They know me translate Turkish
5,039 parallel translation
They say they know me?
- Beni tanıdıklarını mı söylüyor onlar?
Not only do they all want to have sex with me, but, you know, now they want to eat me afterwards!
Bir tek benle sevişmeyi değil, üstüne bir de beni yemek istiyorlar.
You resent me for holding you back. Now that we know you think the tables are turning we know you thought they were unturned tables.
Şimdi durum tersine döndüğüne göre, daha önce tersine dönmüş durum olmadığını düşündüğünü görüyoruz.
If I know these a-holes, and I am these a-holes, they just want to haul me to their stupid clubhouse and waste my time with a bunch of questions.
Eğer bu götoşları tanıyorsam ki ben o götoşlardan biriyim, beni aptal kulüplerine sürükleyip bir sürü soruyla vaktimi harcamak istiyorlar sadece.
They beat me, you know.
Beni dövdüler.
Let me know if they get any leads on her.
Onunla ilgili ipucu bulurlarsa haber ver.
You know, my old man once told me... never mistake somebody who's moving fast with somebody who knows where they're going.
Bilirsin, benim yaşlı adam bir keresinde bana, nereye gittiğini bilen birisiyle hızlı giden birisini asla karıştırma demişti.
And now because of me, they know about the Knave's heart.
Şimdi benim yüzümden Vale'nin kalbini öğrendiler.
Sir I don't know what they told you about me.
Efendim... Benim hakkımda size ne anlattılar bilmiyorum.
I know the moves they'd make, the places they'd hide out in. Trust me.
Yapacakları hareketleri, saklanacakları yerleri biliyorum.
You know... they're showing Night of the Living Dead tomorrow night at the Hollywood Forever, and I'll be there, if you want to meet me, and if not, that's totally fine.
Biliyorsun yarın gece Hollywood Forever'da Yaşayan Ölülerin Gecesi'ni veriyorlar ver ben orada olacağım, eğer buluşmak istersen istemiyorsan da sorun yok.
When I was a kid, sometimes my parents, they would buy me a helium balloon, and I would just spend the whole day, like, so miserable and so tense, just terrified that I was gonna let it go, you know.
Ben çocukken ailem bana uçan balon alırdı. Günün tamamında onunla oynardım, çok zavallı ve gergin olurdum. Daha sonra onu salıvereceğim zamandan çok korkardım.
Well, fortunately, the people I represent rely on me precisely because they know I'm not like them.
Allahtan ki tam da bu sebepten, temsil ettiğim insanlar onlar gibi olmadığımı bildikleri için bana güvenir.
If you know where they are, let me go find them and bring them back.
Eğer nerede olduklarını biliyorsan, İzin ver de gidip onları getireyim.
I don't know how they found me in the first place.
Beni nasıl buldular hiç bilmiyorum.
No, look, all I know is I was supposed to be going back to work next week and now they're not gonna let me.
Hayır ama tek bildiğim gelecek hafta işe gideceğimdi ama bundan sonra bana izin vermeyecekler.
You know, when I was in school they used to call me "Oreo."
Okuldayken bana "Oreo" derlerdi.
People... you never know what they're capable of doing, trust me, especially given the right circumstances.
Kimsenin neler yapabileceğini asla bilemezsin. İnan bana özellikle de yaşadıkları durumlara bakılırsa.
I know it's a parole violation, but they can't tell me what to do with my own body.
Şartlı tahliyemi ihlal ettiğini biliyorum ama bana vücudumla ne yapacağımı söylemezler.
What if they don't wanna know me?
Ya beni tanımak istemezlese?
I know they could never admit this, but I have to wonder if me being pregnant has something to do with it.
Bunu asla itiraf etmezler biliyorum ama bunun hamileliğimle bir ilgisi olup olmadığını merak ediyorum.
They'll know you helped me.
Bana yardım ettiğini anlarlar. Kendi ağzınla söyledin.
They're gonna give me a call so I know when to open it.
Beni arayıp ne zaman açmam gerektiğini söyleyecekler.
They let me know it would be easy to do.
Bunu yapmanın ne kadar kolay olduğunu görmemi istediler.
I don't know. I... Every night, I wonder if they put on this show just for me.
Merak ediyorum, acaba her akşam bunu ben göreyim diye mi yapıyorlar?
I don't know why they would want me dead, too.
Hiçbir şey bilmiyorum. Neden beni öldürmek istediklerini de bilmiyorum.
I don't know why they're trying to kill me, but I know it's gotta have something to do with Anton!
Beni neden öldürmek istediklerini bilmiyorum ama Anton ile alakalı bir şey olduğuna adım gibi eminim.
And while your prepubescent ruffians may not know it they brought me here to strike a deal that could benefit all of us.
Ben seni buldum. Ve ergenlik öncesi külhanbeylerin bunu bilmiyor olabilir ama beni buraya hepimizin işine gelecek bir anlaşma için getirdiler.
I know they didn't die on purpose, but... sometimes I feel like... I can't forgive them... for leaving me all alone.
Bilerek ölmediklerinin farkındayım ama bazen... beni yalnız bıraktıkları için onları affedemiyorum.
Believe me, I know exactly what they've done.
İnan bana, ne yaptıklarını kesinlikle biliyorum.
You know, thursdays in general, they're not good for me.
Perşembe günleri genel olarak pek iyi geçmiyor benim için.
And so they kicked me out of the house, and I don't know anybody else in town...
Evden de attılar beni... şehirde başka kimseyi de tanımıyorum...
You know, my-my hippie parents might not have taught me a lot, but they did teach me about patience.
Hippi ailem bana fazla şey öğretmemiş olabilir, ama bana sabretmeyi öğrettiler.
I know that they both want what's best for me.
İkisinin de benim iyiliğimi istediğini biliyorum.
And I'll pay you back whatever they charge you for the bond. Just let me know how much.
Senden ne kadar aldilarsa geri odeyecegim.
But... I don't really know anyone, and they don't trust me, and that makes it really hard.
Ama... gerçekte kimseyi tanımıyorum ve bana güvenmiyorlar, ve bu da hayatımı zorlaştırıyor.
If the coppers know I've been round, they'll fit me right up!
Polisler buralarda olduğumu öğrenirlerse beni hemen suçlu çıkarırlar!
You know, I actually can't believe they let me into Heaven.
Doğrusu cennete girmeme izin vereceklerini sanmıyorum.
D-do you know who they are? What they do to ordinary people like me and you?
Kim olduklarını, senin benim gibi sıradan insanlara ne yaptıklarını biliyor musun?
You know, when I was in Vietnam, they told me who the enemy was and I believed them.
Ben Vietnam'dayken düşmanın kim olduğunu söylediler, ben de inandım.
Those people, if they manage to drag me out of this car, do you know what's going to happen?
Eğer bu insanlar, beni bu arabadan çıkarmayı başarırlarsa neler olacak biliyor musunuz?
I know they're not actually flowers - but a friend of mine told me... - Thank you.
Biliyorum çiçek değil ama bir arkadaşım bana dedi ki...
They're only friends with me because they want something. Because they know I can hear them.
Yalnızca benimle arkadaşlar çünkü onları duyabildiğimden bende yardım istiyorlar.
Just landed at jfk. All right, let me know when they're in the city.
Tamam, şehre geldiklerinde bana haber verin.
Don't you see they're trying to kill me because of what I know?
Anlamıyor musun? Bildiklerim yüzünden beni öldürmeye çalışıyorlar?
You know, usually, when a friend wants a favor, they do something nice... takes me to a nice restaurant, buys me a bottle of wine.
Genelde bir arkadaşım benden iyilik istediğinde, hoş bir şeyler yapar. Beni restorana götürür, bir şişe şarap alır...
They love me'cause they know I would do anything to make her happy.
Onları mutlu etmek için her şeyi yapabileceğim için seviyorlar.
You know, I understand..... why they don't trust me.
Bana neden güvenmediklerini.. .. anlıyorum.
I want to know who's after that thing and what they know about me.
O şeyin peşinde kimin olduğunu ve hakkımda ne bildiklerini öğrenmeliyim.
They don't know me.
Onlar beni tanımıyor.
No. I'm 17 but, yeah, like, you know, at dinner they'll let me have, like, a glass of wine.
Hayır. 17 yaşındayım, ama, işte kahvaltıda benim bir bardak falan içmeme izin veriyorlar.