çalış.
Ah, protection, partly... that's not good enough!
Ama başka hiçbir kadın çekemez. İsminizi anlamadım.
That's not good enough.
Yeterince iyi değil.
That's not good enough.
Bu yeterince iyi değil.
- That's not good enough.
- Üzgünüm, bu yeterince tatmin edici değil.
That's not good enough.
Bu mazeret olamaz.
If that's not good enough for you, nothing ever will be, and not even Dylan hunt can change that.
Bu sizin için yeterli olmuyorsa, hiçbir şey olmayacak demektir. Dylan Hunt bile bunu değiştiremez.
That's still not good enough. I mean...
Bu yeterli değil. Demek istediğim...
Last night I heard Wade's mother telling him that I wasn't good enough for him because I didn't have legs that work.
Wade'e annesi söylerken duydum onun için iyi değilmişim, çünkü ayaklarım yokmuş.
Well, that's not a good enough reason.
Bu yeterince iyi bir mazeret değil.
- That's not good enough.
- Bu yeterince iyi değil.
So why is it that you don't think Eddie's good enough for your daughter?
Neden Eddie'nin kızınız için yeterli olmadığını düşünüyorsunuz?
That's not good enough.
Yeterli değil.
That's good enough for me.
Bu benim için yeterli.
Well that's hardly good enough, is it?
Şey bu hiç de iyi değil, değil mi?
That's not good enough.
Bu kadarı yeterli değil.
No, that's not good enough Uh, my room, red bag
Hayır, bu yeteri kadar iyi değil. Uh, odamda, kırmızı çanta.
That's good enough.
Yeterince iyi.
That's not good enough.
Bunlar yetmez.
BENSON : Come on, that's good enough.
Hadi, bu kadarı yeter.
Yeah, but I got 11 right, and that's good enough. If the DNV was running my school, I'd be, like, a C student!
Şeker istediler olmaz dedim ve sabah bir baktım ki her yer yumurta olmuş.
THAT'S NOT GOOD ENOUGH. WHAT THE FUCK DO YOU WANT ME TO DO,
Ne yapmamı istiyorsunuz?
That's good enough, I can finish up.
Bu kadarı yeterli gerisini ben hallederim.
she's been all happy. and that's good enough for me.
Bu da bana yeter.
- That's good enough.
- O da olur.
If anyone even has a whisper of a feeling... that's enough. That's good enough.
Ufak bir şüphesi olan biri varsa, o da yeter.
But you say them anyways because... you want it to be true, you know, maybe... maybe that's good enough.
Ama hiç gerçekleşmezler. Belki böyle olması gerekiyor.
Yeah, that's good enough.
Evet, bu kadar yeter.
That's good enough.
Yeter.
Well, that's not good enough.
Bu yeterince iyi değil.
Lads, that's not good enough.
Bu yeterince iyi değil.
That's not good enough.
Hayır, bu yeterli değil.
That's not good enough! I wanna talk about the law.
Yasadan söz etmek istiyorum, ve Celeste Wood'dan.
No, that's not good enough for you.
Hayır, bu senin için yeterince iyi olmaz.
That's not good enough!
Yeterince iyi değil!
- That's not good enough for me.
- Bu beni tatmin etmiyor.
I used to think you hated me... because you thought I wasn't good enough for Lori... but that's not it.
Benden nefret ettiğini biliyorum... Çünkü Lori için yeterince iyi biri olmadığımı düşünüyorsun... fakat bu doğru değil.
That's good enough for me. Nothing happened.
Bir şey olmamıştı.
Well, that's not good enough!
Yeterli değil!
Surely that's good enough.
Yeterince iyi oldu işte.
- That's not good enough.
Bu yeterince iyi değil.
That's good enough for me.
Bana dert değil.
- That's good enough for me.
- Bu bana yeter.
That's not good enough.
Bu yeterli değil.
That's good enough.
Bu yeterli.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]