Ti translate Turkish
2,308 parallel translation
Biu-ti-fu /.
gü-zel /.
My kind of rock-and-roll connective tissue to the military was probably Motörhead.
Benim askerlik ile rock'n'roll u birleştirme noktam da muhtemelen Motörhead'ti.
The lady in question, Professor Samantha Van der Feldt, flunked you because instead of studying like the rest of us,
Söz konusu bayan, Profesör Samantha Van der Feldt'ti. Kendisi sena zayıf vermişti.
Ramesh!
Ramesh'ti!
She never said his name.
Onun adını söylemiş ti.
That was Ace.
Arayan Ace'ti.
Allison was 605.
Allison 605'ti.
And it isn't the first Ti...
İlk kez de değildi.
It wasn't me, it was Albert.
Benim yüzümden olmadı, karıştıran Albert'ti.
It was Chris.
Chris'ti.
It was May 20, 1995.
20 Mayıs 1995'ti.
And by calling in you could have one two tickets to the Maynard Ti-cats next game.
Ve bir sonraki oyunumuz olan "yaban kedisi" için bizi arayarak Maynard'a iki kişilik tatil bileti kazanabilirsiniz.
- Al I the preparation ti me is over.
- Hazırlıklar için süremiz bitti.
If there was desire for vengeance the person to avenge was Jesus Christ.
"MÜSLÜMAN" Eğer ortada bir intikam arzusu varsa,... intikam alacak kişi İsa Mesih'ti.
But what she meant was, yes.
Ama demek istediği "Evet" ti.
His name was Joseph back then, not William.
O zamanlar ismi Joseph'ti, William değil.
As my grandfather.
Dedemin adı da Albert'ti!
His name was Eggs, you racist piece of shit.
Adı Eggs'ti seni ırkçı pislik.
I think it was a milkshake.
Sanırım milkshake'ti.
The first number in that set of numbers is 70.
O sayılardan ilki 70'ti.
Brett, was it?
Brett'ti değil mi?
So, Brett?
Brett'ti, değil mi?
She donated her body for the purpose of plastination, settled the most important things, or the ones, she considered important, and after that she took 39 Valium.
Organlarını bağışladı, Annem numerolojist'ti.
The lord's son who was eyeing you is Jean-Baptiste, the eldest.
Seni izlemekte olan lordun oğlu Jean-Baptiste'ti, büyük olanı.
- That was the Countess, got to go.
- Arayan Kontes'ti, gitmeliyim.
From what he has told us, we can conclude that the woman Devon was with is sydney prince,
Anlattıklarına bakılırsa Devon'ın yanındaki kişi Sydney Prince'ti.
Hold on a second - it was Inch-High Private Eye that led her here.
Bekle bir saniye, onu buraya getiren Dedektif Inch'ti. *
When this guy came in, the only thing you were managing was Alexis.
Adam buraya girdiğinde idare ettiğin tek şey, Alexis'ti.
That's J.K. Rowling, Shawn.
- O, J.K. Rowling'ti, Shawn.
It was a Merc.
Bir Mercedes'ti.
[sigh] it was fairway frank.
O Kaçak Frank'ti.
- Kajinek was shooting.
- Ateş eden, Kajinek'ti.
Yeah, yeah, right.
Sizin adınız Ted'ti sanırım.
Be-Au-ti-ful!
Çok muh-te-şem!
Thought you said name was Peck.
Hani soyadın Peck'ti?
Elena gilbert, right?
Elena Gilbert'ti, değil mi?
See, you preach about family, but it's Mick who was the one who was trying to be a good dad.
Aile hakkında vaaz veriyorsun. Ama, iyi bir baba olmak için uğraşan Mick'ti.
No, that was the old Cate.
Hayır, o Eski Cate'ti.
Preston Schmall, part-time roofer, shot in the Poconos while camping, 1982.
Çatı ustası. 1982'de kamp yaparken vuruldu. Sonraki kurban Fred Norris'ti.
But Brick's the one who left the keys in the ignition.
Ama anahtarları kontakta unutan Brick'ti.
That was Nick, one of the blokes from the stag do, he wants a birthday party Saturday night.
Nick'ti, Veda partisindeki adamlardan, cumartesi gecesi bir dogumgunu partisi istiyor.
It was Matt who got in the way.
Yoluma çikan Matthias'ti.
I suppose the man who first proposed him
Onu aday olarak ilk öneren Winters Kardeş'ti sanırım.
Uh-huh. That was actually my mother, Victoria Davis. Yes.
Aslında o benim annem Victoria Davis'ti.
Your men agreed - ti for new management.
Yeni bir yönetimin vakti gelmiş. - Yalan söylüyorsun.
Catfish was best bat in his perfect game,
En mükemmel oyunda, en iyi oyuncu Catfish'ti...
Look Vik, it's Vik, right?
Bak Vik, adın Vik'ti değil mi?
Task force?
Görev ti mi?
It was Jack...
- Suçlu Jack'ti...
Uta, that was Duchess.
Düşes'ti o.
Francois, right?
- François'ti, değil mi?