Touches translate Turkish
1,849 parallel translation
No one touches it!
Kimse dokunmasın!
He only touches me when I say he can.
Sadece izin verdiğimde bana dokunuyor.
I know what touches me and what bores me.
Beni neyin etkilediğini ve neyin sıktığını bilirim.
And he touches you with his fingers.
Sana parmakları ile dokunur.
You like it when he touches you in the parking garage?
Otoparkta sana dokunurken hoşuna gitti.
If someone touches one of her hair, I'll kill him!
Biri senin saçının teline dokunsun, onu gebertirim!
Lord, who touches us...
Bize tesir eden Tanrım.
Your film touches on very deep feelings I'd almost forgotten.
Filmin, benim neredeyse unutmuş olduğum tüm bu derin duygulara dokunuyor.
People appreciate... the little touches, I find.
İnsanların böyle küçük hareketlere itibar ettiklerini keşfettim.
Once the demon touches them, their minds are so broken, they don't even know the difference.
İblis onlara bir dokunduğunda, akılları da parçalanıyor, ondan sonra bir daha asla farkı ayırt edemiyorlar,
And it poisons whatever it touches.
Ve dokunduğu herşeyi zehirliyor.
Good, just putting the finishing touches to the whole plan thing.
İyi, son detayların üzerinden geçiyordum... şu plan şeysinin...
If he touches any man of mine again, there's a grave danger that I will become irate, and if I do...
Eğer bir kez daha adamlarımdan birine dokunursa beni öfkelendirmek gibi ciddi bir tehlike baş gösterir ve eğer bu olursa...
I'll kill anyone who touches Er-Hu!
Kim Er Kardeş'e ilişirse, öldürürüm!
I'll be in to give you kisses and hugs and touches in a bit.
Birazdan sana öpücük, kucak vereceğim.
Furthermore... he can't see my Shinigami unless he touches my notebook, so how does he plan to do that- -?
Yine de birbirimizin Ölüm Meleğini göremiyoruz. Öyleyse nasıl?
Feel free to add any personal touches.
Kişisel değişiklikler açısından rahat olabilirsin.
And every time somebody touches me... Anybody... I feel him touching me.
Ne zaman biri bana dokunsa herhangi biri sanki o dokunuyor.
So I'm catching my return flight and leaving, before anything more than the soles of my shoes touches your pee hole of a country.
Bu yüzden ayakkabılarımın tabanları sizin işe yaramaz ülkenize daha fazla değmeden uçağıma yetişip buradan ayrılıyorum.
And did you also tell her that if he even touches a hair on her head that she's gonna be sent to a nunnery in Rome, and I'm gonna rip his head off right afterwards.
Ayrıca eğer saçının teline bile dokunursa Roma'da bir rahibe manastırına da gönderileceğini söyledin mi? Ve ardından Matt'in kafasını koparacağımı.
Morgan, I'm not sure we're going to get too many volunteers for that, seeing as this stuff kills any living thing it touches.
Morgan, bunun için fazla gönüllü bulabileceğimizi sanmıyorum gördüğün gibi bu şey dokunan tüm canlıları öldürüyor.
Yeah, so many personal touches everywhere.
Her yerde kişisel ayrıntılar var. Teşekkür ederim.
The's still one spot that only the sender touches.
Ama sadece gönderenin dokunduğu bir yer var.
l`m now a lost cause But I swear any man that touches me Will find cold dust instead of flesh and blood
Eğer vücuduma dokunan olursa, yemin ederim toprak olacaktır.
No one touches the kid.
Kimse çocuğa dokunmuyor.
Well, I'm off to my thinking spot to put the finishing touches on my "goddad" speech.
Düşünme mekânıma gidip, vaftiz babası konuşmamın son noktalarını koymam lazım.
Well, I'm off to my thinking spot to put the finishing touches on my goddad speech.
Düşünme mekânıma gidip, vaftiz babası konuşmamın son noktalarını koymam lazım.
She touches you, I see
Sana dokunuyor, anlıyorum
You understand how deeply this touches my conscience and how quickly I need it to be resolved.
Bu durumun vicdanımı rahatsız ettiğini ve sorunun hemen çözülmesi gerektiğini anlıyor musun?
As long as they hit the backboard, nobody touches them, what's the matter?
Geri tahtaya düştükleri sürece, kimse onlara dokunmaz, sorun nedir?
Well, Jan didn't believe in showing affection, so... sometimes I don't know how to react to when a girl touches me.
Jan, pek ilgi göstermezdi, yani... bazen bir bayan bana dokunduğunda ne yapacağımı şaşırıyorum.
Put the finishing touches on your magic trunk, O Max the Magnificent.
Sihirli sandığına son rötuşları yap Ey Muhteşem Max.
Nothing touches these lips but MAC and...
Bu dudaklara dokunacak tek şey MAC ve...
If he touches your balls, say they are mine.
Şeyini kesmeye kalkarsa, benim onlara ihtiyacım olduğunu söylersin.
I shivers when he touches me.
Bana dokunduğunda içim titriyor.
I wanna see the tapes of the SHU yard before anyone touches them.
Kimse el sürmeden tecrit koğuşunun kasetlerini görmek istiyorum.
Scientists look forward to the day... a lander touches down on one of these moons... and starts to uncover the secrets... of these mysterious worlds.
Bilim adamları, uzay aracının bu uydulardan birine inip bu gizemli yerlerin sırlarını çözeceği günü sabırsızlıkla bekliyor.
This inscription here means'Touches Earth.'
Burdaki sembol diyor ki :... Özürlü toprak.
Mr. Pennybaker should be putting the final touches to each limb as we speak.
Konuştuğumuz gibi, Pennybaker her bir dalı son kez gözden geçirecek.
Until it touches you, you don't feel it
Sana dokunana kadar, onu hissetmezsin.
Who touches a liquid nitrogen tank without gloves?
Kim bir sıvı nitrojen tankına eldivensiz dokunur ki?
So who touches a liquid nitrogen tank without gloves?
Kim bir sıvı nitrojen tankına eldivensiz dokunur ki?
When Ned touches you, you play dead.
Ned sana dokunduğunda, ölü gibi davran.
When Ned touches you, you play dead.
Ned sana dokunduğunda, ölü numarası yap.
Nobody touches the King.
Asla krala dokunmazmış.
Because if meat even touches the weed, I can't smoke it.
Çünkü eğer otuma et dokunduysa otu içemem.
We're just finishing some final touches.
Sadece son rötuşları yapıyoruz.
Come on, sing a song that touches the heart.
Hadi bir şarkı söyle, kalpleri kazan.
It means that the stone can turn anything it touches into gold.
O taş dokunduğu her şeyi altına çevirir demek.
I see beauty touches you.
Güzellik sizi etkiliyor anladığım kadarıyla.
If you go crying to your mother... and she touches a hair of hers...
Bir daha birini böyle ağlatırsan...
touche 95
touch 409
touched 29
touching 81
touchdown 220
touch me 152
touch wood 21
touch and go 16
touch him 24
touchy 75
touch 409
touched 29
touching 81
touchdown 220
touch me 152
touch wood 21
touch and go 16
touch him 24
touchy 75