Vote for me translate Turkish
401 parallel translation
There you are. That's one vote for me.
İşte bakın, bana bir oy geldi.
But, how do I know that you didn't vote for me?
Ama benim için oy vermediğinizi nereden bileyim?
Is he saying, "Vote for me because I am one of you"?
"Bana oy verin çünkü ben sizden biriyim" mi diyor?
- You'll vote for me?
- Oyunu bana verecek misin?
Vote for me.
Oyunu bana ver.
( Six ) Vote for me...
Oyunuzu bana verin...
Vote for me.
Oyunuzu bana verin.
- Vote for me...
- Oyunuzu bana verin...
I vote for me mam.
Annemin yerine verdim.
Martov, will you vote for me?
Martov, bana oy verecek misin?
So you're going to vote for me?
Yani bana mı oy vereceksin?
Gentlemen, all 3 of you do you take these ladies as your lawful wedded wives and will you vote for me?
Beyler, siz üçünüz bu bayanları, eşiniz olarak kabul ediyor ve bana oy veriyor musunuz?
Ladies, do you take these gentlemen as husbands and will you vote for me?
Bayanlar, bu beyleri eşiniz olarak kabul ediyor ve bana oy veriyor musunuz?
Do you think people would vote for me then?
Bunun için insanların bana oy vereceklerini mi düşünüyorsun?
- I vote for me.
- Bence benden.
What I'm saying is I think only an idiot would vote for me.
Şunu söylüyorum, ancak bir geri zekalı bana oy verir.
I didn't expect anybody to vote for me. I didn't think anybody would take me serious.
Kimsenin bana oy vermesini beklemiyordum.Beni ciddiye alacaklarını düşünmüyordum.
But could you vote for me anyway?
Kel, yapamam.
You vote for me? I did.
Lyndon Johnson Ulusal Güvenlik Muhtırası 273'ü imzalayarak...
It's no different... than the time I let you vote for me.
Benim adıma karar vermene izin verdiğim zamandan hiçbir farkı yok.
If I ran for President, the first thing I'd do is tell people not to vote for me.
"TİMOR" 180 cm uzunluğunda sütunlar
I've been saying, "Don't just vote for me, join me."
Her zaman dediğim gibi, "Bana sadece oy vermeyin, katılın da."
Are you... going to vote for me?
Sen... bana oy verecek misin?
Better vote for me Are you in or out
Bana oy verin Var mısınız yok musunuz
Yeah, maybe in a couple years. Right now my attitude is... "They didn't vote for me let them freeze."
- Belki birkaç yıl sonra ama şimdi bana oy vermedikleri için bırak hepsi soğukta donsun.
Vote for me and I'll marry you.
Oyunu bana verirsen seninle evlenirim.
Tomorrow, when you are sealed in the voting cubicle vote for me, Senator K...
Yarın, sizler oy kabininde mührünüzü bana basın.
The contract with the election, whether they know it or not is vote for me Tuesday Wednesday, I will produce Schumann.
Seçimle sözleşme, bilsinler ya da bilmesinler Salı bana oy verin Çarşamba, ben Schumann'ı gösteririmdir.
What, you're not going to vote for me for homecoming queen this year?
Bu seneki sempati güzeli olmam için bana oy vermeyecek misin?
And so you can vote for me, a person who has worked this past year to keep this building running smoothly, or you can turn the building over to a man who can scarcely keep his own family under control.
İster bir yıldır apartman işlerini düzgünce yürüten bana isterseniz daha kendi ailesini kontrol edemeyen adama oy verirsiniz.
I vote for me!
- Ben kendime oy veriyorum.
You vote for me too, don't you?
Sen de bana ver.
And a fellow come up to me and offered me $ 2 if I'd vote for a man named Taylor.
ve bir herif bana gelip 2 dolar teklif etti. Taylor adındaki adama oy vermem için.
Aaron, it seems to me you wanted to vote for first selectman of Cape Anne.
Aaron, bana öyle geliyor ki kasabaya yönetici seçilmek istemiştin.
Anyway, we only been in Chicago a little while... not even long enough for me to vote.
Her neyse, Chicago'ya geleli daha çok olmadı. Oy verecek kadar bile olmadı.
An old friend of mine once told me people like to vote for heroes.
- Eski dostlardan biri bir keresinde halkın kahramanlara oy vermeyi sevdiğini söylemişti.
On the basis of these statements, I call for an immediate vote by the powers granted to me as captain of the Enterprise.
Kaptan olarak bana verilen yetkiyle oylama istiyorum.
They're going to call for the vote in a few minutes. Let me put one last question.
Birkaç dakika içinde oylamaya çağıracaklar.
.. next month by voting for me, .. you vote for progress. For justice.
Önümüzdeki ayki seçimlerde oyunuzu gelişim için adalet için ve huzur için verin.
Who could a guy like me vote for?
Benim gibi biri kime oy verebilir?
- You even tell me who to vote for.
- Oyumu bile sen belirliyorsun.
But if you ask me, it took great courage for the Speaker of the House to rule that entire amnesty vote out of order.
Ama bana sorarsanız, o kadar evet oyunu geçersiz sayarak Parlemento Başkanı büyük cesaret gösterdi.
Let me at least present it to the council for a vote.
En azından izin verin bunu Konsey oylamasına sunalım.
If they won't let me sign contracts or have a credit card or vote, then I am not responsible for hysterical hogwash that I babbled in a bar.
Eğer ki sözleşme ya da kredi kartı imzalamaz, ya da oy vermezsem barın arkasında söylediğim duygusal saçmalıklardan sorumlu tutulamam.
Don't ask me for my vote. It's not for sale.
Oyumu da sakın isteme, satılık değildir.
Mary Bailey won't fire me if I don't vote for her.
Mary Bailey ona oy vermezsem beni kovmayacak.
Correct me if I'm wrong, but I think... for the dough that I am putting in, I deserve a vote.
Yanlışsam beni düzeltin, ama sanırım... işe yatırdığım paralar bir oyu hak ediyor.
They reached a decision on the matter and asked me to cast their vote for them.
Konuyla ilgili bir karara vardılar ve onlar adına oy vermemi istediler.
For the life of me, I can't see why they need to vote.
Bu benim hayatım. Neden oylama yapmaları gerektiğini anlamıyorum.
After my negative vote for the decoration of our yard with... the snowwhite and the seven dwarfs... they accuse me of stealing one dwarf... and to be exact, the one called "Bashful".
Bahçemize yapılacak dekorasyonla ilgili verdiğim olumsuz oy hakkında daha sonra... alınan dekor malzemeleri Pamuk Prenses ve Yedi Cücelerden... çalınan bir cüce için beni suçlayacaklar... ve tam olarak, adı "Utangaç" olanı.
Now, remember who to vote for for May queen, - as in me.
Mayıs Kraliçesi için kimi seçeceğini unutma.