Times are changing translate Turkish
103 parallel translation
Times are changing.
Zaman değişiyor.
Times are changing, sure, but there'll be enough towns to last my lifetime.
Ben bütün hayatımı bu şekilde geçirdim, nasıl değişirim.
Times are changing rapidly.
Zaman hızla değişiyor.
Young people don't respect anything anymore... times are changing for the worse.
Artık gençler hiçbir şeye saygı göstermiyorlar. Devir kötü.
Times are changing.
Ne yazık ki bataklık kalmadı.
- Yeah, times are changing, sir.
- Zaman değişti efendim.
Times are changing and not for the better.
Dünya değişiyor ve bu iyi bir değişim değil.
Even though the times are changing.
Tristan
But, thankfully, those times are changing now.
Evet... Neyse ki o günler geride kaldı.
Times are changing.
Devir değişti.
Well, times are changing - these days, men are even selling women's lingerie and wearing it too!
Şey, zaman değişiyor - bugünlerde, erkeklerde kadın iç çamaşırı satıyorlar ve giyiyorlarda!
Times are changing so fast... it gives me the jitters
Zaman çabuk değişiyor. Artık sıkıntı yaratıyor.
"We'll end that" "always" ". " Times are changing starting now!
Pekâlâ, Henri, bu gece Komün kadınları üzerine çok özel bir program yapacağız.
Times are changing, anyways.
Zaman her koşulda değişiyor
Their own kids at the wedding... - Times are changing!
kendi çocukların düğünleri.....
The times are changing.
Artık zaman değişiyor.
Diversity means that times are changing, and with that in mind...
Çeşitlilik, zamanın değiştiği anlamına geliyor. Bunu akılda bulundurarak...
You know, times are changing.
Biliyor musun, zaman değişiyor.
Times are changing.
Zaman değişiyor tabii.
Yes, but times are changing, even values are changing, good proposals are far too few
Evet, ama zaman değişiyor değerler değişiyor..
Times are changing.
Zaman değişti.
It's just times are changing, And you got to go.
Bilirsin, zaman değişiyor, Ve senin ortadan kaldırılman gerekti.
I know times are changing and for the good.
Bir şeyler değişiyor biliyorum. Bu herkesin yararına.
Well, that used to be the case, but times are changing, aren't they Stephen?
Olabilir, ama zaman değişiyor, değil mi Stephen?
Times are changing.
Devir değişiyor.
I mean, times are changing.
Yani zaman değişiyor.
Times are changing and Eureka must change with it.
Çağ değişiyor ve Eureka da onunla birlikte değişmeli.
Times are changing So am I
... Zaman değişti bende öyle.
Oh God, times are changing so fast, right?
Aman Tanrım, zaman ne kadar çabuk geçiyor?
The times are changing.
Zaman değişiyor.
Times are changing, Grace.
Devir değişti Grace.
Times are changing, bro
Zaman değişiyor birader.
Times are changing
Zaman değişiyor.
Awesome Times are changing. we need to expand
Zaman değişiyor.Genişlememiz lazım.
- Times are changing.
- Zaman değişiyor.
" People said,'Thank God, times are changing for us now.' CHEERING
Stalingrad krizi sırasında bu zayıflık Hitler'in iyi niyetinin Herman Goering'in sözlerine güvenmesiyle birleşmişti.
" People said,'Thank God, times are changing for us now.'
İnsanlar "Tanrıya şükürler olsun, artık değişim zamanı" diyorlardı.
It isn't the times that are changing, Mama.
Her şey değişir Anne.
Times are changing, Reb Tevye.
Tevye Efendi, devir değişiyor artık.
He don't want to know the times, they are changing!
Zamanın değiştiğini bilmek istemiyor.
Well, the times, in fact, are a-changing, darling.
Zaman değişiyor, sevgilim.
The times are a-changing for Howard TJ Moon.
Artık Howard TJ Moon için işler değişti.
Times and customs are changing.
Zaman ve çocuklar değişiyor
Well, the times, they are changing.
Zaman değişiyor.
You know, the times they sure are a-changing. You know, the times they sure are a-changing.
Zamanla her şey değişiyor.
Times are a-changing.
Zaman değişiyor.
Times they are a-changing.
Devir hızla değişiyor.
I mean, the times, they are a-changing notwithstanding.
Demek istediğim, dönem her şeye rağmen değişiyor.
You know, the times, they are a-changing and if you guys don't keep up you're gonna get swept away, just like us.
Toplum değişirken sizler de buna ayak uydurmazsanız gün gelir, bizler gibi esaminiz bile okunmaz.
Times they are a-Changing gypsy.
Her şey değişebiliyor, çingene.
Times they are a-changing.
Zaman değişiyor.
times are tough 45
times are hard 26
changing 129
times 1964
times square 22
times before 18
times in a row 26
times a week 28
times change 49
times over 33
times are hard 26
changing 129
times 1964
times square 22
times before 18
times in a row 26
times a week 28
times change 49
times over 33
times a day 121
times three 18
times have changed 100
times already 25
times out of 28
times like this 17
times that 17
times three 18
times have changed 100
times already 25
times out of 28
times like this 17
times that 17