The water's fine translate Turkish
54 parallel translation
By the way, the water's fine.
Aklıma gelmişken, su iyi.
They're fine now, but let the water get dirty or cold and they go belly-up.
Şu an keyifleri yerinde ancak suyu kirlettiğin veya ısıtmadığın an nalları dikerler.
The water's fine.
Su yeter.
Hey, the water's fine.
Hey, su çok güzel.
Either the water supply's no good, and we close down the factory, or it's fine, and we push ahead with the work.
Ya yeterli su sağlayamayız ve fabrikayı kapatırız ya da başarılı olur işi ilerletiriz.
As for the job of opening up the water gates... Let me go Fine, let us go back to the inn first
Su kapısı görevi için... ben gönüllü olurum peki, gel önce hana gidelim!
The water's fine.
Haydi gelin. Su harika.
The water's fine.
Su yolunu buluyor.
Fine, let's sink into the water.
Peki, deniz altına geçelim!
The water's fine.
Su çok güzel.
It's a little mushy, but if you put it under the faucet... and run a little water over it, it will be fine.
Biraz lapa gibi, ama musluğun altına koyarsanız... ve üzerine biraz su gezdirirseniz, düzelir.
As far as the water supply's concerned, fine.
Su sağlayıcılarını ilgilendirdiği kadarıyla, iyi.
The doc says that, that, if you're still feelin'puny tomorrow, you're supposed to mix a bunch of meat tenderizer in some water and drink it, and you'll be fine.
Doktor, eğer yarında kendini kötü hissederse, biraz suya bir parça et yumuşatıcısı ekleyip onu içsin dedi. İyi gelirmiş.
The water's fine.
Su burada güzel.
Water's fine for the horse, we deserve better.
- Su var. Su at için, biz daha iyisini hakediyoruz.
- Yeah, the water's fine.
Hadi, su çok güzel.
The water's fine.
Burası gayet güzel.
Come on in, honey. The water's fine.
Tatlım haydi.
The water's fine.
Su güzel.
Come on in, the water's fine.
Hadi gel, su güzel.
Come on in, the water's fine.
Haydi, su iyi.
The water's fine.
Su iyi.
Come on in, the water's fine.
Haydi gel, su iyi.
Everything's fine at the electricity administration, and the water, too.
Elektrik idaresindeki işimi hallettim. Suyu da hallettim. Sağ ol, Allah razı olsun.
Such is the height of these falls that long before the water reaches the base in the Devil's Canyon it's blown away as a fine mist.
Şelale öylesine yüksektir ki, su, aşağıdaki "Canyon Del Diablo" ya, yani Şeytan Kanyonu'na ulaşamadan, ince bir buğu haline gelerek uçar.
the water's fine.
Su iyi.
- Come on in. The water's fine.
Hadi bin, su çok iyi.
The water's fine.
Su harika.
Yeah, the water may be gone now, but this desert was formed by H2O evaporating on a playa floor, causing gypsum to be deposited in a fine crystalline form called selenite...
Evet, su gitmiş olabilir ama bu çöl playa yüzeyinde buharlaşmış su tarafından oluşmuş geride de selenit adında kristal formunda kireç bırakmış.
- The's no sharks, rigsby. The water's fine.
- Köpekbalığı yok Rigsby, su güzel.
Well, the shield doesn't provide us with much protection from a solar event, but the... water and the polyurethane around us... we should be fine.
Kalkan bizi güneş ışımasından çok fazla koruyamaz ama etrafımız su ve poliüretanla kaplı olduğundan durumumuz pek de kötü sayılmaz.
- The water's fine.
- Su gayet güzel.
It feels like the water's flowing fine.
Su normal akıyor gibi görünüyor. Pekâlâ.
The water's fine!
Ne yapıyorsun?
- The water's fine.
Bana katıl hadi.
Come on in, the water's fine.
Gelsene, su sıcak.
The water's fine.
Su güzel!
Come on in, the water's fine.
Sen de gel, su o kadar soğuk değil.
But now the water's fine, and I'm used to it. Mm.
Ama şimdi su iyi, alıştım.
Taystee, come on in! The water's fine!
Taystee, hadi sen de gir!
Yeah, the water's fine!
Su çok güzel!
The water's fine!
Su çok güzel!
Get in! The water's fine!
Kafanı sok, su çok güzel!
Welcome back, Mrs. Florrick. The water's fine.
Tekrar hoşgeldiniz Bayan Florrick.
Yeah, if you want to keep drinking the water here, that's fine with me.
Evet, suyunu burada saklamak istersen, benim için sorun yok.
I'll get the boys to bring some water up. Now that's a fine thought.
- Erkeklere söyleyeyim de su getirsinler.
Yeah, I'm fine, it's just the... water from the shower.
Evet, iyiyim. Duş suyundan sadece.
Come on in, the water's fine!
Hadi gelin artık, su çok güzel!
The water's fine.
Suda bir şey yok.
fine 29309
finestra 16
fine thanks 17
fine by me 171
fine with me 135
fine then 58
fine work 18
the world is yours 18
the walking dead 44
the who 68
finestra 16
fine thanks 17
fine by me 171
fine with me 135
fine then 58
fine work 18
the world is yours 18
the walking dead 44
the who 68
the way i see it 340
the whole thing 282
the way you talk 19
the way of the future 27
the world is changing 33
the walls 37
the wall 69
the world has changed 35
the waitress 23
the way i look at it 29
the whole thing 282
the way you talk 19
the way of the future 27
the world is changing 33
the walls 37
the wall 69
the world has changed 35
the waitress 23
the way i look at it 29
the wall street journal 16
the way i figure it 33
the war is over 139
the way things are going 26
the whole nine yards 33
the wedding 120
the way things are 19
the way 34
the way i heard it 23
the witch 63
the way i figure it 33
the war is over 139
the way things are going 26
the whole nine yards 33
the wedding 120
the way things are 19
the way 34
the way i heard it 23
the witch 63
the words 90
the whole world 65
the warehouse 20
the window 97
the witness 70
the whole truth 141
the war 122
the whole day 16
the whole world 65
the warehouse 20
the window 97
the witness 70
the whole truth 141
the war 122
the whole day 16