English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / To your mom

To your mom translate Turkish

4,843 parallel translation
So, I talked to your mom.
Annenle konuştum.
We can't show up to your mom's empty-handed.
Annene eli boş gidemeyiz.
- Don't you ever talk back to your Mom!
- Annene cevap verme sakın!
Just talk to your mom just--just for a sec. [Sighs]
Annenle konuş biraz.
I think maybe you should just lay it out there and- - and try talking to your mom about how you feel.
Sanırım belki de her şeyi bir yana bırakmalı ve annenle nasıl hissettiğin hakkında konuşmalısın.
Yeah, my mom was talking to your mom, and she was saying how no one had asked you to prom yet and how crazy that was.
Annem annenle konuşmuş. Henüz balo için teklif almadığını bunun çılgınca olduğunu söylemiş.
Did you mean it when you said to your mom that Jabbar's baptism was one of the greatest moments of your life?
Annene Jabbar'ın vaftizinin hayatının en güzel anlarından biri olduğunu söylediğinde öyle mi demek istedin?
- Hi, uh, Ella, can I talk to your mom?
- Merhaba Ella, annenle konuşabilir miyim?
Apologize to your mom.
Annenden özür dile.
- Your mom taught you to drum?
Annen sana davul çalmayı mı öğretti?
Tommy's just so excited to go share his news with your mom.
Tommy annene haber vermek için o kadar heyecanlıydı ki.
Oh, your mom gave'em to me to say thanks.
- Annen teşekkür etmek için verdi.
You're gonna need a place to sleep tonight'cause I'm staying at your mom's.
Bu gece kalacak bir yere ihtiyacın var, annenin yanında ben kalacağım.
Look, Marcus, I'm not gonna be around to monitor your grilling, so you're gonna have to learn to grill from your mom.
Etrafındaki mangal monitörü olmayacağım. Bu yüzden, mangal yapmayı annenden öğrenmek zorundasın.
Karan, if anything happens to Sir you and your mom will die a miserable death.
Karan, eğer bakana bir şey olursa bunun bedelini annenin ölümüyle ödersin!
So, Ryder, I was meaning to tell your mom... about this, winery...
Pekala, Ryder, Annene de bunu söyleyecektim şu, şaraphaneyi...
Or are you just teasing, like your mom used to do?
Yoksa annenin sürekliği yaptığı gibi bizimle alay mı ediyorsun?
Your mom was about to send out a search party for you.
Annen senin için bir arama ekibi göndermek üzereydi.
This is about your mom and her inability to give you what you need.
This is about your momBu annen hakkında ve ihtiyacın olanı sana vermemesi ile ilgili.
You want me to lie so you can ditch your mom?
Anneni ekebilmen için yalan mı söyleyeceğim?
I'm sorry you didn't get to see your mom.
Anneni göremediğine üzüldüm.
What's the nozzle sitch? Not to sound too braggy, but your mom was kind of a badass at work this week.
Pek böbürlenmek istemem ama anneniz bu hafta işte esip gürledi.
The only people that get to do that are people that do it out of love, like me and Berta and your mom.
Onu ancak seni seven kişiler yapabilir. Ben, Berta ve annen gibi.
She is the best mom you could hope to have in your stupid school, you snobbish Pre-K Nazi queen!
Kendisi aptal okulunuzda sahip olabileceğiniz en iyi annedir seni Nazi kılıklı anaokulu kraliçesi züppe.
I've just came back to drop this briefcase off for your mom, she wants to borrow for something, but let's be honest, I'll never see it again.
Evrak çantamı annene bırakmaya gelmiştim. Bir şeyler ödünç almak istiyor ama dürüst olayım bir daha göremeyeceğim onu.
Okay. Will you tell your mom to call me, okay?
Pekâlâ, annene beni aramasını söyle tamam mı?
Your mom, your captain, Adalind and her baby and you are all coming here to stay?
Annen, yüzbaşın, Adalind ve bebeği ve sen kalmak için bize mi geliyorsunuz?
Nick, you got to get your mom out of jail. I know...
Nick, anneni içeriden çıkarman lazım.
All I'm saying is you might not want to get in the way of your mom's happiness.
Yani sana, annenin mutluluğuyla arasına girmek istemeyebileceğini söylüyorum.
Sure was nice of your mom to loan us her car tonight.
Annemin bu gece arabasını bize ödünç vermesi tabii ki çok iyi oldu.
I'm just here to see your mom.
Annenizle görüşmeye geldim. - Ya?
Because as soon as your mom found out what Muirfield was really up to, she helped the rest of those kids escape.
Çünkü annen Muirfiled'in aslında ne yaptığını öğrenir öğrenmez... -... çocukların kalanını oradan kaçırdı.
Hey, what do you think about me asking your mom to move in with me?
Sence annene yanıma yerleşmesini söylersem nasıl olur?
Oh, and I'm supposed to care about your feelings after what you and your mom pulled?
Ha birde annenle kurduğunuz tuzaktan sonra hislerini umursamam mı gerekiyordu?
"I'm going to tell you why your mom's crying. Have a seat."
"Sana söyleyeceğim, otur."
" If you want to see your dad, your mom and I will make it happen.
Babanı görmek istersen, yardım ederiz.
" Plus your mom was there to keep me in check,
Artı annen yanımdaydı, beni kontrol etti.
Mal, I didn't mean to say the stuff about your mom, I'm sorry!
Mal! Mal. Annenle ilgili o şeyleri söylemek istemedim, çok üzgünüm.
Mal, I'm sorry! I didn't mean to say that about your mom!
Mal üzgünüm, annen hakkında öyle demek istemedim.
What's your mom up to these days?
- Bugünlerde senin annen ne yapıyor?
I got worried, so I called your mom to check in on you.
Endişelendim, ve seni sormak için anneni aradım.
When your mom showed up, did you get a chance to talk to her?
Annen ortaya çıkınca, onunla konuşmak fırsatın oldu mu?
- Does your mom want to take pictures?
- Anne fotoğraf çekmek ister mi?
M-my mom says if you want to stay over again, y-you have to at least roll up your sleeping bag.
Annem, bir daha kalmaya gelecekseniz en azından uyku tulumunuzu toplamanız gerektiğini söyledi.
I left your mom sitting on Tom's lap to be here.
Annen Tom'un kucağında otururken onu bırakıp geldim buraya.
How long did it take you to disassemble your mom's new boyfriend?
Annenin yeni erkek arkadaşını dağıtman ne kadar zamanını aldı?
I had to go to a different store to get the extra-fat kind your mom likes.
Annenin sevdiği ekstra yağlılardan almak için başka markete gittim.
Did you tell your mom to lie to me?
Annene bana yalan söylemesini mi söyledin?
Interesting, and we got your mom to acknowledge medical facts, and you're gonna be eating a cake that has gluten in it.
Ve annene, tıbbi gerçekleri kabul ettirdik. İçinde gluten olan bir pasta yiyeceksin.
We'll call your mom, okay? But you're gonna have to do this on your own.
Anneni arayacağız ama bunu kendi başına halletmen gerek.
I get to tell your mom when we get home.
Eve gidince annene anlatırım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]