There is a way translate Turkish
2,474 parallel translation
But there is a way that I can be free of that.
Ama bundan kurtulmamın bir yolu var.
Listen, whatever this is, the freakness, it can mess you up, but believe me there is a way back, and we're gonna find it.
Dinle, bu delilik her neyse seni altüst edebilir, ama inan bana bir geri dönüş var, ve biz onu bulacağız.
There is a way that you can get your money back.
Paranızı geri alabileceğiniz bir yol var.
There is a way to heal my father.
Babamı iyileştirmenin bir yolu var.
Maybe there is a way out of this. But we're gonna have to throw Eric Cartman under the bus.
Bu işten yırtabiliriz ama Eric Cartman'ı otobüsün altına atmamız gerekecek.
There is a way to save her.
Onu kurtarmanın bir yolu var.
There is a way to make this happen.
Bunu yapmanın bir yolu var.
I know your father got you into this, but there is a way out.
Bu işe seni babanın soktuğunu biliyorum. Ama bir çıkış yolu var.
Yeohwi, If there is a way you could save Yeochan, would you do that?
Hwi Veliaht Prens'i kurtarmanın bir yolu olsaydı onu kurtarır mıydın?
In the case of the cold spot, the only way such a part of the sky could just be completely, entirely empty, that kind of bizarre behavior of the Universe can occur only if there is some other force at work.
Soğuk bir nokta olmasının tek nedeni, uzayın o bölgesinin tamamen, bütünüyle boş olmasıyla olabilir. Evrenin bu şekilde tuhaf davranmasının tek nedeni işin içinde başka bir gücün girmesiyle olabilir.
Is there such a thing like contraband entering prisons, like, let's say, drugs, cell phones, illegal messages, there seems to be something the other way round, contraband from the prison to the outside,
Cezaevine sokulan cep telefonu, uyuşturucu ya da yasadışı mesajlar gibi içeriden dışarıya bir şeyler kaçırılmış olabilir.
But I can get these people in front of a judge to tell their story, and there is no way that Vivien Tanaka can spin this to save Karinski's ass.
Ama bu insanları hikayelerini anlatmaları için hakimin karşısına çıkarabilirim ve Vivien Tanaka'da Karinski'nin kıçını kurtaracak bir yol bulamaz.
And he chose this spot, Jebil Nur, which is a hill far up and a really challenging climb up from the city down below. He would climb all the way to the very top, to a cave, known as Gar Hira, and it was there that he would spend hours, in fact, whole days and nights, in ever more intense and fervent meditation.
Ve tam burayı, dik bir tepe olan ve tırmanması gerçekten çok zorlu olan Nur Dağı'nı seçiyor, tam zirvedeki Hira Mağarası'na tırmanıyor ve saatlerini, hatta günlerini orada geçirerek yoğun bir tefekkür yaşıyordu.
Yeah. I got a job at a law firm up there and the salary's way more than I'm making now.
Orada bir hukuk firmasında iş buldum. ve maaşı da benim şu anda kazandığımdan çok fazla.
There is no way I am gonna let Jake be a part of this circle.
Jake'in topluluğun bir parçası olmasına hayatta izin vermem.
There is no way we are having a party.
Kesinlikle parti filan vermiyoruz.
There is one way to be born but a million ways to die
Doğmanın bir yolu vardır ama ölmenin milyonlarca.
That way he doesn't have to put on a ski-mask and go in there yelling, "this is a stick-up."
Böylece kar maskesi takmalarına ya da "Soygun var!" diye bağrış çağrışa gerek kalmıyor.
Your henna tattoo will wash off in a few weeks, But if you get a real tattoo and you don't want it anymore, There is only one way to get rid of it.
Geçici dövmen birkaç haftada çıkar ama gerçek dövme yaptırırsan, ki artık istemiyorsun ondan kurtulmanın tek yolu var.
All right, there is no way a straight, single guy picked out those drapes.
Eşcinsel olmayan, bekar bir erkeğin tüm o perdeleri seçmesi imkansız.
The only way to get Dorothy back home to Kansas is for me to take her there myself.
Dorothy'i Kansas'a evine başka bir yoldan götürebilirim.
Like, he said there is no way Peter Griffin could crush a baby bird with his bare foot while I watched.
"Peter Griffin'in çıplak ayaklarıyla bir serçeyi öldürmesinin imkanı yok" dediğindeki gibi.
Hey, there's no way two guys getting married is not a gay thing.
İki erkek evlenecek ve hiç ibnece olmayacak, hee oldu.
That's what I'm talking about! Wood : There is no way he is pulling a train right now.
İmkânı yok şu anda bir treni çekiyor.
Is there any way to do a yelp review of Wharton Business School?
Wharton İşletme Fakültesinin bir ciyaklama araştırması yapmasının bir yolu var mı acaba?
Quantum physicists have postulated that the way we experience time is an illusion, that it doesn't happen in a linear way, that past and present- - in reality, there's no difference.
Kuantum fizikçileri bizlerin zamanı çizgisel bir doğrultuda değil daha çok bir yanılsama olarak deneyimlediğimizi kabul ediyor. Geçmiş ve gelecek - Gerçekte hiç bir farkı yok.
Unfortunately, the way the system of medicine is set up, medical education is primarly funded by pharmaceutical companies, so there's a motive to make and sell as many drugs as possible.
Maalesef, tıp sisteminin kuruluş şeklinde, başta ilaç şirketleri tarafından tıp eğitimine para yatırılmış olması var, bu da mümkün olduğu kadar fazla ilaç yapma ve satma niyetinin göstergesi.
There is a scientific rational way of developing the city of Washington with geometric shapes- - circles, rectangles, triangles- - and this is to emphasize that this new form of government was not going to rely on religion... but we're going to rely on reason and scientific discovery.
Washington şehrini geometrik şekillerle geliştiren- - çember, dikdörtgen, üçgen--bilimsel mantıklı bir yol var ve bu yeni hükümet şeklinin dine dayanmayacağını vurgulamaktadır... ama akla ve bilimsel keşfe dayanacaktı.
Well, maybe there is, but to really understand their physiology and find a way to repel them, we'd need a live specimen.
Belki vardır, ama psikolojilerini anlayabilmek ve onları buradan kovabilmek için canlı bir numuneye ihtiyacımız var.
There's an easy way to tell if this device is a sham.
Makine sahteyse bunu söylemenin kolay bir yolu vardır.
There is not a person in this room who isn't looking this way.
Odada olup da, şu an buraya bakmayan kimse yok.
Magnus says you're right, that Fallon is just the tip of a way larger iceberg, and there are loads more bad guys down there that we need to deal with.
Magnus haklı olduğunu söylüyor. Fallon daha çok büyük bir buzdağının görünene yüzü ve orada üstesinden gelmemiz gereken daha bir ton kötü adam var.
Santa is coming in on a zip line this year... from all the way up there.
Bak, Noel Baba teleferik hattıyla gelecek, taaa oradan buraya.
Is there a way to follow the money trail on an inside gang killing?
Çete içi cinayetlerde paranın izini sürmenin bir yolu yok mudur?
Listen. I know this didn't end the way we wanted, but right now, considering the list of suspects he gave us, there is a chance that Peter Goldman will be in danger the moment he leaves this building.
Bunun istediğimiz son olmadığını biliyorum, ama şu anda bize verdiği listeyi de düşünecek olursak, Peter Goldman'ın binayı terk ettiği anda tehlike de olma ihtimali var.
The Wilkins Ice Shelf is a two-hour long flight south from his research base, but Andy can start to see the evidence of ice shelf break-up a long way before he gets there.
Wilkins Buzlası, araştırma üssünden uçakla iki saat güneyde. Fakat Andy, buzlanın kırılmasının işaretlerini oraya varmadan çok önce görmeye başlıyor.
It's a great way to cool the feet, but there is no reason to stop there.
Ayakları serinletmek için harika bir yöntem. Fakat daha ileri gitmemek için bir sebepleri yok.
This shot sent the team home with a fresh perspective and a deep respect for these people who still live off the land in the Arctic, a way of life for which there is no safety net.
Bu görüntü ekibi eve hâlâ kutup bölgesinde geçimini doğadan sağlayan bu insanlara karşı derin bir saygı ve taze bir bakış açısıyla gönderdi. Hiçbir emniyet ağı olmayan bir yaşam biçimi.
The gift is indeed a powerful one but there is only one way to wield that power.
Gerçekten güçlü bir hediye. Lakin gücünü kullanmanın tek bir yolu var :
The only way that we are taking off is if we lose a few thousand pounds and there's a passenger on this plane that's got a guardian angel that feels like doing extra credit.
Havalanabilmemizin tek yolu birkaç bin kilo azaltmak ve ucakta bir yardim meleginin getirdigi fazladan agirlik yapan bir yolcu var.
There is no way that Stuart, an impoverished peddler of picture books, would be at all appealing to Amy Farrah Fowler, a noted neurobiologist capable of performing surgery on her own feet with nothing but nitrous oxide from cans of whipped cream as anesthesia.
Stuart gibi resimli kitap satan fakir bir işportacının, anestezi olarak yalnızca kremşanti kutularındaki azot oksidi kullanarak kendi ayağına ameliyat yapabilen meşhur nörobiyolog Amy Farrah Fowler'a çekici gelmesinin imkânı yok.
Oh. Is there a way of doing this That doesn't involve kicking me?
Bunu beni tekmelemeden yapmanın bir yolu yok mu?
Is there a way you could get me an invite to that event?
- Bana bir davetiye bulmanız mümkün mü?
No that I wanted to experience, but it had became a way of life, there're certain things you do and how you do it, and actually combat is the only way this is gonna be tested.
Tecrübe etmek istediğimden değil, bu bir yaşam tarzı olmuştu. İnsanın kendine özgü olarak yaptığı bazı şeyler vardır. Ve aslında savaş da bunun imtihan edilmesi için tek yoldur.
By the way, there's a woman over there that is unbelievable.
Bu arada, orada inanılmaz bir kadın var.
And I'm not gonna go to Vegas. There's way too much to do here.
Vegas'a falan gitmiyorum, burada yapılacak çok iş var.
If I was not there, it is because I was looking for a way to earn money for us to live better, together.
Ortalarda yoktum çünkü daha iyi bir hayata sahip olabilmemiz için çabalıyordum.
Is there a way to find out?
Bir yolu varmı?
This is a project from the Local Culture Division and I was thinking about if there was a more diverse way to make use of it.
Bölgesel Kültür şubemiz bu proje üzerinde çalışıyor. Projeyi geliştirmek için,... afişi daha farklı alanlara yönlendirmek için ne yapılabileceğini düşünüyorum.
These results are really impressive, but there is a long way to go from this sample, to a new treatment for breast cancer.
Bu sonuçlar oldukça etkileyici ama bu örnekten göğüs kanserinin yeni tedavisine doğru daha alınacak uzun bir yol var.
So is there a way guys can love us forever?
Peki, erkeklerin bizi sonsuza kadar sevmesini sağlayacak bir yol var mı?
there isn't 382
there is no such thing 30
there is no need 45
there isn't any 54
there is no escape 44
there is no god 74
there is nothing 106
there is hope 43
there is no time 77
there is 1445
there is no such thing 30
there is no need 45
there isn't any 54
there is no escape 44
there is no god 74
there is nothing 106
there is hope 43
there is no time 77
there is 1445