The names translate Turkish
6,294 parallel translation
I studied the names on the list.
Listedeki isimlere çalışırdım.
When you look into the names on that list, Remember what they sacrificed.
O listedeki isimlere bakarken neleri feda ettiklerini unutma.
It's got written down the names of every family member who lived there.
Orada yaşamış bütün aile üyelerinin adı var. Hayatta kalanlar buraya gelirdi.
See what you can find out from bud, but just get the names.
Bud'dan bir şeyler öğrenmeye çalışın. Ama sadece isimleri alın.
If there's one thing I learned on the beat, it's that the names change, but the street stays the same.
Görevdeyken öğrendiğim tek bir şey varsa o da isimleri değişse de, sokakların aynı kaldığıdır.
I need the names of the boys who Hunter was with tonight.
Bu akşam Hunter'la birlikte olan çocukların isimlerine ihtiyacım var
We take down Monarch, we get the names of every criminal who funnels money through them.
Kral'ı alt edip banka üzerinden para aktaran herkesin ismini öğreneceğiz.
Okay, sulfuryl fluoride is highly regulated, so much so that only one company in all of DC is licensed to use it- - a company called Insects No More- - so they're sending over the names of their most recent jobs.
O kadar sıkıdır ki, DC'de sadece bir firmanın kullanma izni var. "Böceklere Son" adlı bir şirket. Son zamanlarda yaptıkları işlerin listesini yolluyorlar.
Okay, if any of the names on that list are known drug dealers, we may actually be in luck.
- Tamam o listedeki isimler arasında uyuşturucu ticareti yapan varsa şanslı olabiliriz.
I'm gonna need your account number and the names of those bad dates
Hesap numaranı ve kötü gecen randevulardakilerin isimlerini verir misin?
We use all the names on the chip, we analyze their behavior, we see if it coincides with the events of the past two decades.
- Çipteki tüm isimleri kullanacağız. Davranışlarını analiz edeceğiz son 20 yılın olaylarıyla eşleşiyor mu diye bakacağız.
What's up with the names around here?
Buradaki isimlerin nesi var böyle?
Okay, we're gonna need to have the names of everyone who attended this screening. Good luck.
Tamam, gösterime gelen herkesin ismine ihtiyacımız olacak.
And no-one else knew more than the names on that list, apart from me. Good.
Ayrıca o listedeki isimleri benden başka daha fazla bilen yok.
I need to know if you have two men in some kind of witness protection deal over here, by the names of Samuel Pinkett and Philip Bourne?
Burada isimleri Samuel Pinkett ve Philip Bourne olan bir tür tanık koruma programı anlaşmasında iki adamınız var mı diye bilmem gerekiyor.
I'm gonna need those video files, along with the names of those subjects.
Evet. O videoları ve deneklerin adlarını istiyorum.
But you give us the names of the individuals who did kill these people, we'll recommend a deal to the DA.
Ama bize bu insanları öldüren suçluların isimlerini verirsen savcıyla anlaşma ayarlayabiliriz.
Because he can, in turn, give us the names of dozens of killers.
Çünkü o karşılığında bize onlarca katilin adını verebilir.
We know some of the names of the people who hired Woodbine.
Woodbine'ı tutan insanlardan bazılarının isimlerini biliyoruz.
My mind is full of ideas for great songs I could write... down the names of and then cover.
Kafamın içi büyük şarkılar ve sonrasında albümler için verebileceğim isimler için fikirlerle dolu.
Take two hours, get the names of his men and what they know.
İki saatin var. Adamlarının isimlerini ve ne bildiklerini öğren.
Only the names of my father and brothers are remembered.
Hatırladığım tek şey babamla kardeşlerimin isimleri.
Neither of us gave voice to the names of our dead loved ones, and for this act of respect, they permitted us to live in peace, and to place our hearts in each other's keeping.
İkimiz de bu hayattan göçüp giden sevdiklerimizi dile getirmedik. Saygıdan gösterdiğimiz bu davranışımız huzur içinde yaşamamıza ve kalplerimizi yatıştırmamıza olanak sağladı.
Harlan was able to give us the names of nine other people he believed to be other competitors.
Harlan, bize diger 9 kisinin isimlerini verebildi bunlar disinda yarismacilarin da olduguna inaniyor.
So when I searched for the names of repeat winners in the dates prior to your posts...
Kazananlarin isimlerini arattigimda onceki gonderilerinin tarihlerini...
When are you going to stop saying the names of people I've never heard of?
Hiç duymadığım insanların isimlerini saymayı ne zaman bırakacaksın?
Do you know any of the names of his closest associates?
Yakın olduğu kişilerin isimlerini biliyor musunuz?
I'm told you refuse to divulge the location of the attack, or the names of your conspirators.
Silahları yerleştirdiğiniz yerleri ya da, sana yardım edenleri söylemeyi reddediyorsun.
The Russians have names like Kosygin or Khrushchev.
Ruslarda Kosygin veya Khrushchev var.
- These are the slave names?
- Bunlar köle isimleri mi?
And I've actually got three names to add to the list.
Aslında listeye üç isim daha ekledim.
I thought all the customer's names were just in Japanese.
Sanırım tüm müşterileri Japon.
And Abby, kicking ass, taking names in the white house.
Abby, milletin canına okuyor, Beyaz Saray'da mevkii alıyor.
That means the names of the people talking, who is calling whom, call durations.
Bu da konuşan insanların isimleri, kimin kimi aradığı ve anlamına geliyor.
Their names are Mike and Julie Sturdivant, and I spoke to them on the phone, and they are so excited to meet you.
Ve ben, onlara telefonda konuştu Onların isimleri Mike ve Julie Sturdivant vardır ve sizi karşılamak için çok heyecanlıyız.
In the meantime, if you can dig up any names behind Wendigo...
Bu arada eğer Wendigo'nun arkasındaki isimleri bulabilirsen...
You know our names, from the forms.
Formlarımızdan isimlerimizi biliyorsun.
I thought we didn't have names for the students who participated in the professor's experiments, only faces.
Elimizde deneye katılan öğrencilerin isimlerinin değil sadece yüzlerinin olduğunu sanıyordum.
All the old tapes in there, the file cabinets are full of everybody's names.
Bütün ses kayıtları duruyordu. Dosya dolaplarında herkesin adı vardı.
The men who come here, they're not big on names.
Buraya gelen erkekler, öylece isimlerini vermezler.
Look. While Tripp tortured me for the names of your friends,
Tripp bana işkence edip arkadaşlarının isimlerini istediğinde bir çok acil görüşme ve gizemli adamların ziyaretlerine şahit oldum.
These names have nothing to do with whether the university
Bu isimlerin üniversitenin sizin müvekkilinizin yargı sürecini...
- Actually, there are 60 reasons... that's how many names are on the rape wall.
- Açıkçası,... 60 neden var... tecavüz duvarında bu isimlerin nasıl yer aldığı konusunda.
I'm not giving you the list of names.
Size isim listesini vermiyorum.
You gave the police nine other names?
Polise 9 isim verdin demek?
So, they're mean-girling you in the press, they're calling you names that hurt your little soft spots deep inside?
Sana kız muamelesi yapmaları ve spotlara ismini yazmaları seni yaralıyor mu?
I also went to that pizza place that names the pies after first ladies.
First Lady'lerin isimlerini tatlılara verdilkleri şu pizzacıya gittim.
One of the biggest names in jazz.
Cazın en büyük isimlerinden.
Oh, no, they have their names written on the back.
Olamaz, arkalarında isimleri yazıyor.
But just to be safe, I've dispatched Kitty to run the braggarts'names through the NYPD database.
Ama emin olmak için Kitty'ye palavracıların adlarını NYPD veri tabanında araştırtıyorum.
We have three names... each one a target of the man who paid for Moshe Shapiro's murder.
Üç ismimiz var. Her biri Moshe Shapiro'nun ölümü için para ödeyen adamın hedefleri.
names 324
the night of the murder 53
the new yorker 37
the new york times 60
the notebook 36
the night of the fire 17
the night is young 64
the night before 47
the night shift 17
the noise 65
the night of the murder 53
the new yorker 37
the new york times 60
the notebook 36
the night of the fire 17
the night is young 64
the night before 47
the night shift 17
the noise 65
the not 21
the night before last 20
the nose 48
the night she died 20
the night 83
the next time i see you 21
the night he died 19
the no 36
the next one 38
the next thing i knew 36
the night before last 20
the nose 48
the night she died 20
the night 83
the next time i see you 21
the night he died 19
the no 36
the next one 38
the next thing i knew 36