English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / We will die

We will die translate Turkish

888 parallel translation
With a single cast of the dice we will free Baghdad or we will die together.
Tek bir zar atışıyla ya Bağdat'ı özgürlüğüne kavuşturacağız ya da birlikte öleceğiz.
We will die gladly.
Memnuniyetle ölürüz.
Here, at least we will die in peace.
Burada, en azından, huzur içinde öleceğiz.
My father has said that if we stay here, we will die.
Babam burada kalırsak öleceğimizi söyledi.
He will go to Palestine with me, or here on this ship, we will die together.
Benimle Filistin'e gelecek ya da bu gemide beraber öleceğiz.
Therefore, we will die.
Bunun için öleceğiz.
If we drink we will die
Eğer içersek öleceğiz.
And if we don't drink we will die
ve içmezsek de öleceğiz.
If we drink we will die And if we don't drink we will die
Eğer içersek öleceğiz ve içmessek de öleceğiz
Darling Bo, if we don't eat now, we will die of starvation.
Sevgili Bo, eğer hemen yemek yemezsek, açlıktan öleceğiz.
And when I die we will die properly. Surrounded by women looking after us.
Ben öldüğümde düzgün biçimde öleceğiz etrafımızda bizimle ilgilenen kadınlarla.
"But we will fight and we will die Comanche."
Ama savaşacağız ve birer Komançi gibi öleceğiz.
We will die before we reach our homeland.
Vatanımıza varmadan öleceğiz.
We will die.
Öleceğiz.
Does the colonel think any of us has a choice where we will die?
Albay, öleceğimiz yeri seçmek gibi bir hakkımız olduğunu mu düşünüyor?
She must block the mouth or we will die.
Geçidi kapatması lazım yoksa hepimiz öleceğiz.
We will die here, but she is the mother of our lord's heir.
Biz burada öleceğiz, ama o efendimizin vârisinin annesi.
We will die while taking justice in our own hands.
Adaleti kendi ellerimize alırken öleceğiz.
We will die.
Hepimiz öleceğiz.
Magistrate, we will never forget this until we die.
Yargıç Efendi, bu iyiliğinizi ölene kadar unutmayacağız!
But, Dad, we will not die of hunger.
Baba, açlıktan ölmeyeceğiz.
Maybe we will get together only after I die.
Belki ben öldükten sonra bir araya geliriz.
We stop fighting our enemies, the world will die.
Düşmanımızla savaşmazsak, dünya ölecek.
And I will always keep my hope that we may make a world in which all man can die in bed.
Ve dünyadaki bütün insanların yataklarında öldüğü bir dünya yaratana kadar umudumu yitirmeyeceğim...
If we fail, our people will die under the heel of the Khan.
Eğer başaramazsak insanlarımız Hakan'ın topukları altında ölecekler.
- We will all die sometime.
- Hepimiz bir gün öleceğiz.
We will all die.
hepimiz öleceğiz.
If we're living on a graveyard, the Miyaji family will all die out.
Eğer bir mezarlıkta yaşarsak bütün Miyaji ailesi onlar gibi ölecektir.
Die, and we will make a good funeral.
Ölde senin için iyi bir cenaze töreni yapalım.
When we go into battle again, not one of my boys will die because he's a straggler.
Tekrar savaşınca adamlarımdan hiç biri geride kaldı diye ölmeyecek.
- They will die when we die.
- Biz öldüğümüzde onlar da ölecek.
Then, we will not die in the mountains together?
O zaman, dağlarda ölmeyecek miyiz?
That's why I said, "If you let her die, nobody will ever know we were up here."
"Onu bıraksaydın ve ölseydi, oraya niye çıktığımızı kimse anlamazdı" dedim.
If we are fated to die, our diaries will survive.
Bedenlerimiz yok olsa bile, günlüklerimiz sağ kalacaktı.
If it is God's will that they and we shall die, so be it.
Eğer onların ve bizim ölmemiz tanrının iradesiyse, varsın olsun.
We will all die, but I don't want to die!
Hepimiz öleceğiz ama ben ölmek istemiyorum.
If we go on, the children will die.
Eğer devam edersek, çocuklar ölecek.
She said it did not matter since we will all die very soon.
O diyorki nasıl olsa yakında öleceksiniz, bana ne yapacağınızın hiçbir önemi yok.
'Soon we will destroy London completely,'and you will all die.
Yakında Londra'yı tamamen yok edeceğiz ve hepiniz öleceksiniz.
If we keep on like this, these animals will die.
Böyle devam edersek bu hayvanlar ölecek.
And when we die, and you are sent to heaven for doing your conscience... and I am sent to hell for not doing mine, will you come with me, for fellowship?
Peki öldüğümüzde, sen vicdanına uyduğun için cennete gittiğinde... bense vicdanıma uymadığım için cehenneme gittiğimde, cemaat ruhuyla bana katılır mısın?
We shall see who will live and who will die.
Kimin ölüp kimin kalacağını göreceğiz.
If you don't, you'll die. We'll die, and the killing will go on.
Etmezsen, sen ölürsün, biz de ölürüz ve katliam devam eder.
If we're not allowed access to our medical equipment, Harry Mudd will die. He will cease to function.
Eğer tıbbi malzemelere ulaşamazsak, Harry ölür.
Without them to strengthen us, we will weaken and die.
Bizi güçlendiren bu engeller olmadan, zayıf düşer ve ölürüz.
How long will it be before we can truly die?
Gerçekten ölmemiz ne kadar sürecek?
When we reach the crescendo, you will die... of pleasure.
Doruk noktasına ulaştığımızda, öleceksin... zevkten.
It will win even if we die!
Biz ölsek bile kazanacak!
Now we will see how well you die.
Şimdi senin nasıl öleceğini göreceğiz.
Its destination is Marcos. If we take it there, millions will die the way they died at Triacus.
Gemiyi Marcos'a götürürsek milyonlarca kişi Triacus'da olduğu gibi ölecek.
We will all die! The Controller is young and powerful.
Kontrolcü genç ve güçlü.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]