The front door translate Turkish
2,953 parallel translation
And I wanna go out the front door.
Şimdi de ön kapıdan gidiyorum.
Yeah, but even if he did, it might not still be there ; it turns out this window was more popular than the front door.
Evet ama, bırakmış olsa bile pencere ön kapıdan daha sık kullanılıyormuş.
Yeah, let's try the front door.
- Evet, ön kapıya bakalım.
And I found blood on the driveway leading from the front door.
Ben de giriş kapısından sokağa doğru giden kan izleri buldum.
Hey, looks like they came in through the front door just after he closed for the night.
- Görünüşe göre adam dükkânı kapadıktan sonra ön kapıdan girmişler.
So was the front door.
Ön kapı da açık.
Patrols will be shifted to the north so you will come up through the woods from the south up the drive and into the front door.
Devriyeler Kuzey tarafında değişiyor, siz Güney tarafından gideceksiniz oraya kadar araç sürecek ve ön kapıdan gireceksiniz.
It's a... it's a key to the front door.
Kapının anahtarı.
When I went to take a shower, I saw the broken glass by the front door.
Duş almaya giderken ön kapıdaki camları gördüm.
I'll help you get inside, then you can open the front door from within.
İçeri girmene yardım ederim, sen de ön kapıyı açarsın.
So why don't you just walk out the front door?
Öyleyse neden kapıdan çıkıp gitmiyorsun?
If I'd gone home, I would have ground it and snorted it before I got through the front door.
Eve gitmiş olsaydım, daha ön kapıdan girmeden önce bunu ezip burnuma çekmiştim.
Took a look through the front door, I didn't see anyone.
Ön kapıdan baktım, kimseyi göremedim.
Dayton never came in the front door.
Daton ön kapıdan gelmedi
Don't worry, there's a dead bolt on the front door.
Merak etme, kapının önünde sürgülü kilit var.
We'll just leave the front door open.
Ön kapıyı açık bırakırız.
Actually, he went out through the front door.
Aslına bakarsanız ön kapıdan çıkıp gitmiş.
I guess that's why- - shut the front door.
Sanırım bu yüzden- - Hadi canım.
Well, I knew it when you came through the front door, see?
Kapıdan içeri girdiğinde anlamıştım.
- Through the front door.
- Ön kapıdan.
Well, we just came over to see if you needed anything... And, hey, I had the Passat in the garage for you but just brought it out now'cause we knew you were coming back, and I thought you might want to go in through the garage instead of the front door, 'cause we do that sometimes.
Şey, sadece bir şeye ihtiyacınız var mı diye sormaya geldik... ve şey, Passat'ı garaja çekmiştim şimdi geri çıkardım çünkü döndüğünüzü biliyordum, ve düşündüm ki belki eve ön kapı yerine garajdan girmek istersiniz, çünkü bazen biz öyle yapıyoruz.
Where he also locked the front door so the sisters couldn't get out.
Aynı zamanda ön kapıyı kilitledi bu yüzden kızlar dışarı çıkamadı.
Passwords keep you from going in the front door.
Şifreler senin ön kapıdan girmeni sağlar.
The key, in jobs like this one, is to contrive a way to walk in through the front door, find the right lab, take the formula, and walk out again, calmly, without attracting attention.
Bunun gibi işlerde anahtar, ön kapıdan girmek için doğru planı tasarlamak, doğru kapıyı bulmak, formülü almak ve tekrar dikkat çekmeden sakince geri çıkmaktır.
Oh! Schmidt told me this was the front door?
Schmidt bana buranın sokak kapısı olduğunu söylemişti.
Next time, try using the front door.
Bir dahakine ön kapıdan girmeyi dene.
I wouldn't want you to get in trouble for... Not Manning the front door.
Yani, ön kapıya adam yerleştirerek başımı belaya sokmak istemiyorum.
There's a Frank at the front door.
Dışarıda adının Frank olduğunu söyleyen biri var.
Sure, we'll just walk a dead body right out the front door! Idiot!
Tabii, cesedi sürükleyip ön kapının önüne bırakırız.
get some coveralls, and a van. Like a carpet cleaning van, and just walk him right out the front door.
Birkaç iş tulumu alırız ve halı yıkama aracı kiralarız..
And brilliant! When I'm done, each one of us will walk out the front door - carrying a small parcel...
İşim bittiğinde, hepimiz küçük bir parça taşıyarak uzaklaşacağız.
No, no, no, I just mean we can't use the front door.
Ön tarafı kullanamayız demek istedim.
If I can't contain a crime scene, then we've got potential suspects walking out the front door.
Olay mahallini kapatamazsam potansiyel şüpheliler ön kapıdan yürüyüp gidecekler.
This is a toe print pointing right toward the front door.
- Bu parmak izi doğruca ön kapıyı işaret ediyor.
Come back through the front door.
Yaltaklık yapmıyorum. Geri dönerken ön kapıdan girdim.
I want to be the guy that she's proud to have walk through the front door.
Ön kapıdan gururla girebilecek bir çocuk olmak istiyorum.
So instead of worrying about the people who work there, the people who walk right through the front door, you want to focus on people who can fit through a window?
Orada çalışan insanlardan şüphelenmek yerine ön kapıdan giren insanlardan şüphelenmek yerine camdan girebilecek olan insanlardan mı şüpheleniyorsun?
Do you have any choice but the front door?
Ön kapıdan başka çıkış yolu var mı?
Okay, Mr. Shaw, we will distraction in the front door. Attract all the zombies, the rest can escape behind. Yes, Mr. President.
Bay Shaw, siz ön kapıda zombilerin dikkatini çekeceksiniz ki diğerleri arka kapıdan kaçabilsinler.
Okay, so just walk in the front door and act like you belong.
O zaman ön kapıdan gir ve orada çalışıyormuşsun gibi yap. Al.
It'll fly back to the airfield, past the guards, right up to the front door.
Uçak havaalanına gidecek, korumaları geçecek, ön kapıda duracak.
- Through the front door to the right are our dining and sitting area...
- Burası yemek yediğimiz ve dinlendiğimiz yer.
I am not talking about knocking on the front door, genius.
Bende ön kapıya gidip Kapıyı çalalım demiyorum, dahi.
- It's, it's not every day that your heart comes waltzing through the front door.
Bu kalbinin her gün....... ön kapıda dans etmesi demek değil.
Shut the front door!
Ön kapıyı kapatın!
Then I have to ask you, Mr. Weld, why was it, that at 10 : 32, you placed a call to the front desk complaining about a loud argument in the room next door?
O halde size şunu sormam gerek Bay Weld, neden saat 10 : 32'de,... resepsiyona yan odadan gelen tartışma sesleri hakkında bir telefon görüşmesi yaptınız.
But then they slapped those notices on our front door, anyway, and the money is still nowhere to be found!
Ama sonra onlar yine de kapımıza bu ihbarnameyi bıraktılar. Para ise hala hiçbir yerde yok!
This one opens the door you're standing in front of.
Önünde durduğunuz kapıyı bu açıyor.
Bearded guy, left of the door, front of the line.
Bıyıklı adam, kapının solunda, sıranın önünde.
Door was open as they were taking fire from the front of the van.
Ön taraftan ateş ettiklerinde minibüsün kapısı açıkmış.
Like a big turd with a door on the front, right?
Önünde kapısı olan bir boka benzeyecek, değil mi?
the front door was open 16
the front 31
front door 43
front door ajar 17
doors 63
door 437
doorbell 96
doorman 19
door opens 1163
door closes 936
the front 31
front door 43
front door ajar 17
doors 63
door 437
doorbell 96
doorman 19
door opens 1163
door closes 936
door slams 187
door was open 50
doorbell rings 420
door open 23
doors closing 23
door closed 19
doors open 18
doors opening 23
door closing 46
door shuts 99
door was open 50
doorbell rings 420
door open 23
doors closing 23
door closed 19
doors open 18
doors opening 23
door closing 46
door shuts 99