They're here for you translate Turkish
217 parallel translation
You're not implying that they don't exactly care for sheepmen around here?
- Buralarda koyuncuları pek umursamadıklarını mı kastediyorsun?
Let's get rollin'. How many landings you gotta make to learn we circle out here until they're ready for us?
Onlar hazır olana kadar burada daire çizeceğimizi ne zaman öğreneceksin?
Ah, here you are. They're coming for us in a minute.
İşte, geliyorlar.
I'll tell you, Charlie... they're here because I called them for questioning.
Bak ne diyeyim, Charlie. Onları sorguya çağırdığım için geldiler.
Yeah, well, you see, they're still here waiting for her.
Evet, gördüğün gibi hâlâ onu bekliyorlar.
Damn it, those convoys they diverted, the troops and supplies that never got here... they're waiting for you in Australia.
Kahretsin, yönlerini değiştirdikleri konvoylar burada gelemeyen bölükler ve levazım hepsi Avusturalya'da sizi bekliyor.
When you come out here and you're out here.... Right? They're all waiting for you, Louie.
Buraya çıktığında ve buraya çıktığında hepsi seni bekliyor olacak, Louie.
They're queer for swords over here they figure you mess with somebody's blade you're messing with his soul.
Bunlar kılıç hastasıdır. Birisinin kılıcıyla uğraşmak, onun ruhuyla uğraşmak anlamına gelir.
They've been here already. They're looking for you.
Az önce buradaydılar seni arıyorlardı.
Now, you've got three commercials to read... and they're numbered here, and they're laid out for you.
Şimdi, üç tane okuman gerekli olan tanıtım kuşağın var... ve sıraları burada, senin için hazırladılar.
Frank, they're not here for you.
Frank, senin için gelmediler.
- What's going on here tonight? If they think for one minute that you're undependable, it's over.
- Seni güvenilir bulmadıkları ilk anda bu iş biter Barry.
They'll be looking for you, and what's the first place they're gonna look? Here.
Onlar seni arıyorlar Charlie, ve bakacakları ilk yer neresi?
They're kind of beat up but here's some reading for you.
Biraz yıpranmışlar, ama size okuyacak bir şeyler getirdim.
I was the one who sort of drove them to go off to Hawaii... for my own joy of having the four of you here, all to myself, while they're gone.
Onları Hawaii'ye yollayan benim. Benim neşem siz dördünüzsünüz. | Onlar gelene kadar buradasınız.
They're being flown up here tomorrow... and on Wednesday at 0600, you'll catch a transport down to Cuba for the day... to find out what you can.
Yarın buraya uçuyor olacaklar ve Çarşamba 06 : 00'da, ne bulabileceğini araştırmak için günübirlik Küba'ya giden bir araca yetişeceksin.
And they're just letting you stop here for nothing?
Ve senin burada beleşe kalmana izin veriyorlar öyle mi?
They're waiting for you right over here.
Sizi hemen şurada bekliyorlar.
If you're convinced they're still here, why wait for them to attack?
Hala burada olduklarına inanıyorsan neden saldırmalarını bekliyorsun?
Yes, but they're gonna need to bring you back here for a higher dosage.
Evet ama daha yüksek doz için yine getirmeleri gerekecek.
They're here to punish us for meeting with you.
Sizinle buluştuğumuz için bizi cezalandırmaya geldiler.
They're not gonna let you walk outta here, they're gonna take you to the emergency room. - For God knows how long.
Seni doğruca acile götürecekler.
But unfortunately for you, they're here in Susie'cause
Fakat ne yazık ki sizin için öyle.
My government knows you're out here. They're looking for you.
Hükümetim burada olduğunuzu biliyor.
Bobby Boucher, all these folks are here tonight... to tell you that they're sorry... that they're sorry for not supporting'you... when it meant the most.
Bobby Boucher, Herkes burada... Sana ozur diliyorlar- - herkes uzgun senin yaninda olmadiklari icin... tam ihtiyacin oldugu zamanda.
Who knows what unspeakable things they do to my little girl. It says here you're supposed to soak the matzo for five minutes.
Kimbilir küçük kızıma neler yapmışlardır.
Did you say to yourself, "Wow! They're all here for me."
Kendi kendine, "hepsi benim için burada" dedin mi?
Since you're already in here for one killing, they suggest you also confess to Alexander Vogel's murder.
Zaten bir cinayet yüzünden burada olduğuna göre, Alexander Vogel'in cinayetini de itiraf etmeni öneriyorlar.
But they're not here for the reasons that you might think.
Ama onlar düşünmüş olabileceğin nedenlerle burada değiller.
They're here for you, folks.
Sizin için buradalar arkadaşlar.
They're fighting for better times and here you stand and quibble over a sofa and a few armchairs.
Onlar daha iyi olmak için savaşıyor siz de burada durup boş yere bir kanepe ve birkaç koltuk için tartışıyorsunuz.
I don't know these people, or why they're looking for you, but if you tell them anything about what happened here...
Seni neden aradıklarını bilmiyorum, ama burada neler olduğunu onlara söylersen...
You know, they're always lookin for substitute teachers here.
Buradakiler her zaman vekil öğretmen arıyorlar. Evet, ders vereceğim.
l-if you're here for a replica, they're available in the Mess Hall.
E-eğer bir kopya için burdaysanız, onlar Mutfak'ta.
We do a little Thanksgiving Day parade around here... and you're about the right build for a little fella they call Kriss Kringle.
Şükran günü yürüyüşü yapacağız ve Noel Baba için birini arıyorduk.
What do they do for a village idiot when you're here? Dude!
Sen burdayken bir köylü salağı bulmak için ne yapıyorlar?
You're gonna have to stay here for a little while. They're keeping you on a 90-day hold. I'm sorry.
Bir süre burada kalmak zorundasın Seni doksan gün müşahede altında tutacaklar.
You know what? If Stefania was staying for, like, a week, I could put up with it, but now they're talking about staying here for good.
Eğer Stefania bir hafta kalacak olsaydı idare edebilirdim ama şimdi yerleşmekten bahsediyorlar.
If you're looking for the olives, honey, they're right here.
Eğer zeytinleri arıyorsan buradalar tatlım.
I mean, theoretically, they could put you in prison for what you're doing here.
Burada yaptıkların yüzünden seni hapse tıkabilirler.
'They say whatever you're looking for'you will find here.
SAYGON, VİETNAM, 1952 Derler ki ; aradığınız her neyse burada bulabilirsiniz.
They're here for us, you know that?
Bizim için buradalar, biliyor musun?
Sure, they're going to come here looking for you and offer you a job just for the hell of it!
Tabii ki, buraya gelip, sana bir iş teklifi yapacaklar!
You're going back to Oz. " I'm on the bus, I'm looking forward to coming back here and the FBI tells me that they got a witness against me for an old murder rap.
Oz'a geri dönüyorsun " dediler, otobüsteydim, buraya dönmeyi bekliyordum ve FBI, eski bir tecavüz ve cinayetten bana karşı bir tanıkları olduğunu söyledi.
- They're looking for you in here!
- Burada da seni arıyorlar!
Gentlemen, you better hold on to your eyeballs cos they're gonna pop out of your head when you see what we have for you here this evening.
Baylar, göz bebeklerinize hakim olun çünkü size bu gece neler getirdiğimizi görünce yuvalarından fırlayacaklar.
I assume they're here for you.
Senin için burdalar sanıyorum.
My partner and I are gonna go around the corner for exactly two minutes. And when we come back... either the food stamps you took are sitting on that bottom step... or I'm gonna call some detectives down here... and they're gonna turn your life upside down.
Ortağım ve ben tam iki dakika boyunca etrafta tur atacağız ve geri geleceğiz ya aldığın o karneler merdivenin ucunda olur ya da hayatını altüst etmeleri için başına dedektif yollarım.
Okay, here you go egg whites only, no yolks they re bad for you
İşte geliyor. Yumurtanın sadece beyazı. Sarısı sana zararlı.
They're here for you.
Hepsi senin için burada.
They're here for you guys to fool around with. Hurry up there.
Hadi zorla kendini!
they're here 1043
they're here now 24
they're here somewhere 19
for you 2938
for your information 371
for your own good 102
for your sake 205
for your birthday 37
for your own sake 81
for your daughter 16
they're here now 24
they're here somewhere 19
for you 2938
for your information 371
for your own good 102
for your sake 205
for your birthday 37
for your own sake 81
for your daughter 16
for your mother 31
for your wife 22
for your safety 30
for your 26
for your help 20
for your time 16
for your loss 23
for your trouble 28
for your own safety 97
for you too 25
for your wife 22
for your safety 30
for your 26
for your help 20
for your time 16
for your loss 23
for your trouble 28
for your own safety 97
for you too 25
for your family 28
for yourself 58
for your father 16
for your son 19
for your own protection 24
for you and me 24
they're 1306
they're not happy 17
they're not going anywhere 43
they're real 107
for yourself 58
for your father 16
for your son 19
for your own protection 24
for you and me 24
they're 1306
they're not happy 17
they're not going anywhere 43
they're real 107
they're not yours 24
they're great 201
they're back 185
they're right 150
they're beautiful 332
they're all gone 114
they're not here 176
they're wrong 98
they're alive 112
they're not stupid 24
they're great 201
they're back 185
they're right 150
they're beautiful 332
they're all gone 114
they're not here 176
they're wrong 98
they're alive 112
they're not stupid 24