Times in a row translate Turkish
179 parallel translation
That night, having lost 9 times in a row... she was annoyed by her bad luck.
O gece arka arkaya 9 tur kaybettikten sonra kötü şansına lanet eder duruma gelmişti.
It did it again... 3 times... then 5 times in a row!
Sonra bir kere daha, üçüncü defa ve sonra da beş tur arka arkaya!
Three times in a row.
Ardarda üç kez.
Right in the heart, three times in a row.
Ard arda üçüncü kez tam kalbinden.
I'll bet you $ 2 you can't hit it ten times in a row.
2 $'ına bahse girerim, bununla peşpeşe on defa saydıramazsın.
- That's the fifth time, five times in a row.
- Peş peşe beşinci kez oluyor bu.
So after I got stopped eight times in a row,
Peş peşe sekiz defa durdurulduktan sonra...
We can accept that as a reason,... but we can't make her come here three times in a row... claiming she's getting married when she isn't.
Bunu kabul edebiliriz ancak bir genç kızı üç kez sıraya sokup o istemediği halde evlenmesini talep edemeyiz.
You can't hit 13 three times in a row.
- Ardarda üç kez 13'ü tutturamazsın.
Roland! Black 7 times in a row!
Hey Roland, siyah yedinci kez geldi.
Red 14 times in a row.
14 defa gelmesi inanılır gibi değil.
And then every time I lose a bet, I double my bets three times in a row.
Ve sonra her bir bahis kaybedişimde, bahislerimi arka arkaya üç defa ikiye katllıyorum.
We know they'll rob the very same store 3, 4 times in a row.
Bir mağazayı 3, 4 kere soyduklarını biliyoruz.
|'ve thrown Venus three times in a row!
Arka arkaya üç kez Venüs attım!
Didn't you come three times in a row in that bed over there?
Üç defa boşalmadın mı o yatakta?
Hey, now, that's three times in a row you've won.
Üçüncü kez üst üste kazanıyorsunuz.
10 times in a row here.
10 kez üst üste.
This is the Bee Gees, and this one's going out to you, Cheryl Ann, singing "Saturday Night Fever" ten times in a row.
Bee Gees'ten geliyor. Bu şarkı sana Cheryl. Saturday Night Fever.
You want this ten times in a row, seriously?
- Bunu gerçekten on defa çalayım mı?
He managed to get it right eight times in a row, and that's very impressive.
Sekiz defa tutturmayı başardı, ve bu bir hayli etkileyici.
Can you say that three times in a row, real fast?
"Polisin polisi." Güzel. Bunu üç kez üst üste tekrarlayabilir misin?
Your gun just happened to go off three times in a row by itself.
Silahın seri şekilde kendi kendine üç kez patladı.
Anyway, Peter Lorre makes a bet with Steve McQueen that Steve McQueen can't light his cigarette lighter 10 times in a row.
Peter Lorre bir iddiada bulunuyor. Steve McQueen çakmağını on kez üst üste yakamaz diyor.
Now, if Steve McQueen lights his cigarette lighter 10 times in a row, he wins Peter Lorre's new car.
On kere üst üste yakmayı başarırsa Peter Lorre'nin arabası onun olacak.
But if he does not light his cigarette lighter 10 times in a row, Peter Lorre gets to chop off Steve McQueen's little pinky.
Ama on kere üst üste yakamazsa Peter Lorre, Steve McQueen'in parmağını kesecek.
Norman has bet his pinky that he can light his cigarette lighter 10 times in a row.
Norman çakmağı on kere yakacağına dair parmağının üzerine bahse girdi.
Remember that year you struck out 1 0 times in a row?
10 kere üst üste oyundışı kaldığın zamanı hatırlıyor musun?
- Why not? - I got knocked out 40 times in a row.
- Ardı ardına 40 kez nakavt oldum.
You hit it four times in a row when you say you're not gonna do it.
Yapmayacağını söylemene rağmen ardarda dört kere oraya vurdun.
No ensemble hasn't won three times in a row.
Hiçbir takım üç yıl arka arkaya kazanamadı.
By the middle of the next week, it was three times in a row... and I was beginning to worry.
Sonraki haftanın ortalarında, üç kez daha aynı şey yaşanmıştı endişelenmeye başlamıştım.
As God is my witness, three times in a row, little Klaus swam over and finally fetched the ball back
Tanrı şahidim ki üst üste üç kez, küçük Klaus yüzdü ve topu getirmeyi başardı.
We did it at least two times in a row.
En az 2 kere arka arkaya yaptık.
That makes five times in a row now.
Üst üste tam beş kere oldu.
Junuh won that thing three times in a row.
Junuh sıralamada bunu üç kere kazandı.
Frickin'adorable. Came back here, watched elmopalooza 3 times in a row, and fielded some very tough questions about Bert and Ernie's relationship.
Geri dönüp, üç kez sırayla "Elmo-palooza" seyrettik ve Bert'le Ernie'nin ilişkileri hakkında çok zor sorulara cevap verdim.
That's four times in a row.
bu dördüncü denememdi.
Fred knocked Jimmy's hat off and Jimmy punched him in the face five times in a row in a second!
O hayvan gibi ya! Fred Jimmy'nin şapkasını aldı ve Jimmy'de onun suratını saniyede 5 kez falan yumrukladı!
It matters who wins three times in a row.
Üç kere arka arkaya kimin kazandığı önemli.
- Three times in a row.
- Bir kerede üç defa.
Did you prepare that or did you rhyme that many times in a row by accident?
Önceden hazırlandın mı, yoksa tesadüfen mi uyaklı konuşuyorsun?
But if that thing comes back two or three times in a row and wraps his lips around some elder's asshole, that elder is going to die pretty soon.
Ama eğer o şey, birkaç kez gidip gelirse ve dudaklarını buradaki ihtiyar götlere yapıştırırsa, o ihtiyar yakında ölmüş olur.
Like I said, numbnuts. Out of 51, you gotta pick the right number, not once, but six times in a row.
Dangalak demiştim. 51 sayıdan doğru olanları bulmaya çalışıyorsun, bir tane de değil, altı tane birden.
Now that I've heard this song five times in a row, I can honestly say I dislike it.
Bu şarkıyı peş peşe beş kez dinledikten sonra ondan nefret ettiğimi söyleyebilirim. Tören için geldim.
If you hit it 5 times in a row we give you a clock.
Bir sette beş kez vurursanız, bir saat vereceğiz. Bir sette on kez vurursanız!
Putting it at times in 0 looks good... but 5 in a row is very serious!
Arada sırada 0'a gelmesi sıkıntı değil ama beş kere üst üste gelmesi çok ciddi bir olaydı!
She sat in the back row a couple of times last year.
Geçen sene birkaç kez en arkada oturmuştu.
If Norman lights his cigarette lighter 10 times in a fucking row, he's gonna have no emotional problems whatsoever about taking my car keys.
Norman çakmağını üst üste on kere yakarsa arabamın anahtarlarını alırken duygusal bir sorun yaşamayacak.
Think it proves that if we played this 10,000 times in a row, he would win 10,000 times in a row.
On bin kez oynasak, hepsinde yine o kazanacak.
This woman calls me forty times, right, in a row... trying to get ahold of Bob.
Bu kadın beni 50 kere aradı... Bob'a ulaşmak için.
We at Muskeg beer are proud that Winnipeg has been chosen four years in a row by the London Times as the world capital of sorrow in the great depression.
Muskeg Birahanesindeki bizler Winnipeg'in London Times gazetesi tarafından üst üste dördüncü kez, Büyük Buhran döneminin en hüzünlü şehri seçilmesinin gururunu yaşıyoruz.
in a row 31
times 1964
times square 22
times are tough 45
times are changing 28
times a week 28
times before 18
times change 49
times a day 121
times over 33
times 1964
times square 22
times are tough 45
times are changing 28
times a week 28
times before 18
times change 49
times a day 121
times over 33