To the hotel translate Turkish
4,802 parallel translation
- You're not going back to the hotel?
- Otele dönmüyor musun? - Hayır, çıkışımı yaptım.
I'm so sorry. Can we get back to the hotel?
Burayı tekrar görmek isteyebileceğini düşünmüştüm.
I was gonna eat a plate of linguini, we were gonna go to the hotel, hump our brains out.
Bir tabak makarna yiyecektim sonra otele gidip deliler gibi sevişecektik.
Welcome to the Hotel Perino.
Hotel Perino'ya hoş geldiniz. Size nasıl yardımcı olabilirim?
So, you went to the hotel to make sure Jennifer had arrived, which meant Martin was coming.
Otele gittiniz, Jennifer'ın geldiğini gördünüz. Bu demekti ki Martin de geliyor.
Back here to the hotel.
Buraya otele geri getirdi.
We... we met at a-a strip club a couple blocks away, and then we, um... we walked back to the hotel.
- biz... biz stirıptız klubunde tanıştık. bikaç mahalle ötede, ve sonra biz, um... hotele geldik.
Very smart. You have a cruel sense of humor, asking me to the hotel where my daughter plies her trade as what is apparently a... patriotic prostitute.
Benimle, kızımı vatansever bir fahişe olarak işini yaptığı otelde buluşmak istemiz, gerçekten korkunç bir espri anlayışınızın olduğunu gösteriyor.
We're going to go back to the hotel, just for a few hours.
Birkaç saatliğine otele dönüyoruz.
So, I'm just gonna head back over to the hotel, and I will catch up with you guys later, okay?
O yüzden geri otele dönüyorum. Ama size yetişirim, tamam mı?
About 30 minutes later, she left, heading back to the hotel.
Yaklaşık yarım saat sonra ayrılmış ve otele doğru yönelmiş.
Next time I'll tell the girls so you can go to the hotel and they can buy your creams.
Sonra kızlara söyledim otele gider ve onlar kendi dondurmasını alabilir.
So, aunt Betty, how about I take you back to the hotel so you can be fresh and rested for tomorrow's christening?
Betty hala seni oteline götüreyim mi, yarınki vaftiz töreni için iyice dinlenirsin?
It's her only transaction since checking in to the hotel.
Otele girdiğinden beri tek yaptığı işlem bu.
I took those and went back, looking for multiple unique site hits that coincided with the dates your victim was checked in to the hotel.
Kurbanımızın otele girişinden itibaren geriye doğru bakarak sürekli girilmiş siteleri belirledim.
- I'll talk to the hotel.
- Otelciyle konusacagim.
Just go back to the hotel and kidnap a G.R.U. agent?
Sadece otele geri dönelim ve bi G.R.U. ajanı mı kaçıralım?
Andy and Ben are gonna go to their meeting, and then we're gonna go back to the hotel for lunch, and I will spend the day getting to know London's history.
Andy ve Ben toplantılarına gidecekler. Sonra hepimiz öğle yemeği için otele döneceğiz ve ben günü Londra'nın tarihini öğrenmeyle geçireceğim.
I'll bring back the scanner to the hotel with me.
Aleti de yanımda otele götüreceğim.
Go to the hotel restaurant, get me some onion broth now.
Motel restoranına git ve hemen soğan suyu getir. Hadi!
Is it all right if I head back to the hotel?
Otele geri dönsem sorun olur mu?
You get back to the hotel...
Sen en iyisi otele geri dön.
When she saw one of the prints in the hotel she smashed it to pieces...
Catrin nerede? Onu bahçede gördüm. Biraz konuştuk.
So the first set of slides that we're going to go right into now is the Darrison Hotel crime scene.
İşte sununun ilk kısmı Darrison Hotel'deki olay yerine gidiyoruz.
I spoke to Joe, and tomorrow we're all rotating security detail at the Ashcroft Hotel.
Joe ile konuştum. Yarın hepimiz dönüşümlü olarak koruma görevi için Ashcroft Oteli'nde olacağız.
Because the minute you found out about Gabe, you're off your post, you're dragging me to some high-security hotel.
Çünkü Gabe'i öğrendiğin andan beri, işini yapmıyorsun, beni yüksek güvenlikli bir otele götürüyorsun. - Bunu öğrenmek istersin diye düşünmüştüm.
He hates hotel food, so I just thought if you knew the city, you might be able to recommend a restaurant or two.
Otel yemeklerini de hiç sevmez, o yüzden şehri biliyorsanız belki birkaç restoran tavsiyeniz olur diye sorayım dedim.
Meanwhile, on our victim's phone, starting eight hours before Gretchen Elliot was found at the bottom of her pool, she had a call from her mom, a call to a caterer, a late-afternoon call from the Hotel Perino- -
Bu arada kurbanımızın telefon kayıtları. Gretchen Elliot havuzun dibinde bulunmadan önceki 8 saat boyunca annesiyle konuşmuş, yemek sipariş etmiş öğleden sonra Hotel Perino'dan telefon gelmiş, oda numarası yok ve yaklaşık yarım saat sonra da kuaföründen cuma için randevu almış.
Beckett's going to the Fairwyck Hotel.
Beckett, Fairwyck Otel'ine gidiyor.
I hate how me and Keith have to cover up all the mirrors in every hotel room with towels because Les can't stand to see his own reflection.
Ben ve Keith'in gittiğimiz her otelde Les kendi suratını görmeye dayanamıyor diye aynaları havluyla kapatmamızdan... -... bıktım.
So if we've got a positive I.D. That our dead guy, shot to death, who lived in the hotel who was taken by the paramedics here three days ago... who the hell's in the morgue?
Vurularak öldürülen elemanımızın otelde yaşayan ve üç gün önce buraya getirilen adam olduğunu doğrularsak...
Maybe he went upstairs with the hottie to have sex, and Madeline arrives, but he's not in the hotel bar, so she goes up to his room, catches them, a fight ensues, he kills her.
- Belkide yukarı çıktılar, yattılar.. ve Madeline çıkagelir, ama eleman barda yoktur. o da yukarı çıkar ve ikisini yakalar.
We wanted to ask you some questions about a complaint you filed while you were staying at the Camelot Hotel earlier this year.
Müsadenizle bikaç soru sorucaz. Camelot Hotel de kalırken, yaptığınız şikayetle ilgili bikaç ay öncesinde..
You didn't think to notify the hotel security or call 911 to report it?
- Hotel güvenliğine bildirmedin yada 911 i aramadın?
We need to ask ourselves, what injuries match the height of the blood spatter in the hotel room?
Kendimize sormamız gereken şey, hangi yaralar otel odasındaki.. ... en yüksek kan sıçraması neden oldu?
Drifting from great hotel to great hotel, no-one to hurry you, no-one to pester you - like the world as it used to be. What do you mean?
- Ne demek istiyorsun?
Well, you went to New York, and all you got to see was the inside of a stupid hotel.
New York'a gittin ve gördüğün tek şey aptal otelin içiydi.
The director just invited me to dinner at his hotel, but it's in his room.
Yönetmen akşam yemeği için oteline davet etti beni ama odasına çağırdı. Sence...
Well, if you're not going, I'll just have to eat the deposit on the race time and the hotel.
Eğer gelmeyeceksen hem yarış için hem de otel için ödediğim depozito yanacak.
I kind of got used to the desk facing the window in the hotel.
Oteldeyken masanın cama bakmasına alışmıştım biraz.
The same day she checked in to that hotel.
Otele giriş yaptığı günle aynı.
The last person to go up to the top floor was another hotel guest an hour earlier, but the guy's 80 years old.
Üst kata çıkan son kişi, bir saat öncesinde 80 yaşında başka bir otel ziyaretçisi.
None of the occupants of the hotel admit to seeing anyone going in and out of her hotel room.
Oteldekiler, onu otel odasına girip çıkarken görmemişler.
So I ran down all the IP addresses that were accessed through the hotel server... to find out what our victim was up to.
Kurbanımızın ne dümen çevirdiğini öğrenmek için otelin tüm I.P. adreslerine bu sunucu üzerinden ulaştım.
It's just, you hears rumors about the Chadwick Hotel, that lonely men come here to, you know... meet women.
- Hayır. Chadwick Otel hakkında bazı söylentiler vardır hani... Yalnız adamlar buraya, kadınlarla tanışmak için gelirler.
He made calls to a hotel near the revolution Plaza.
Plaza'nın yakınında ki otele telefon açmış.
I had Avi take the kids to a hotel. - Okay.
Çocukları Avi'yle bir otele gönderdim.
I had Avi take the kids to a hotel.
Avi'den çocukları otele götürmesini istedim.
We stopped at the first hotel we came to.
Önümüze ilk gelen otelde durduk.
So we got off the bus, and now I understand that the campaign isn't going to be arranging our hotel.
Otobüsten indik ve şu an seçim kampanyasının, otel rezervasyonlarımızı yapmayacağını anladım. Yeterince açık oldu mu? - Hayır, biraz daha açıkla.
Come to the Halt Hotel now.
Hemen Halt Otel'e gelin.
to them 177
to the beach 25
to the moon 20
to the airport 39
to the future 91
to the end 49
to the top 23
to the north 16
to the left 221
to the point 24
to the beach 25
to the moon 20
to the airport 39
to the future 91
to the end 49
to the top 23
to the north 16
to the left 221
to the point 24
to the sea 38
to the kitchen 20
to the right 265
to the tune of 23
to the police 36
to the car 26
to the death 78
to the hospital 50
to the bridge 17
to the contrary 33
to the kitchen 20
to the right 265
to the tune of 23
to the police 36
to the car 26
to the death 78
to the hospital 50
to the bridge 17
to the contrary 33
to the house 19
to the king 27
to the station 29
to the wall 16
to the bathroom 47
to the outside world 64
to the 197
to the side 32
to the door 21
to the front 27
to the king 27
to the station 29
to the wall 16
to the bathroom 47
to the outside world 64
to the 197
to the side 32
to the door 21
to the front 27