The power's out translate Turkish
430 parallel translation
"When such a thief's finger is too dried out, it can no longer lend the brew any healing power."
"Böyle bir hırsızın parmağı fazlasıyla kuruduğunda, artık karışımın iyileşme gücü vermesine katkıda bulunamaz."
I haven't even the power to iron out a single wrinkle.
Basit bir kırışıklığı giderecek gücüm bile yok.
Thus an almost forgotten incident provided the spark that might set off... the explosion needed to rock Willie Stark out of power.
Neredeyse unutulan bir olay, Stark'ı iktidardan düşürebilecek patlamanın kıvılcımını yaratmış oldu.
When you go out of formation, you reduce the group's power by 10.
Formasyonun dışına çıktığında grubun gücünü 10 top düşürürsün.
The power of all engines will be used to carry us out of earth's gravitational pull.
Bu noktada ise bizi Dünya'nın yerçekiminden çıkaracak olan tüm motorlar ateşlenecektir.
And only you, only you with God's help have the power to knock them out for good.
Ve Tanrının da yardımıyla bir tek sizler onlardan tamamen kurtulma gücüne sahipsiniz.
Our power's still out, so we can't do much in the way of refrigeration.
Elektrik hala kesik, bu yüzden soğutma konusunda elimizden çok şey gelmiyor.
Our deepest, greatest fears... are being dug up from our subconscious... by whatever the power is out there, and pitted against us.
En derin, büyük korkular... bizim biliçaltımızdan kaynaklanıyor... dış güçler tarafından bize yönlendirliyor.
If you are right, Doctor, about the Daleks taking up power from the floor, this is a perfect way of putting them out of action.
Daleklerin güçlerini zeminden almaları konusunda haklıysan Doktor, onları hareket dışı bırakmamız için mükemmel bir yol.
Let's see find out what interested western moviemakers during that period, the years of Hitler's rise to power.
Hitlerin devletin tepesine oturduğu bu günlerde,
Besides, out here in the West it's difficult to distinguish the instinct for survival from the lust to acquire power.
Ayrıca, Batı'nın dışında hayatta kalmak için, gücü elinde tutma içgüdüsünü,... şehvetten ayırmak çok zordur.
McCoy... I cut the transporter power to delay your beam-out until I could arrive.
McCoy... Gelene kadar ışınlanmayı ertelemek için ışınlayıcı gücünü kestim.
I would suggest, Mr. Sulu, that if you cannot find out where the power source is, you should find out where it is not.
Eğer güç kaynağının nerede olduğunu bulamıyorsan, nerede olmadığına bakmalısın.
In that being admitted king of England, and therein trusted with power to govern according to the laws, you did out of wickedness and design erect and uphold in yourself an unlimited and tyrannical power.
İngiltere kralı sıfatıyla yasalara göre yönetme yetkisi emanet edildiği halde, sen kötü niyetle ve entrikayla kendinde sınırsız ve zalimce bir güç yarattın ve sürdürdün.
It's not getting out and confronting, and fighting the man on the street... because right now he's got the power, and he's gonna win.
Υ apmamιz gereken sοkaklara dökülüp beyaz adamla yüzleşmek değil... çünkü şu anda güç οnda νe ο kazanacak.
The Egyptian only had to reach out his arm to submit my servant to his will through a strange hypnotic power from which he could never be freed.
Mısırlı sadece iradesini uşağıma kabul ettirmek için kolunu kullacaktı. Garip bir hipnotik gücü ile serbest kalmıştı. Kont.
The power's out.
Elektrik kesildi.
The power always goes out when there's a storm.
Fırtına olduğunda elektrik hep kesilir.
Your power to pull him out of the nightmare he's galloped himself into.
Senin o çocuğu, kendi kendine, dörtnala gittiği o kabustan kurtarma gücün var.
The American mathematician Edward Kasner once asked his nephew to invent a name for an extremely large number : 10 to the power 100 which I can't write out all the zeros because there isn't room.
Amerikalı matematikçi Edward Kasner kuzenine çok büyük bir sayı olan... 10 üzeri 100 sayısına bir isim bulmasını istemiş bu öyle bir sayı ki sıfırları sığdırcak yerim yok.
The signal's power must have shorted out the CD player.
Janklow kaçırdığımız bir telefon fişini bulmadan önce onu bulmalıyız. - Oradaysa, onu buluruz.
The auxiliary power's out, so the gauges don't work.
Güç desteği de kapalı, o yüzden ölçme aletleri çalışmıyor.
Later, I found out it's a building that blocks the power of vampires.
Sonra, vampirler buraya saldırınca onlar da işlerini yarım bırakıp burayı terk etmişler.
The power's out.
Güç kesildi.
Well, you see, when the power went off, the lights went out.
Elektrik kesilince ışıklar da söndü.
That generator only puts out half the power.
O jeneratör elektriğin sadece yarısını karşılıyor.
This ring will force out the evil in his gaze that is death, and let in the power of life.
Bu halka bakışındaki kötülüğü uzak tutar ve yaşamanı sağlar.
Looks like the power's out all over.
- Hayır, genel bir kesinti olmalı.
- What does that mean? - He's out for all the power he can grab.
Tüm hayatımı imkansızı arayarak geçirdim.
The subject of this meeting... was the possible EPA investigation on power lines... and the connection between them and increased cancer risks. Gentleman's out of order.
Bu toplantının gündem konusu, çevre koruma ajansının enerji hatları ve onların artan kanser riskiyle bağlantısını araştıracak muhtemel soruşturmasıydı.
Interface failure occurred at 1150 hours today when the ex ocomp produced a power surge which burned out the linkage.
Ara birim arızası bugün saat 1150'de dış ünite bağlantıyı yakan güç artışını gerçekleştirdiğinde oluştu.
What if we modified the phasers to send out a luvetric pulse? It might create a resonance in Data's power cells.
Eğer fazerleri bir sekte titreşimi yaymaya ayarlarsak, bu Data'nın güç bölmelerinde bir yankılama yaratabilir.
So we have giant Goldar smashing things to lure the Power Rangers into the open, and then... It's lights out for Megazord.
Şehirde Power Rangerları cezbetmek için etrafı parçalayan bir Goldar var ve Megazord ortaya çıktığında o zaman Megazord'un gücü kesilecek.
Having the power back on is great... but you must realize people didn't get up out of their sickbeds... and turn off all their appliances before they died.
Tekrar elektriğe kavuşmak harika... ama unutmayın, insanlar ölmeden önce hasta yataklarından kalkıp... bütün elektrikli aletlerini kapatmış olamazlar.
Let's just hope the power holds out.
Umalım da gücü bitmesin.
We've managed to shut down the probe's power system so we can beam it aboard but It's not going to be easy to figure out where this thing came from.
Gemiye ışınlayabilmek için sondanın güç sistemini kapattık. Nereden geldiğini bulmak kolay olmayacak.
For his first film Welles set out to explore the many facets... of media baron William Randolph Hearst, whose abuse of wealth and power defied America's democratic traditions.
Welles, ilk filminde medya baronu William Randolph Hearst'ün birçok yüzünü yansıtmak istedi. Hearst, zenginliğini ve nüfuzunu istismar ederek Amerika'nın demokratik geleneklerini hiçe sayıyordu.
The replicators entire power supply grid has been shorted out.
Sentezleyicinin güç besleme sistemi kısa devre olup tamamen yanmış.
We tried hooking them to the power grid and we ended up blowing out half the relays.
Güç ızgarasından enerji alıp yarısını aktarmaya çalışıyoruz.
I had to reroute the mess hall power conduits and scrounge supplies from all over. But my specialty is making something out of nothing.
Karavana koridorunun güç çıkış güzergahını yeniden düzenledim, bizi yeterince ikmal edebelicek bitkiyi artık yetiştirip, spesiyallerimi - yada hiçbir şeyi yapabileceğim.
There's stuff that I left out. That's the power of the press, people.
- Nereden başlasam?
- The power's out.
- Olamaz. - Ne oldu?
The power's out.
- Elektrikler gitti. - Sahi mi?
- How do we know the power's not out there too? - We don't. - It's gotta be better than here.
Orada da elektriklerin kesik olmadığını nereden bileceğiz?
Good luck lady, power's out in this whole part of the city, nothing's coming this stretch.
İyi şanslar hanımefendi, şehrin bu kısmında elektrikler kesik.
Take out the power relays and you neutralize sensors, transporters surface-based defense installations...
Güç devrelerini kapatınca alıcıları, ışınlayıcıları, yüzey savunma tesislerini tamamen devre dışı bırakırsın.
Some minor power fluctuations in the impulse drive and a few burned-out circuits in the main computer core.
İtici motorlarda hafif güç dengesizlikleri var Ana bilgisayar çekirdeğinde de birkaç yanmış devre.
Due to the complexity of their defense field and our severe power shortage, it is unlikely that we can modify the transporters to beam Lieutenant Torres out.
Sert ve karışık savunma alanlarına karşılık ve bizimde az gücümüze göre ışınlayıcılarımızı modifiye edip Binbaşı Torres'i oradan çıkartabilmemiz biraz zor.
I don't know why all the power's down out here.
Neden bütün elektrikler kesilmiş anlayamıyorum.
Phones are out. And all the power's out all over the museum.
Telefonlar kesik ve müzenin hiçbir yerinde elektrik yok.
Under the command of John Sheridan the incoming forces disabled or destroyed their opposition then prevented further destruction by taking out the planetary defense grid whose lethal power was being turned toward Earth.
John Sheridan komutasındaki birlikler düşman gemilerinin çoğunu yok ettiler ya da etkisiz hale getirdiler ve ölümcül gücü Dünya'ya çevrilmiş olan küresel savunma sistemini devre dışı bırakarak gezegen çapında bir yıkımı önlediler.
power's out 27
outside 883
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
out of context 16
outside 883
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of sight 112
out of interest 20
outstanding 214
out of town 49
out of nowhere 149
out of 299
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of sight 112
out of interest 20
outstanding 214
out of town 49
out of nowhere 149
out of 299