English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / They know it

They know it translate Turkish

9,112 parallel translation
Would they know it was you?
Sen olduğunu anlayabilirler mi?
They're just trying to get us to jump because they know it's not a listed drug... don't make the deal.
Bizim atlamamızı istiyorlar çünkü uyuşturucu listesinde olmadığını biliyorlar, anlaşma!
I don't know what was happening when it was going down, but apparently they were jumping me in.
Ama açıkça bana saldırıyorlarmış. - Evet. Bu adamlar hayvan.
Sometimes it worked, and sometimes it didn't, but either way, when it was over... they all acted like they didn't know me at all.
Bazen işe yaradı bazen yaramadı ama her halükarda her şey bittiğinde hepsi beni tanımıyormuş gibi davrandılar.
I know what it's like to see somebody you care about and know that they need mercy.
Sevdiğin birini böyle görüp merhamete ihtiyaç duyduğunu bilmenin nasıl bir şey olduğunu bilirim ama...
Huh? I don't even know how they keep it all straight, seeing as they don't believe you.
Sana inanmadıkları hâlde nasıl böyle konuşuyorlar anlamıyorum?
They should be back on their own island and you know what, we'll find a way to make that happen, but fighting the Quaken, no, that's not it.
Onların kendi adalarına dönmesi gerekiyor ve ne var biliyor musun, bunu gerçekleştirmenin bir yolunu bulacağız fakat Depren Yaratan'la savaşmak bu yollardan biri değil.
I didn't know they would leave anything out, but I thought they might and I am gonna get something out of it, but it's not what you think.
Bazı e-postaları yok edeceklerini bilmiyordum ama edebileceklerini düşünüyordum ve evet istediğimi elde ettim ama düşündüğün şeyi değil.
I know. They kept it.
Biliyorum.
I don't like those professional types, they know how to play it to keep us guessing, am I right?
Bu profesyonelleri pek sevmem, ağzımızı nasıl yoklayacaklarını iyi biliyorlar, değil mi?
So, uh, you know, when the purge started, did people get into it right away, or were they like, "Wait, what? This is gonna stop crime how, exactly?"
Arınma ilk başladığında insanlar hemen kabullendi mi yoksa, "Bir dakika, ne?" "Bu suçları nasıl durduruyormuş ki?" falan mı dediler?
At first, everyone was like, "look at those douchebags purging." And then the next thing you know, they're like, "it's just so convenient."
İlk başta herkes "şu mallar nasıl da arınıyorlar" dedi sonra da bir bakmışsın "aslında çok yararlı bir şey" diyorlar.
I call it Hollywoo Stars and What Do They Know?
Adı şu olacak, Hollywoo Yıldızları ve Ünlüleri, Ne Biliyorlar?
They don't even know how much I'm gonna drop it.
Hem de öyle bir kapatacağım ki.
I like to think of it more as, now we know exactly where they are. Okay, let's do this again.
Bu durumu, yerini kesin olarak öğrendik şeklinde düşünmek istiyorum.
I don't know. It's not odd That they were in the same class.
Garip olan aynı sınıfta olmaları değil.
Maybe they don't know how it works there.
Oradaki durumdan haberleri yoktur belki.
When it comes to do the job, they will do it good, you know, because the officers, they serve you.
Söz konusu iş olduğunda, işlerini iyi yapıyorlar çünkü buradaki memurlar size hizmet ediyor.
They said it would be days in the ICU before we know.
Tam olarak bilmeden önce günlerce yoğun bakımda kalabilir dediler.
The city of New York owes you a deep debt of gratitude, even if they'll never know it.
New York şehri asla bilmeyecek olsa da size büyük bir minnet borçlu.
People say they want to know everything, Cassie, but that doesn't mean they're actually ready to hear it.
İnsanlar her şeyi bilmek istediklerini söylerler Cassie ama bu gerçekten duymak istedikleri anlamına gelmez.
It's okay! They know me!
Merak etmeyin, beni tanıyorlar!
It's, like, you know, like kids that are obsessed with magic and Star Wars, except it's adults and all they wanna do is have sex.
Bu sihir ve Star Wars saplantılı olan çocuklar gibi....... yetişkinler ve yaptıkları tek şey seks olanlar dışındakiler.
And, you know, the people who do it, the Life On Uppers, they go through a rigorous training program.
Ve bir de Yukardaki Hayattaki insanların yaptıkları var sıkı bir eğitim programından geçiyorlar.
You know, when I saw Jay at the grocery store and asked him if they were coming, he took a sample meatball and chewed it for a full minute before he said yes, so...
Bugün Jay'i markette görünce "gelecek misiniz" diye sordum. Tadımlık bir köfteyi ağzına atıp bir dakika çiğnedi ve ondan sonra "evet" dedi.
You know why they call it a Mega Juicer 5000?
Onun adı neden Mega Juicer 5000 biliyor musun?
No one was supposed to know it was me, and now that they do, I'll... I can never face my little girl again.
Ama artık biliyorlar ve ben kızımın yüzüne bir daha bakamam.
- You know, the long and short of it is basically that you might get your powers back if, um... Winn... If they are reignited by a Kryptonian version of extreme adrenaline.
- Bu uzun ya da kısa sürebilir güçlerini geri getirmenin yolu Krypton düzeyinde olağanüstü adrenalin salgılamak.
We now know the distance they traveled between two spots and how long it took'em to cover that ground.
Artık hareket ettikleri iki nokta arasındaki mesafeyi ve o mesafeyi kat etmek için harcadıkları zamanı biliyoruz.
I don't know how they do it.
Bunu nasıl yapıyorlar, bilmiyorum.
Well, it's kind of sad that they don't know.
Ailenin bundan haberinin olmaması üzücü yani.
♪ And you know just where to find him when it's party time ♪ ♪ Master Splinter taught'em every single skill they need ♪ ♪ To be one lean, mean, green, incredible team ♪
o da oradadır.. d d Splinter Usta ihtiyacı olan her şeyi öğretti onlara.. d d Güçlü, kararlı, inanılmaz yeşil takım olmayı.. d d Teenage Mutant Ninja Turtles d d Teenage Mutant Ninja Turtles d d Teenage Mutant Ninja Turtles d
I want you to find out exactly what they know and bring it to me.
Tam olarak ne bildiklerini öğrenmeni ve bunu bana iletmeni istiyorum.
They'd nick it and we wouldn't know.
Alır götürürler, haberimiz olmaz, yemin ediyorum.
Crazy thing about it is that after they're gone, it's like everything that passed between you seems like the most precious thing in the world, you know?
İşin çılgınca olan tarafı, onlar gittikten sonra aranızda geçen her şey, dünyanın en değerli şeyiymiş gibi gelir.
I just, you know, talked'em through some stuff and I think they're going to give it another shot.
Onlara değişik birkaç şey anlattım ve sanırım birbirlerine birer şans daha verecekler.
I want you to find out exactly what they know, and bring it to me.
Tam olarak ne bildiklerini öğrenip bana anlatmanı istiyorum.
It's a beacon of hope for every firefighter and cop and paramedic in the city, and when that sign says "open," no matter what somebody lived through that day on the job, they know that the beers are cold and that the Blackhawks are on.
Şehrin her itfaiyecisi, polisi ve sağlık görevlisi için umut ışığı ve tabelada "Açık" yazıyorsa o gün kimin işinde ne yaşadığının bir önemi yok biraların soğuk olduğunu ve Karaşahinlerin uçtuğunu bilirler.
They would know it was someone at fbi.gov at Quantico.
Quantico'daki FBI.gov adresinden biri olduğunu anlarlar.
They said he's in the O.R. I know where it is.
Ameliyathanede olduğunu söylediler. Yerini biliyorum.
You know, they really pulled it together.
Büyük bir uyum içinde çalıştılar.
They could be infected, they could be crazy for all we know, I mean, they think it's Halloween!
Hastalıklı olabilirler, kim bilir deli de olabilirler, bir de bugünü Cadılar Bayramı sanıyorlar!
Well, you know, whoever it was, they needed to be carrying 60 to 70 miles an hour to make that jump. Then they needed to stick the landing without breaking their face.
Kim yaptıysa, o atlayışı yapmak için saatte 60-70 mile çıkması daha sonra da yüzünü dağıtmadan inmesi gerekiyor.
It doesn't mean they know about Daylight.
Bu Daylight'ı bildikleri anlamına gelmez.
d I can feel it in my toes d d drop to the beat like no one knows d d well, they don't know me like that d d well, they don't know me like that d
d I can feel it in my toes d d drop to the beat like no one knows d d well, they don't know me like that d d well, they don't know me like that d
I don't know where they are. But if that team's working together again, it probably has to do with Aleksey Basayev.
Nerede olduklarını bilmiyorum ama o ekip yeniden birlikte çalışıyorsa muhtemelen Aleksey Basayev'le ilgisi vardır.
You have it done in a place where they don't even know the basics.
- En temel şeyleri bile bilmeyen birine yaptırmışsınız.
I don't, but I need to know if they're screwing, so see if you can get one of them to admit it.
Hayır ama birbirleriyle yatıyorlar mı bilmeliyim bak bakalım birinden itiraf alabilir misin.
You know when you meet someone and you get that flutter that... that rush and it feels like you know them and they know you and you think to yourself,
Birisiyle tanışırsınız ve içinizde kelebekler uçuşur. Onu tanıyormuşsunuz gibi hissedersiniz.
My guess is they lifted it from an airport parking garage so no one would know it was missing.
Tahminimce arabayı havaalanındaki otoparktan çaldılar böylece kimse aracın kayıp olduğunu farketmeyecekti.
I want you to find out exactly what they know and bring it to me.
Tam olarak ne bildiklerini öğrenip bana getirmeni istiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]