English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / The banks

The banks translate Turkish

2,121 parallel translation
There was no problem with Socialism at the beginning of the Meltdown when Henry Paulson walked into the Oval Office and demanded $ 700 billion for the banks right away.
Krizin basinda Henry Paulson Oval Ofise gidip... bankalari kurtarmak icin 700 milyar Dolar alinca Sosyalizm ile bir derdimiz olmuyor.
Yeah, they saved the banks, the insurers...
Evet onlar bankaları, sigorta firmalarını kurtardı...
Precious Akingbade was found on the banks of a canal in Birmingham.
Biriyle eşleşti. Precious Akingbade Birmingham kanalı yanında bulunmuş.
It's only made in one place in the world, a cattle port on the banks of the Rio Colorado,
Dünyada yalnızca tek bir yerde yapılıyor. Rio Colorado kıyısında sığ bir limanda.
The banks ain't open this hour.
Bankalar açık değil şu an.
Bad news. According to the banks, our victims'deposits were made in cash.
Bankaya göre paralar nakit yatmış.
So you get one of his guys to flip on the banks.
Adamlarının bankaları tersyüz etmesine izin vereceksiniz yani.
All the banks were closed, so I have no cash.
Tüm bankalar kapalı, bu nedenle nakit yok
Heborrowed billions from the banks to buy up high-end retail businesses in London.
Londra'da lüks perakende mağazaları almak için milyarlarca dolar borç aldı.
and he took it from your local bank. And the banks advised depositholders to withdraw money, and put them in the money market funds.
Bankalar para piyasası fonları kurdular ve mevduat sahiplerine para çekmelerini ve para piyasası fonlarına yatırmalarını önerdiler.
In February 2007, the rating agencies decided toupgrade the banks to the highest possible rate – AAA.
Şubat 2007'de... İzlanda Parlamentosu Özel Araştırma Komitesi... derecelendirme kuruluşu bankalara üç A derecesi verdi.
One-third of Iceland's financial regulators went to work for the banks.
İzlanda'daki denetçilerin üçte biri bankalarda çalışmaya başladı.
The banks were now heavily reliant for earnings on these types of activities.
Bankalar bu faaliyetlerden gelen kârlara bel bağlamışlardı.
The ratio between borrowed money and the banks'own money was called leverage.
Toplanan mevduat ile bankanın öz kaynağı arasındaki orana kaldıraç denir. KALDIRAÇ ORANI
The more the banks borrowed, the higher their leverage.
Bankalar ne kadar çok mevduat toplarsa kaldıraçları yüksek olur.
Dinar, Dolar, Euros, Franks whats with the money of the world in banks
Dinar, Dolar, Euro'lar, Frank, tüm dünyadaki bankalarındaki paralar.
After the collapse of one of the world's biggest investment banks,
Bunun nedeni dünyanın en büyük yatırım bankalarından biri olan,
♪ when the levee banks are overflowing'♪
Nehir kenarları taşarken.
Professional thieves wanted in Chicago for the armed robbery of several banks.
Profesyonel hırsızlar. İkisi de Şikago'da silahlı banka soygunundan aranıyor.
John alerted us to recent discrepancies at other hospital blood banks in the county.
- John bize haber vermeseydi kasabadaki diğer kan bankalarıyla bizimki arasındaki tutarsızlığı fark edemezdik.
The blood banks, the missing people, all of it's true.
Kan bankası, kayıp insanlar... Hepsi doğru.
You know, their move up to banks has only been in the last two years.
Biliyorsunuz, onlar banka işine geçeli sadece iki yıl oldu.
Someone from the Dear Jane gang is making money robbing banks.
Sevgili Jane çetesinden birisi, soygunlardan para kazanıyormuş.
MALE ANNOUNCER : Most banks are for the haves, not the have-nots.
Çoğu banka sadece parası olanlarla ilgilenir.
That would narrow the list of likely targets down to three... Three banks.
Bu durum olası hedef sayısını 3 bankaya indiriyor.
Look at this there are Islamic investment models even in the German banks.
Babacığım Alman bankalarda bile Müslüman yatırım modelleri var.
As far as we know the greater amount of money has been transferred by foreign banks and only a small amount of it has entered Turkey.
- Öğrendiğimiz kadarıyla, paranın büyük kısmı yabancı bankalar yoluyla transfer edilmiş. Türkiye'ye gelen para ancak, küçük kısmı.
You want to talk about your wife not having your unlisted number or the book code you've been robbing banks and killing people to find?
Karının bilmediği telefon numaraların mı yoksa.. ... elde etmek için banka soyup, adam öldürdüğün... şifre hakkında mı konuşmak istersin?
- Yeah. Got the job of debriefing him, moving his money to U.S. Banks.
Evet, ondan bilgi alma işini, ve parasını Amerikan bankalarına taşıma işini.
In banks and other secure facilities, the biggest threats are the ones you invite in.
Bankalar ve diğer güvenlikli binalarda en büyük tehdit, davet ettiğiniz kişilerdir.
Banks spend all their resources keeping thieves out of the vault.
Bankalar tüm kaynaklarını hırsızları kasa dairesinin dışında tutmak için harcarlar.
At the same time, the government privatized Iceland's three largest banks.
Aynı zamanda hükümet İzlanda'nın en büyük üç bankasını özelleştirdi.
In a five-year period, these three tiny banks, which had never operated outside of Iceland, borrowed 120 billion dollars, ten times the size of Iceland's economy.
Beş yılda, İzlanda dışında hiç faaliyet göstermemiş olan bu üç küçük banka 120 milyar dolar borç aldı. Bu miktar İzlanda ekonomisinin on katı büyüklüğündeydi.
American accounting firms, like KPMG, audited the Icelandic banks and investment firms, and found nothing wrong ; and American credit-rating agencies said Iceland was wonderful.
KPMG gibi Amerikan derecelendirme firmaları İzlanda bankalarını denetledi ve hiçbir ölümsüzlük bulmadı. Amerikan derecelendirme kuruluşları İzlanda'da her şey harika diyorlardı.
When Iceland's banks collapsed at the end of 2008, unemployment tripled in six months.
2008 yılının sonunda İzlanda bankaları batınca işsizlik altı ayda üç kat arttı.
Over the weekend, Lehman Brothers, one of the most venerable and biggest investment banks, was forced to declare itself bankrupt ; another, Merrill Lynch, was forced to sell itself today.
En saygın ve büyük yatırım bankalarından Lehman Brothers iflasını ilan etmek mecburiyetinde bırakıldı. Merrill Lynch, bugün satılmaya mecbur bırakıldı.
The investment banks went public, giving them huge amounts of stockholder money.
Yatırım bankaları halka açıldı... Ortaklık'Demode'... bu sayede yatırımcılardan büyük paralar topladılar.
The merger violated the Glass-Steagall Act, a law passed after the Great Depression, which prevented banks with consumer deposits from engaging in risky investment banking activities.
Bu birleşme Glass-Steagall Yasasının ihlaliydi. Bu, Büyük Buhran'dan sonra çıkarılmış ve bankaların mudilerin tasarruflarıyla riskli yatırımlar yapmalarını engelleyen bir yasaydı. Travelers'ı satın almaları yasa dışıydı.
The investment banks fueled a massive bubble in Internet stocks, which was followed by a crash in 2001 that caused 5 trillion dollars in investment losses.
Yatırım bankaları internet hisselerinde büyük bir balon yarattılar ve bunu takiben 2001'de beş trilyon dolarlık bir yatırım kaybına yol açan bir kriz meydana geldi.
Eliot Spitzer's investigation revealed that the investment banks had promoted Internet companies they knew would fail.
Eliot Spitzer'in incelemesi yatırım bankalarının başarısız olacaklarını bildikleri internet şirketlerini teşvik ettiklerini ortaya çıkardı.
The defense that was proffered by many of the investment banks was not, you're wrong it was, everybody's doing it, and everybody knows it's going on, and therefore nobody should rely on these analysts anyway.
Vali, New York Eyaleti ( 2007-2008 ) Başsavcı, New York Eyaleti ( 1999-2007 ) Birçok yatırım bankasının savunması'yanlışsınız "olmadı. " Herkes yapıyor, herkes bunun olduğunu biliyor kimse bu analistlere güvenmemeli " oldu.
In December 2002, 10 investment banks settled the case for a total of 1.4 billion dollars, and promised to change their ways.
Aralık 2002'de on yatırım bankası, 1.4 milyar dolar ödeyerek davayı kapattı ve uygulamalarını değiştirecekleri sözünü verdiler.
In the new system, lenders sold the mortgages to investment banks.
- KREDİ VERENLER Yeni sistemde alacaklılar mortgage'leri yatırım bankalarına sattı. YATIRIM BANKALARI
The investment banks combined thousands of mortgages and other loans — including car loans, student loans, and credit-card debt — to create complex derivatives, called collateralized debtobligations, or CDOs.
- YATIRIMCILAR Bu bankalar binlerce mortgage ile araba ve eğitim kredileri ile kredi kartı borçları dahil diğer kredileri birleştirip teminatlı borç yükümlülükleri veya CDO denilen karmaşık türevler oluşturdular.
The investment banks then sold the CDOs to investors.
Yatırım bankaları daha sonra bunları yatırımcılara sattı.
The investment banks paid rating agencies to evaluate the CDOs, and many of them were given a AAA rating, which is the highest possible investment grade.
Yatırım bankaları CDO'ları değerlendirmeleri için derecelendirme kuruluşlarını tuttular bunlar da çoğunu üç A olarak derecelendirdi. Bu en üst yatırım derecesiydi.
The investment banks didn't care, either ; the more CDOs they sold, the higher their profits.
Bu, yatırım bankacılarının da umurunda değildi. Ne kadar CDO satarlarsa, kârları o kadar yükseliyordu.
And the rating agencies, which were paid by the investment banks, had no liability if their ratings of CDOs proved wrong.
Yatırım bankalarından para alan derecelendirme kuruluşlarının ise yaptıkları değerlendirme yanlış çıksa bile bir sorumluluğu yoktu. İCRA SATIŞLARI PEŞİNATSIZ
THE INVESTMENT BANKS ACTUALLY PREFERRED SUBPRIME LOANS, BECAUSE THEY CARRIED HIGHER INTEREST RATES.
Yatırım bankaları subprime kredileri tercih ediyordu çünkü faiz oranları daha yüksekti. Bu da yıkıcı kredilendirmenin çok artmasına yol açtı.
THE SECURITIES AND EXCHANGE COMMISSION CONDUCTED NO MAJOR INVESTIGATIONS OF THE INVESTMENT BANKS DURING THE BUBBLE. OCTOBER 7, 2008
Menkul Kıymetler ve Borsalar komisyonu balon sırasında yatırım bankalarını ciddi bir biçimde incelemedi.
During the bubble, the investment banks were borrowing heavily, to buy more loans, and create more CDOs.
Balon sırasında yatırım bankaları daha fazla kredi satın almak ve daha fazla CDL yaratmak için sürekli olarak mevduat topluyorlardı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]