The place is empty translate Turkish
80 parallel translation
The place is empty. Clean.
Şu an kimse bulunmuyor.
The place is empty except for Mrs Baines, Phile and me.
Ben, Bayan Baines ve Phile'den başka kimse yok.
The place is empty!
Mekan bomboş!
He won't notice the place is empty till June.
Hazirana kadar boşluğu fark etmez.
Looks like the place is empty.
Burası tamamen boş gibi görünüyor.
- Jack, the place is empty.
- Jack, burası bomboş.
Nothing. The place is empty.
Burası boş.
He won't notice the place is empty till June.
Hazirana kadar buranın boş olduğunu anlamaz.
Some villain, just waiting for my chance to... smack your jaw and rob the register while the place is empty.
— Belki kötü biriyim... Sadece bir fırsatını bulup... Çeneni kırmayı ve dükkânı soymayı bekleyen biri.
- It belonged to a soldier I knew, but he's dead now, so... the place is empty, I reckon.
Sanırım ev boş.
- The place is empty.
- Şirket boş. — Pekâlâ.
- Make sure the place is empty.
- Orayı boşaltın.
Look, if you want, I'm staying over at my mother's and the place is empty.
Bak, Eğer istersen ben annemde kalıyorum.
'She's on her own and the place is empty.'
O bomboş sarayda yapayalnız.
Ralph, see? The place is empty.
İptal etmek istemezdim Ralph...
the place is empty. no sign of forcible entry.
Ev boş. zorla eve girilmemiş.
- So he knows the place is empty.
- Yani o evin boş olduğunu biliyor.
Captain, the place is empty.
Yüzbaşı, mahal terkedilmiş.
The place is empty.
Burası bomboş.
Ever since the bank put it into foreclosure, the lawn's turned into Jurassic Park, and... and now I guess some kids have figured out the place is empty.
banka el koyduğundan beri, bahçesi Jurassik park gibi oldu... şimdi de sanırım bazı çocuklar terkedilmiş muamelesi yapıyorlar.
The place is empty.
Burası terkedilmiş.
The place is empty.
Daire boş.
The place is empty.
Burası boş.
- Basically it's a domestic system, and like most domestic alarm systems, it's designed on the assumption that a theft would take place either when the place is empty or at night under cover of darkness.
- Basitçe bu bir ev sistemi, ve çoğu ev sistemi gibi, bir hırsızın evi boş iken ya da gecenin karanlığından yararlanarak soyacağı varsayımına göre dizayn edilmiş.
The place is half empty already!
Şimdiden yarısı boşaldı, buranın!
The place is empty.
Otel boş.
And you see, here, the same numbers appear as the'Zeerzug, " now empty train, goes to another place. And it leaves at 4 : 00 in the afternoon and now goes to that other place, which is yet another small town, where it picks up victims.
Aynı sayılar şimdi başka bir yere gitmekte olan boş tren için görünmekte, tren 16 : 00'da kalkıp başka kurbanlar almak üzere farklı bir küçük kasabaya uğrayacak.
Paula, the universe you live in is a cold and empty place.
İçinde yaşadığın evren soğuk ve boş bir yer Paula.
But still the place you live in is that much more drab and empty that they're gone.
Fakat halen gittikleri zaman yaşadığınız yer daha çok tekdüze ve boş oluyor.
- The place is empty, sir.
Burası boş, efendim.
The place is usually empty.
Genelde burası boş olurdu.
Anyway, I know that you're interviewing with a lot of different stations and everything but there is this little empty place by the river.
Bir sürü kanalla görüşmeler yaptığını biliyorum. Ama nehir kenarında boş bir yer var.
The place is completely empty. And I know it sounds crazy, but last night I could feel it.
Bunun çılgınca geleceğini biliyorum ama dün gece hissedebiliyordum.
The place is almost empty.
Neredeyse boştu.
The place is a wreck but it's empty and it's isolated.
Şu an orası, yıkıntı halinde, ama boş ve izole bir durumda.
That last empty frame right there is reserved - for the head cheerleader who will take our place- - our next leader :
- Bu son karede de bizim yerimizi alacak amigo liderinin resmi olacak.
You have your pick of washers, the place has just been swept, and the trash is completely empty.
Makineni seçebilirsin,.. ... orası yeni süpürülmüş olur ve çöp tamamen boş olur.
But as it stands, the place you used to occupy in my heart is very much empty now.
Ama açıkçası, eskiden kalbimde işgal ettiğin yer şu anda neredeyse bomboş.
Is the place empty?
Yer boş mu?
This place is empty, and it gives me the creeps.
Çıkmak istiyorum. Burası bos ve ödümü patlatıyor.
- The place is empty.
Yer boş.
The place is empty.
Mekan boşmuş.
Sadly, the Palace is an empty place now ever since the relation of famillies broke apart.
Maalesef, ailelerin ilişkileri koptuğundan beri saray boş bir yerden ibaret..
The thought of... moving into an empty place is just depressing, you know?
Düşündüm de, boş bir yere taşınmak insanı depresyona sokuyor, anlatabildim mi?
- Nothin'. Place is empty. - All right, maybe that place we saw about a quarter mile back with the lights on.
- Öyleyse gelirken gördüğümüz ışıkların olduğu yerde olabilir.
An empty construction site is a good place to kill someone and it'd be easy to slip a body behind the dry wall.
Ve inşaat alanı cinayet için çok uygundur. Oradan bir cesedi alçı duvar arkasına taşımak kolay olur.
The place is totally empty...
Ama kimse yoktu.
The E.R. and the ICU are half-empty and the place is crawling with suits.
Kimin umurunda? Ameliyathane ve yoğun bakım yarı yarıya boşalmış durumda ve hastane davalarla cebelleşiyor.
This place is nearly empty during the day.
Bu yer gün boyu neredeyse bomboş.
Just look how empty the place is.
Baksanıza, kimsecikler kalmadı.
See, the thing is, I might have said that there's an empty house in the middle of the countryside and the owners are away, so they're really gonna come and fuck this place up.
Olay şu ki, kırsal bölgede sahibi uzaklarda olan boş bir ev olduğunu söylemiş olabilirim. Bu yüzden gerçekten gelip buranın amına koyacaklar.
the place 70
the place looks great 24
the post 71
the power of christ compels you 31
the police 666
the party is over 26
the police are here 92
the piano 29
the police are coming 33
the party 90
the place looks great 24
the post 71
the power of christ compels you 31
the police 666
the party is over 26
the police are here 92
the piano 29
the police are coming 33
the party 90
the police station 24
the park 61
the plane 59
the point is 1527
the phone rang 17
the player 16
the people 229
the prince 110
the party's over 96
the painter 35
the park 61
the plane 59
the point is 1527
the phone rang 17
the player 16
the people 229
the prince 110
the party's over 96
the painter 35
the policeman 19
the point 85
the patient 39
the package 31
the phone rings 24
the police came 16
the phone 197
the princess 70
the phone's ringing 18
the planet 19
the point 85
the patient 39
the package 31
the phone rings 24
the police came 16
the phone 197
the princess 70
the phone's ringing 18
the planet 19