English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / The rules

The rules translate Turkish

11,369 parallel translation
They've not updated the rules for 52 years.
Kuralları 52 yıldır yenilememişler.
Because you just changed the rules.
Çünkü bir anda kuralları değiştirmişsiniz.
But as you well know, sometimes one must break the rules in order to serve the greater good.
Ama bildiğin gibi bazen daha çoğunluğun iyiliği için kuralları çiğnemek zorunda kalırsın.
You always play by the rules?
Her zaman kurallara göre oynuyor musun?
You asked me before if I ever broke the rules.
Sen daha önce kuralları çiğnemek ister miydin diye sordun.
You know the rules, hotness.
Kuralları biliyorsun ateşli şey ; parmaklıklara yaklaşmak yasak.
Nope. That's not the rules.
Hayır, kurallar böyle değil.
I just don't understand the rules to the game.
Ben sadece oyunun kurallarını anlamadım.
And you don't mind breaking the rules to get it.
Ve istediğine ulaşmak için kuralları çiğnemekte sakınca görmüyorsun.
You don't end up at Sword and Cross by following the rules.
"Kılıç ve Haç" a kurallara uyduğun için gelmiş olamazsın.
They're just furry robots sitting in their ice cubicles obeying the rules, pretending nothing bad's ever gonna happen.
Onlar sadece buzdan odacıklarında oturup kurallara uyan başlarına kötü bir şey gelmeyecekmiş ayağına yatan tüylü robotlar.
But you can change the rules.
Ama sen kuralları değiştirebilirsin.
All right, gentlemen, you know the rules.
Tamam beyler, kuralları biliyorsunuz.
Look, okay, I know it's against the rules, but I can't wait anymore.
Baksana tamam, bu kurallara aykırı biliyorum, fakat daha fazla bekleyemiyorum.
Honestly, if the rules were different, maybe I'd give it a whirl.
Açıkcası şayet kurallar farklı olsaydı, senle şansımı denerdim.
This is still an office, and even though it's dark outside, the rules don't turn off.
Bu hala bir ofis ve Dışarıda karanlık olmasına rağmen, kurallar kapanmaz.
The rules may not turn off, but your inhibitions can!
Kurallar kapanmayabilir, ancak engellemeleriniz gerçekleşebilir!
The rules around here are different.
Buradaki kurallar farklı.
The rules have changed.
Kurallar değişti.
Ray, look, it's against the rules.
Ray! Bu kurallara aykırı.
- This is against the rules, Grandpa.
- Atla. - Bu kurallara aykırı büyükbaba.
- Fuck the rules. Jump in.
- Siktir et kuralları.
If you don't obey the rules, you're guilty.
Kurallara uymazsan suçlusundur.
You see, the rules in Bismuth are clear, and all customers will get the respect they got coming.
Görüyorsunuz, Bismuth'ta kurallar açıktır. Ve bütün müşteriler hak ettiği saygıyı görürler.
However, I know someone who can break the rules.
Ama kuralları çiğneyebilecek birini tanıyorum.
You know he follows the rules.
Kurallara uyacağını da biliyorsunuz.
It never hurt a man to bend the rules a little bit.
Kuralları biraz esnetmekten kim ölmüş.
You know the rules.
Kuralları biliyorsun.
Do you understand the rules?
Kuralları anlamıştın değil mi?
The rules we lived by were lies.
Yaşattığımız kurallar hep yalandı.
I realized it's not enough to break the rules.
Kuralları yıkmanın yeterli olmadığını farkettim.
Obey the rules, Mr. Howell.
Kurallara itaat edin, Bay Howell.
- You know the rules.
- Kuralları biliyorsun.
Why do you insist on breaking the rules?
Kurallara uymamakta neden ısrarcısın?
I don't make up the rules...
Kuralları ben koymuyorum...
Oh, you know the rules, boys.
Üç tane alıp... - Kuralları biliyorsunuz.
You think because you used to be someone that the rules don't apply to you and your pathetic band of rejects?
Eskiden bir şey olduğun için kuralların sana ve acınası reddedilmişler grubuna sökmediğini mi sanıyorsun?
- Is newbie aware of all the rules?
- Yeni başlayan tüm kurallardan haberdar mı?
Well, the rules state that, if you ever wanna play this game again... If you wanna stay on this team, bro.
Kurallar diyor ki, bu oyunu tekrar oynamak istiyorsan, takımda kalmak istiyorsan, dostum.
I'd tell you play by the rules, but I'm as unsure if they are any.
Kurallara göre oynamanı söylemek isterdim, ama kural olduğuna emin değilim.
Stick by the rules.
Kurallar böyle.
He always plays by the rules.
Her zaman kurallara riayet eder.
We live our lives with all these rules... and some of them stop us from doing the things we want... causing our deepest urges to be suppressed... when they are gathering like wildfire between our legs!
Hayatlarımızı kurallara göre yaşıyoruz be bazı kurallar gerçekten yapmayı çok istediğimiz şeyleri engelliyor en derin tutkularımıza, isteklerimize karşı çıkıyor bacaklarımızın arasında kızgın suları topluyor.
Remember that Thanksgiving that you taught everybody the real rules of Monopoly?
Unutmayın ki herkese öğrettiğiniz Şükran Günü Tekelin gerçek kuralları?
The whole world may see our fair city of Bismuth as a place of Sodom and Gomorrah, but rules do apply here.
Bütün dünya, güzel şehrimiz Bismuth'u Sodom ve Gomore'ye benzetebilir. Ama burada kurallar konuşur.
Well, you think I'm gonna waste my hard-earned money because you girls refuse to obey the fucking rules?
Sırf siz kurallara uymadınız diye zar zor kazandığım parayı ziyan edeceğimi mi sanıyorsunuz?
I wasn't putting no rules on the man.
Adama kural koyduğum falan yoktu.
- Tim, get a teacher! - Here are the rules, Milly Willy.
- İşte kurallar Millyçük :
Marty, your father is well-aware of the ground rules.
Marty, Babanın temel kurallar hakkında bilgisi var.
Look, sugar tits, I don't know who the fuck you think you are, but there's rules around here.
Bak güzelim, kendini ne sanıyorsun bilmem. Ama buranın kuralları var.
The tiger knows who rules this part of the jungle.
Kaplan ormanın bu kısmını kimin yönettiğini biliyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]