The real you translate Turkish
8,782 parallel translation
I don't know you, not the real you.
Seni tanımıyorum, gerçek seni.
If the real you goes down, it's all over!
Gerçek sen yenilirse her şey biter!
I know the real you.
Gerçek seni biliyorum.
I'm actually... I'm actually glad you asked to borrow my phone this morning because now I've seen the real you, and you are not who I thought you were.
Aslında bu sabah telefonumu almak istemenden mutluyum çünkü gerçek seni gördüm ve olduğunu sandığım kişi değilsin.
You're gonna exonerate me by prosecuting Karakurt the real killer of those 14 agents and Senator Hawkins.
Senatör Hawkins'in ve diğer 14 FBI ajanını katili olan Karakurt'u suçlayarak, beni temize çıkaracaksın.
What have you done with the real Hulk?
Gerçek Hulk'a ne yaptın?
You told me not to think about dicks, so my brain got real bored and I started reading these Web sites, and then some other Web sites that disagreed with the first Web sites.
Bana penis düşünme deyince beynim iyice sıkıldı ben de birkaç siteyi okumaya başladım, sonra da onlara karşı çıkan siteleri okudum.
Okay, just to be clear, you started a real feud which then became a fake feud, which has now become a real feud again because the resultant "dis tracks" have become hurtful?
Tamam, bakalım anlamış mıyım? Gerçek bir tartışmaya girdiniz, sonra bu tartışma sahteye döndü sonra sahte olan tartışma tekrar ciddiye bağlandı sebebi de ortaya çıkan şarkıların birbirinizi kırmaya başlaması mı?
I am going to the bathroom, and when I get back, you are going to take me to a real bar and feed me cheap whiskey until I forget about that time that I stopped being able to have sex with my boyfriend ever again because he took me to a bar that only served water.
Şimdi lavaboya gidiyorum, döndüğümde beni gerçek bir bara götürüyorsun ve erkek arkadaşım beni, sadece su servis eden bir bara götürdüğü için bir daha onunla sevişemeyeceğimi unutturana kadar ucuz viski içirtiyorsun.
The case you were investigating was relevant, real.
Araştırdığın dava durumla bağlantılıydı. Gerçekti.
You've just identified a second victim, proved the case you opened in 1998 was real.
İkinci kurbanın kimliğini belirledin 1998'de oluşturduğun dosyanın gerçekliğini kanıtladın.
Before you fire, please know that like your televised assassination, your real one will be there for all the world to see.
Ateş etmeden önce şunu bil ki televizyonda gösterdiğin cinayet gibi, gerçek cinayetini de herkes seyredecek.
For those of you who don't know, we have a real serious problem with people getting raped in our holding cell down at the station.
Bunu birçoğunuz bilmiyordur ama nezarethanemizde ciddi sayılarda tecavüz vakası yaşamaktayız.
You know, I guess the lesson here is, Oskar Schindler wasn't real.
Sanırım burada aldığımız ders, Oskar Schindler hâlinin gerçek olmadığı.
So you think you'll be able to taste if that's the real trophy.
Yani onun gerçek kupa olup olmadığının tadına bakabileceğini mi düşünüyorsun.
It seemed unlikely you'd be willing to talk about the real reason for my visit, so I lied.
Ziyaretimin gerçek sebebini söyleseydim, görüşemezdik, bu yüzden yalan söyledim.
Eventually, it occurred to your bosses that you might be the real problem, so they let you go.
En sonunda patronlarınız gerçek sorunun sizin olduğunuzu anladılar bu yüzden size yol verdiler.
What you do here will affect your body in the real world.
Burada yaptıkların gerçek dünyadaki bedenini etkiler.
Oh, so then you'll be at the Real Murders Club meeting tonight?
Pekâlâ, bu akşam Gerçek Cinayetler Kulübü toplantısına gelecek misin?
The real culprit of that case, you have to capture him.
O davanın gerçek katilini mutlaka yakalaman lazım.
No matter how, I will catch the real murderer. And kill him in front of you.
Ne pahasına olursa olsun gerçek katili yakalayıp gözlerinin önünde öldüreceğim.
As promised, upon meeting the real murderer, are you going to kill him for me?
Söz verdiğin gibi esas katili bulduğuna göre onu benim için öldürecek misin?
And it takes courage to take all the makeup off and really show what you are in real life.
Ve yapılan tüm makyajı silme cesareti gösterirseniz bu sizin gerçek hayatta nasıl olduğunuzu gün yüzüne çıkarır.
The ones who are the real danger are the self-contained types like you.
Esas tehlikeli olanlar ise senin gibi kendi kendine yeten tipler.
You know, Ari, I thought you were the real deal, but I guess not.
Ari, sende iş olduğunu düşünmüştüm ama sanırım yokmuş.
If you'd been with someone else and you didn't just come out and tell me, then that would be the real betrayal.
Başkasıyla beraber oldunsa ve gelip söylemediysen işte bu gerçek ihanet olur.
- At least the time you had together was real.
- En azından beraberliğiniz gerçekti.
You gotta make them feel the danger, for real.
Onları gerçekten tehlikede olduklarına inandırman gerek.
That's the real reason why you're coming to me,
Bana gelmenin asıl sebebi bu.
Look, I have never given the whole "Chosen One" thing much thought, but if the prophecy is real, I'm telling you, that kid is not him.
Bak, daha önce hiç "Seçilmiş Kişi" diye bir şeyle ilgilenmedim daha önce ama kehanet doğru ise, benden söylemesi, bu çocuk o değil.
You gave the judges a real challenge.
Jüriyi çok zorladınız.
Even though I'm the only real person in the world, and, therefore, I created you in my imagination.
Dünyadaki tek insan olmama ve sizi de hayal gücümle yaratmış olmama rağmen.
The only real justice is when you take the law into your own hands.
Kanunu kendi eline aldığın zaman gerçek adalet olur.
The only real justice is when you take the law into your own hands.
Kanunu kendi eline aldığın zaman, gerçek adalet olur.
That's where you're wrong. He's writing it from the perspective of Eminem in real life.
Gerçek hayattaki Eminem'in bakış açısından yazıyor.
The real question is what'd you do to this barbecue?
Asıl soru, barbeküyü nasıl yaptın?
Now, all these years, it's you who has done all the real work.
Bu kadar yıldır gerçek bir iş yapmış olan sadece sensin.
Now, among the wise, real authority descends through women, and it is you who will inherit my mantle and all that comes with it.
Şu anda, akıllıların arasında gerçek otorite kadınlardan geçiyor. Pelerinimi ve onun beraberinde getirdiklerini alacak olan kişi sensin.
This is being pinned on you while the real perpetrator gets away.
Gerçek failler kaçmışken iş senin üstüne yıkılmış durumda.
You kids are the real hooligans to me.
Bana göre sizler asıl holiganlarsınız.
The only real threat was you.
Tek gerçek tehdit sizdiniz.
The only thing real about you is the way you look at Nimah Amin when you think no one's looking.
Hakkındaki tek gerçek, Nimah Amin'e kimsenin bakmadığını düşündüğün andaki bakışın.
The only real piece of evidence points to you.
Olayla ilgili tek delil senden geliyor.
Can you create a person so real that you convince the world you are who you say you are?
Tüm dünyanın inanmasını sağlayacak kadar gerçek bir kişilik yaratabilir misiniz?
So maybe you're the reason why we're here, and maybe everyone will learn about the real Simon Asher once and for all now that I know they should, too, right?
Belki de burada olmamızın sebebi sensindir ve herkes ilk ve son olarak gerçek Simon Asher kimmiş öğrenecektir. Ben bildiğime göre, onlar da bilmeli değil mi?
But now for the real test... how not to take it home with you.
Ama şimdi gerçek test ise bu konuyu eve nasıl götürmeyeceğiniz.
Oh, okay, so you just want to disarm the bomb just in case it's real.
Peki, yani her ihtimale karşı gerçekse diye bombayı etkisiz hâle getirmek istiyorsun.
So you better start telling the truth, or it is gonna get real, real quiet.
Gerçekleri anlatmaya başlasan iyi olacak yoksa burası epey sessizleşecek.
And real soon, they're gonna pull me off this case because you're my friend and put on some guy who cares more about his clearance rate than the truth.
Ve çok yakında arkadaşın olduğum için beni davadan alacaklar ve yerime doğrulardan daha çok. görünenleri umursayan birini koyacaklar.
- I know the real you, Lincoln, and you...
Sen... - Tanımıyorsun.
I want to assure you that Allsafe has doubled its efforts to find the hackers, whether it be reconfirming Colby's involvement or finding the real perpetrators.
Siz bir şey söylemeden önce sizi temin ederim ki Allsafe korsanları bulmak için gayretlerini iki katına çıkardı. Bu ya Colby'nin yeniden olayla ilişkisini bulmak olsun ya da gerçek suçluları bulmak olsun.
the real one 64
the real me 30
the real story 16
the real deal 26
the real thing 38
the real ones 16
the real 41
the reality is 24
the real question is 84
the real reason 20
the real me 30
the real story 16
the real deal 26
the real thing 38
the real ones 16
the real 41
the reality is 24
the real question is 84
the real reason 20
the real world 22
you know 156049
you know what 23733
you see 13602
you will be 199
you got this 563
young 1055
you got it 4932
youtube 39
you can do it 1412
you know 156049
you know what 23733
you see 13602
you will be 199
you got this 563
young 1055
you got it 4932
youtube 39
you can do it 1412
you suck 398
your 1839
you bitch 789
you okay 9168
you're cute 195
your phone 169
your honor 7894
yourself 387
your own 34
yours 1007
your 1839
you bitch 789
you okay 9168
you're cute 195
your phone 169
your honor 7894
yourself 387
your own 34
yours 1007
your hat 64
you know that 5741
you tell 24
youn 21
younger 104
you're welcome 5601
you are 6060
you got a pen 63
your full name 16
you all right 5423
you know that 5741
you tell 24
youn 21
younger 104
you're welcome 5601
you are 6060
you got a pen 63
your full name 16
you all right 5423