To the hospital translate Turkish
11,563 parallel translation
Charlotte and I will take Duke back to the hospital.
Charlotte ve ben Duke'ü hastaneye götürelim.
That they're sending me back to the hospital or to one of those therapy boarding schools where they lock you up.
Beni hastaneye geri yollamayı ya da insanı kilitledikleri yatılı terapi okuluna göndermeyi düşünüyorlar
Were you planning on coming to the hospital today?
- Bugün hastaneye gelmeyi düşünüyor muydun?
- If we were closer to the hospital, I would say maybe, but we're 25 minutes out.
- Hastaneye daha yakın olsaydık olabilir derdim ama 25 dakikalık uzaklıktayız.
You were right... you said if he were closer to the hospital, he might have a chance.
Haklıydın. Hastaneye daha yakın olsaydık bir şansı olabilir demiştin.
It's how they used to transport the bodies from here to the hospital.
Eskiden cesetleri buradan hastaneye taşırlardı.
Max, you need to get to the hospital.
Max, hastaneye gitmen gerek.
When your mother's water broke, the neighbor had to take her to the hospital, because, uh, I was at a duck sanctuary in Westport.
Annenin suyu gelince komşunun onu hastaneye götürmesi gerekti. Çünkü Westport'taki bir ördek cennetindeydim.
I took her to the hospital, didn't I?
Onu hastaneye götürdüm, daha ne yapaydım?
Like i told the other lawyer, He went to the hospital with chest pains.
- Öbür avukata söylediğim gibi göğüs ağrısıyla hastaneye gitti.
He thought it was nothing, but his wife insisted he go to the hospital.
Önemli olmadığını düşündü ama eşi hastaneye gitmesi için ısrar etti.
We need to get the pastor to the hospital To get checked out.
Papazı muayene için hastaneye götürmemiz gerekiyor.
You got to get to the hospital.
Hastaneye gitmen lazım.
I'm just trying to get to the hospital!
Hastaneye gitmeye çalışıyorum. Lütfen!
I got to go to the hospital and put a stint in this.
Hastaneye gitmem ve bir baktırmam gerek.
The police came to the hospital.
Hastaneye polisler geldi.
Uh, I think that we should take you to the hospital.
Bence seni hastaneye götürmeliyiz.
We gotta get her to the hospital.
Onu hastaneye götürmeliyiz.
They'll take her to the hospital.
Onu hastaneye kaldıracaklar. Yolda arayabiliriz.
Why didn't you take him to the hospital?
Neden hastaneye götürmediniz?
Because if he goes to the hospital, then he goes to prison!
Çünkü hastaneye giderse, hapishaneye gider!
I thought that was why we were going to the hospital.
Hastaneye o yüzden gittiğimizi sanıyordum.
Tomorrow I'm going to the hospital.
Yarın hastaneye gidiyorum.
Let's drive to the hospital.
Hastaneye gidelim.
And with this buy some snacks for your kid and go to the hospital.
Ve bununla da çocuğa biraz abur cubur alıp hastaneye gidersin.
Taking wounded people to the hospital...
Yaralı insanları hastaneye götürmek...
One each for the four people that you took to the hospital.
Sizin hastaneye götürdüğünüz dört kişi için birer tane.
Why take four people that you've just shot to the hospital, knowing that any of'em could survive and identify you?
Neden az önce vurduğun dört kişiyi, herhangi birinin hayatta kalıp seni teşhis edebileceğini bilerek, hastaneye götürürsün?
Should I get back to the hospital?
Hastaneye geri mi dönmeliyim?
He's on his way to the hospital.
Hastaneye götürülüyor.
That FBI agent just referred to East Shore Hospital as "the Ping."
O FBI ajanı az önce East Shore Hastanesi'ne "Ping" dedi.
Listen the question you asked me earlier about going to another hospital, that wasn't hypothetical, - was it? - No.
Baksana sabahleyin başka bir hastaneye gitmekle ilgili sorduğun soru farazi bir soru muydu?
I have to give the junior residents a tour - of the hospital, and I...
Yeni asistanlara hastaneyi gezdirmem gerekiyor ama- -
- I want you to stop what you're doing, leave the hospital, and go to the southeast parking garage.
- Yaptığın şeyi bırakmanı, hastaneden çıkmanı ve güney doğudaki katlı otoparka gitmeni istiyorum.
Doctors from this hospital just spent hours in the field trying to extract a guy.
Bu hastaneden giden bazı doktorlar saatlerdir bir adamı çıkarmaya çalışıyorlar.
Baby mama married a... decent guy, and I just decided to let them have their family until she got sick, and I started beating down the doors of every research hospital in the country.
Annesi başka bir adamla evlendi ve ben de aile olmalarına izin verdim ta ki kızım hasta olana kadar. O zaman ülkedeki tüm araştırma hastanelerinin kapısına dayanmaya başladım.
But before we head out, I'd like to hear the assessment of the Hospital Authority.
Ama gitmeden önce, Hastane İdaresi'nin değerlendirmesini duymak isterim.
Now, Vegas PD, they tell me they're gonna bring me to the courthouse right from the hospital.
Vegas PD bana hastaneden direkt mahkemeye getireceklerini söylediler.
I got to go to the hospital.
Hastaneye gitmem lazım.
Isn't he supposed to be in the hospital?
Hastanede olması gerekmiyor mu?
Have you been to the hospital to see Miranda?
Miranda'yı görmek için hastaneye gittin mi?
You have surveillance from the hospital, which means there's another picture you chose not to put on TV.
Elinde hastane görüntüleri var. Yani televizyona koymamayı seçtiğin bir fotoğraf daha var.
The securities I refer to would be, hold on... the electric power plant, the hospital and the beach.
Bahsettiğim menkul kıymetler tutun... Elektrik santrali, hastane ve plaj.
And how do I get to the power plant and the hospital?
Ve santral ve hastaneye nasıl gidebilirim?
We told you we were going to look at the hospital.
Size hastaneye bakacağımızı söylemiştik.
So she asked me to sign her daughter's hospital bracelet... said it would mean the world to her... and I reached into my jacket pocket to get a pen.
Sonra bana kızının hastahane bilekliğini imzalamamı, bunun kızı için çok önemli olduğunu söyledi. ben de kalemimi almak için elimi cekedimin cebine attım.
He's in surgery, so we can't ask who shot him, and the hospital has his phone and wallet somewhere, but in the general chaos, they can't seem to find them.
Ameliyatta olduğundan onu kimin vurduğunu soramıyoruz. Telefonu ile cüzdanı da hastanede ama genel kargaşa içinde onları bulamıyorlar.
- took them to the hospital.
- Ne?
If she was able to use her cell to find her father last night at the hospital, she could also have stopped by the rug store.
Dün gece babasını hastanede bulmak için cep telefonunu kullanabildiyse halı dükkanına da uğramış olabilir.
We have video of you leaving their bodies at a hospital, and we caught you trying to board a flight out of the country with $ 300,000 in cash!
Elimizde, cesetleri bir hastaneye bırakırkenki görüntünüz var. Sizi, 300 bin dolar nakitle ülkeden çıkmak için bir uçağa binmeye çalışırken yakaladık!
Well, Anna's already said that she wants to call her relatives, ma'am, and as soon as she checks in with the hospital...
Anna çoktan yakınlarını aramak istediğini söyledi, efendim. - Ve hastaneye giriş yaptığı vakit...
to them 177
to the beach 25
to the moon 20
to the airport 39
to the future 91
to the end 49
to the top 23
to the north 16
to the left 221
to the point 24
to the beach 25
to the moon 20
to the airport 39
to the future 91
to the end 49
to the top 23
to the north 16
to the left 221
to the point 24
to the sea 38
to the kitchen 20
to the hotel 25
to the right 265
to the tune of 23
to the police 36
to the car 26
to the death 78
to the bridge 17
to the contrary 33
to the kitchen 20
to the hotel 25
to the right 265
to the tune of 23
to the police 36
to the car 26
to the death 78
to the bridge 17
to the contrary 33
to the house 19
to the king 27
to the station 29
to the wall 16
to the bathroom 47
to the outside world 64
to the 197
to the side 32
to the door 21
to the front 27
to the king 27
to the station 29
to the wall 16
to the bathroom 47
to the outside world 64
to the 197
to the side 32
to the door 21
to the front 27