The bus translate Turkish
11,623 parallel translation
Oh, right! On the 2nd, after the sermon we went back on the bus on the 3rd.
Bu ayın 2'sinde gittiğimiz vaazdan 3 Ekimde döndüğümüz otobüste.
The bus and film tickets tor the 3rd are authentic, right'?
Otobüs ve film biletleri nedere?
Later, while withdrawing money from the ATM at the bus stand Vijay got off the bus.
Sonra da, Vijay ATM'den para çekmek için otobüsten indi.
The bus route changed, so I've been driving the girls to school myself and I had to go by K-Mart, and the K-Mart by our house isn't open yet, so now I have to go all the way to the one in Carrollton...
- Otobüs hattı değişti, kızlarımı okula ben bırakıyorum. K-mart'a gitmek zorundaydım ve civardaki henüz açılmadığından ötürü... -... ta Carrollton'dakine gitmem gerekiyor.
Don't buy batteries from that guy unless you want your heart to stop on the bus.
Otobüste kalp krizi geçirmek istemiyorsanız Oleg'den pil almayın.
We're not throwing Michael under the bus.
Michael'i gelen otobüsün altına itmiyoruz.
Oh, the bus ride that took forever, and then we only had one day to see 10 museums.
Hiç bitmeyecek sandığım otobüs yolculuğu. Sadece bir günde 10 tane müze gezmiştik.
She's throwing Peter under the bus. It's about his black hiring practices.
Siyahi işe alım sorunlarıyla ilgili olmalı bütün bunlar.
I'm having second thoughts. I think it's a mistake to throw Peter under the bus.
Bence Peter'ı kötülemek iyi bir fikir değil.
The bomb was planted on when the bus drove to this garage.
Bomba, araç bu garajdayken yerleştirilmiş.
I went on the bus. To your hotel.
- Otobüsle gittim, oteline.
I took the bus.
Otobüsle gidiyorum hem de.
I mean, I could drive the bus.
- Otobüsü ben sürebilirim.
Couldn't we rig the bus with cameras and let HRT do their thing?
Otobüse kamera koyup işi rehine kurtarma ekibine bıraksak?
Use the bus when you come back.
Dönerken otobüse bin.
And on the bus.
- Otobüste de.
She's not on the bus.
Otobüste değil.
And I never use the bus if I've got takings.
Tahsilatım varsa da asla otobüsü kullanmam.
I heard a noise. I looked back and... it was the bus driver.
Arkama baktım ve otobüs şoförünü gördüm.
The man who went into the bus.
Otobüsün içine giren adam.
Yeah, now all I have to do is figure out my work schedule and the bus schedule.
Evet, şimdi çalışma saatlerimi ve otobüs saatlerini ayarlamalıyım.
I just want to say thanks... for not throwing us under the bus back there.
Sana teşekkür etmek istedim. Orada bizi günah keçisi ilan etmediğin için.
She'd tell you to throw your husband under the bus.
Bana, beni otobüsün altına kocamın atmak istediğini söyledi.
But I wasn't the fucking asshole who disrespected her and made her take the bus home.
Ama ben ona saygısızlık edip, evine otobüsle gitmesine sebep olan pislik değildim.
- The bus is leaving.
- Otobüs kalkıyor. - Hayır.
I went, like, 18 miles, puked and had to take the bus back.
Otobüsle 18 mil gidip kusarak dönmüş gibiyim.
I can get you there a lot faster than the bus.
Otobüsten daha hızlı götürebilirim.
For several days we did not see the bus driving through this area.
Birkaç günden bu yana otobüs geçmedi.
Sir, the bus is full.
- Of. Efendim.
When we were going back the next day he was the conductor on our bus.
Geri döndüğümüz gün bindiğimiz otobüsün şefiydi.
You were the conductor on that bus.
Sen o otobüste şeftin.
We went to the sermon at Panaji on the 2nd on your bus.
Biz 2 Ekimde vaaz dinlemek için Panaji'ye gittiğimizde.
Then, he went to Taligaon bus stand and withdrew the money from the ATM at 3 : 00 pm.
Daha sonra, Taligaon otobüs durağına gitti ve ATM'den saat 15 : 00'da para çekti.
The next morning he took his family and travelled by Dinkar's private bus to Panaji.
Ailesini ertesi gün aldı ve Dinkar'ı otobüsüyle Panaji'ye götürdü.
They made friends with the conductor on the Kadamba bus.
Onlar Kadamba otobüs şefiyle arkadaş oldular.
Guy asked me where the closest bus stop was.
En yakın otobüs durağını sordu.
He didn't just steal tags from the VW bus.
Sadece Volkswagen minibüsten plaka çalmamış.
up until the bus driver came and went at it.
Şoför, minibüsü almaya gelene dek garaja Birkeland'dan başka giren yok.
After Sheriff Barnes takes me to the bus station, I buy a ticket to Vancouver. Once I get there
Şerif Barnes beni otobüs durağına bıraktıktan sonra Vancouver'a bilet alacağım ; oraya varınca hemen Amerikan Konsolosluğu'na gidip Cabe Gallo'dan gelen paketi soracağım, paketi sorgusuz sualsiz bana verecekler.
I get a bus, you get a third of the hostages.
Otobüs gelince, rehinelerin üçte birini alacaksın.
All right... bus is ready, but HRT and SWAT both said they haven't detected any movement or sound inside the building for the last 60 minutes.
Pekâlâ, otobüs hazır ama HR ve SWAT, 60 dakikadır binada hareket ve ses tespit etmediklerini söyledi.
I can't reach the bus driver, and he's not due back till 3 : 00.
Üçte gelecekti.
I went into the safari bus, and I saw... a man lying in the aisle, dead.
Safari arabasına girdim ve yerde yatan ölü bir adam gördüm.
"Otherwise, " I'm shipping your sorry asses out on the next bus. "
Yoksa üzgün kıçlarınızı ilk otobüse bindiririm. "
According to recent credit-card activity Loyd just bought a bus ticket out of Buffalo on the silver line.
Son kredi kartı aktivitelerine göre, Lloyd Munroe az önce Silver Line'den... -... Buffalo'ya bir otobüs bileti almış.
Right. Which is why we found you on a bus fleeing the country.
Doğru, bu yüzden seni ülkeden kaçarken bir otobüste yakaladık.
Thanks for calling the Streamline Bus Station. Bus leaves at 11 : 00.
Streamline otobüs terminalini aradığınız için teşekkürler.
It's now in the parking garage at The Streamline Bus Station.
Şu anda Streamline otobüs terminalinde park halinde.
A ticket... for the 10 : 30 bus.
Bilet. 10 : 30 otobüsü için.
Because we are going to destroy eight different taffy crawls and one "Ghosts of the Boardwalk" bus tour!
Çünkü sekiz farklı karamela şekerini ve "Tahta Kaldırımdaki Hayaletler" otobüs turunu mahvedeceğiz!
Visitors must ride a shuttle bus to and from the center.
Ziyaretçilerin sınırlar kapanmadan bileklikleriyle...
the bus is here 18
the business 45
busy 584
business 577
buster 475
bush 97
businessman 37
bust 31
busted 219
buses 31
the business 45
busy 584
business 577
buster 475
bush 97
businessman 37
bust 31
busted 219
buses 31
businessmen 24
business as usual 75
bus station 23
business or pleasure 40
business is booming 22
business trip 19
business is business 82
business partners 16
busy day 80
business is good 48
business as usual 75
bus station 23
business or pleasure 40
business is booming 22
business trip 19
business is business 82
business partners 16
busy day 80
business is good 48
busy morning 24
business partner 23
busy night 20
busboy 18
bus driver 18
the better 784
the big bang theory 136
the beatles 53
the best is yet to come 22
the boys 83
business partner 23
busy night 20
busboy 18
bus driver 18
the better 784
the big bang theory 136
the beatles 53
the best is yet to come 22
the boys 83
the bed 52
the bedroom 35
the band 70
the boss 128
the boat 92
the best 484
the beach 114
the bastard 139
the big one 111
the box 93
the bedroom 35
the band 70
the boss 128
the boat 92
the best 484
the beach 114
the bastard 139
the big one 111
the box 93
the bridge 67
the book 195
the ball 71
the baby's coming 54
the bathroom 101
the bat 30
the beast 101
the bag 76
the body 126
the big 102
the book 195
the ball 71
the baby's coming 54
the bathroom 101
the bat 30
the beast 101
the bag 76
the body 126
the big 102