We will be there translate Turkish
1,176 parallel translation
And they will turn to us, and we will be there keepers of the past, the present and the future.
Yüzlerini bize çevirdiklerinde, bizler de geçmişin bugünün ve yarının koruyucuları olarak yanlarında olacağız.
Let's go, we will be there waiting.
Haydi gidelim, orada bekleriz.
There will be an entrance We'd get an entrance first The sutra is written up side down You can tell by rubbing it with a piece of paper
girişi olmalı öncelikle biz nasıl girmeliyiz aşagı tarafta kafalar yazılmış sen söyleyebilirsin kagıt parcasıyla sürttügünü başka kelimelerde
And like I said we're not there yet but we certainly will be there.
Dediğim gibi... daha başaramadık ama... kesinlikle başaracağız.
Listen. After meeting with team owners, I have decided that until we can guarantee the health and safety of our NBA players there will be no more basketball this season.
Takım sahipleriyle görüştükten sonra... bir karara vardım.
Until we own it, there will be no dog.
Evi geri alana dek köpek möpek yok.
But without our resources back home for background checks we have to assume there will be lapses.
Anavatandaki kaynaklarımız olmadığı için özgeçmişlerini araştıramadık bu yüzden güvenlik açıkları olabileceğini tahmin ediyoruz.
If we succeed... there will be many songs sung in our honor.
Şayet başarılı olursak... onurumuza söylenen bir çok şarkı olacak.
And should there be a request for an encore we will reprise "Pop Goes the Weasel."
Ve orada bir tekrar talebi olmalı... "Pop goes weasel!" i tekrar edeceğiz.
His friends will give him up, and when they do, we'll be there.
Dostları ondan vazgeçecekler. İşte o zaman biz devrede olacağız.
Yes, there will always be an illness we can't cure.
Evet, tedavi edemeyeceğimiz hastalıklar mutlaka olacaktır.
" We will be back as soon as there are more news.
" Yeni bir haber aldığımızda tekrar karşınızda olacağız.
There will be a rash of kidnappings if we concede.
Eğer kabul edersek, beklenmedik kaçırmalar olacak.
If we don't pull it back together again, there will be civil war.
Sağlamlaştırmayı başaramazsak iç savaşla yüz yüze geleceğiz.
Whether or not he will be there when we arrive, I do not know.
Ama vardığımızda orada olup olmayacağını bilmiyorum.
Once we've completed the introductions, there will be plenty of time for questions from the press.
Sunumumuzu tamamladıktan sonra basından gelecek sorular için bolca zamanımız olacak.
There's always the chance that we'll walk into that restaurant and some gorgeous supermodel will be draped all over Frasier.
O restorana girip çok güzel bir süpermodeli Frasier'la sarmaş dolaş yakalayabiliriz.
We came to tell you there will be no feast tonight.
Bu gece kutlama yapmayacağımızı söylemeye geldik.
They'II be put off the ship at the first habitable planet we come to- - all except Janeway and Paris... who will arrive at their rendezvous coordinates to find that Voyager's not there.
İlk yaşanılabilir gezegende onları bırakacağız... Janeway ve Paris, buluşma noktasına geldiklerinde, Voyager'ı bulamayacaklar.
Will there be any planets where we can take on supplies?
Orada ikmal yapabileceğimiz, herhangi bir gezegen var mı?
If we attack, there will be war.
Saldırırsak, savaş olur.
And while we are confident the missile attack will succeed, it is only prudent that we now take cautionary steps to ensure the continuation of our way of life, to guarantee that there will be enough of us left to rebuild a new world in the unlikely event that the comets do strike the Earth.
Füze saldırısının başarısından emin olmamıza rağmen kuyrukluyıldızın uzak bir olasılıkla dünyaya çarpması halinde hayat tarzımızın devamını sağlamak ve yeni bir dünya inşa etmek üzere yeterli sayıda insanımızın hayatta kalmasını sağlamak için şimdiden bazı önlemler almakta yarar var.
Don't call her that... because we're going to get back together... and then there will be weirdness between you and me... so just watch it.
Onun için böyle şeyler söyleme çünkü yeniden bir araya geleceğiz ve sonra seninle benim aramda tuhaflık olacak. Bu yüzden dikkatli ol.
Every critic in town will be there. We can't miss it.
Bütün gazeteciler orada olacak bunu kaçıramazsın.
Either we answer this threat quickly and convincingly, or next week, there will be a hundred more all over the world.
Ya bu tehditlere yanıt vereceğiz.. ... hem de bir an önce ya da gelecek hafta bütün dünyada 100 olay daha olacak.
In time, that will be all there is and we will all be lost.
Zamanla, her şey öyle olacak ve hepimiz aklımızı kaçıracağız.
There will be 60 people for lunch. And if hey like he food. we'II ge heir business for 5 years! Don'you worry.
600 kişilik yemek hazırlamalısın ve eger onları etkilemeyi başarırsak 5 yıllık sözleşme imzalayacağiz endişelenmeyin onlar yemeklere bayılacaklar
We will be there after the next raids.
Saldırılardan sonra orada kalacağız.
And it'll be good... There we will go...
Gideceğiz ve... orası çok güzel olacak...
There will be pretty of time to wear rings and be boring and lame when we reach late 30s and be boring and lame anyway.
Daha önümüzde sıkıcı ve uyuz olmak için uzun bir süre var, 30larımızın sonlarına yaklaştığımızda zaten sıkıcı ve uyuz olacağız.
Look, if I come inside we'll have drinks, there'll be small talk, and precious minutes will pass.
Bak, eğer içeri girersem bir şeyler içeceğiz, Kısa bir konuşma olacak, Ve son dakikalar bitecek.
We get up there in front of everybody... this will be great... and then I put an axe through my head.
Herkesin önünde ayağa kalkarız... Muhteşem bir şey olacak... ve sonra ben kafama bir balta geçiririm. Tamam mı?
We will be there.
Orada olacağız.
You'll be there yourselves - all of you will - when we put it away for good.
Orada olacaksın - hepiniz olacaksınız - onu tamamen uzaklaştırırken.
There will be no football practice today until we've reseeded.
Yenileyene kadar futbol idmanı olmayacak.
We came here to have a party... and as God is my witness, there will be a party!
Buraya parti vermek için geldik... ve Tanrı şahidim olsun ki, parti verilecek!
there are three things I don't wear, sandals, turtle necks, and italian food look, just tell April she can play right field, Sharon will pitch and we'll move Bunny to second so she can be closer to me on first
Üç şeyi giymem ben, sandalet, balıkçı yaka ve İtalyan yemeği. Bak, April'a sağ alanda oynayabileceğini söyle atışları da Sharon yapsın. Bunny'i de bana daha yakın olması için ikinci kaleye alalım.
If we're lucky, the weapons will still be there.
Eğer şanslıysak, silahlar hala orada olacaktır.
- If we get rid of them, there will be nothing but rich people.
!
To the best bride-bed will we, which by us shall blessed be and the issue there create ever shall be fortunate.
En güzel gelin yatakları hazırlansın ve kutsansın. ... ve bu gecenin çocukları hayırlı evlatlar olsun.
Sippin'tea if you will be my mother's son-in-law There isn't a door in Limerick we don't know.
Limerick'te bilmediğimiz bir tek kapı yoktu.
We're en route and will be there shortly.
Yoldayız ve yakında orada olacağız.
And we have great confidence that in the final hour, our mayor will be there for us.
Kendimize güveniyoruz. Başkanın bize yardım edeceğinden eminiz.
When will we be there?
Ne zaman orada oluruz?
If we find nothing there, being fired will be the least of my problems.
Orada da bir şey bulamazsak, işten kovulmak deveden kulak kalacak.
I think that before we get there, the victim will be up and gone.
Bence biz oraya varmadan kazazede ayağa kalkıp gitmiş olacak.
Doctor, there's no telling what condition Seven will be in when we find her.
Doktor, Seven'i bulduğumuz zaman durumun ne olacağını bilmiyoruz.
So, what if I cast a spell to attract it, and if it turns out to be you who's attracted to me, then Piper will freeze the room, and we'll go from there.
Yani, ben onu çekmek için büyü yaparım ve o da benden etkilenip senin bedeninden çıkarsa Piper da odayı dondurur gerisini de hallederiz.
John, no matter how many photographs we have there will always be some naysayer crying fake.
John ne kadar fotoğrafımız olursa olsun hep uydurma olduğunu söyleyen biri çıkacaktır.
If I don't get there... or if somebody else gets there first... the only link we've ever found will be gone.
Eğer oraya gidemezsem... Ya da başka biri benden önce oraya giderse... bulduğumuz tek bağlantı yok olacak.
And also, there'll be a gigantic banner. And then Michael will come in. And the wind will be blowing... and then we will have the most magical night of our lives.
Ayrıca, kocaman bir pankart olacak ardından Michael içeri girecek rüzgar esmeye başlayacak ve biz hayattımızın en büyülü gecesini yaşayacağız.
we will miss you 16
we will figure it out 16
we will meet again 36
we will 1454
we will win 17
we will see 58
we will go 22
we will return 17
we will talk 25
we will find her 40
we will figure it out 16
we will meet again 36
we will 1454
we will win 17
we will see 58
we will go 22
we will return 17
we will talk 25
we will find her 40