We will find her translate Turkish
275 parallel translation
We will find her, Mrs. Moritz.
Onu bulacağız Bayan Moritz.
Then we will find her for you.
Biz senin yerine buluruz o zaman.
And we will find her.
Ve böylece bulacağız.
We will find her.
Onu bulacağız.
And we will find her.
Ve onu bulacağız.
We will find her, Lawrence.
Onu bulacağız Lawrence.
"We will find our home and you will forget all about Waq Waq"
"Evimizi bulacağız ve sen Wak Wak'la ilgili her şeyi unutacaksın"
Each ship will proceed singly to pick up any stray ships we'll find on the journey. We'll meet at the island of Virgen Magra.
Her gemi kendi başına ilerleyecek ve gezi sırasında bulduğumuz başıboş gemileri toplayacak.
- Laura.! He'll find us together, Laura... as we always have been, as we always should be, as we always will be.
Bizi birlikte bulacak, Laura her zaman olduğumuz gibi, her zaman olmamız gerektiği gibi, her zaman olacağımız gibi.
If we don't find her, the police will be around.
Onu bulamazsak polis çağırırız.
And you will never find one good reason why we should ever begin destroying everything again.
Her şeyi tekrar yıkmaya başlamamız için bir neden bulamazsınız.
I will find the road and we'II be fine.
Şimdi yolu bulalım. Her şey girecek yoluna.
I know you will find her millions irresistible, but just remember, we're partners.
Onun milyonlarını çekici bulacağını biliyorum fakat, ortak olduğumuzu unutma.
- Laura.! - [Door Rattling] - He'll find us together, Laura... as we always have been, as we always should be, as we always will be.
Bizi birlikte bulacak, Laura her zaman olduğumuz gibi, her zaman olmamız gerektiği gibi, her zaman olacağımız gibi.
It's too late for annie now. And i fear it will be too late for mary kelly... If we don't find her this very night.
Artık Annie için çok geç ve onu bu gece bulamazsak korkarım Mary Kelly için de çok geç olacak.
The water in the moat containing phosphorus, R. Is there anything there, we will find out.
Hendekteki suya fosfor R maddesi enjekte edilmişti. İçindeki her neyse bize gösterir.
We will all find time to grieve for her in the days ahead.
Hepimiz de, önümüzdeki günlerde onun kaybı için kederlenecek zamanı bulacağız.
Whoever stole this paper will not leave it lying around where we will find it.
Bu belgeyi her kim çaldıysa, kolayca bulacağımız açıkta bir yere koymamıştır.
Tomorrow morning, we'll find the nearest town swap your watch for some old junker, and everything will be just fine.
Yarın sabah, en yakın kasabayı bulacağız saatini eski bir külüstürle takas edeceğiz, ve her şey yoluna girecek.
We'll find him. Everything will be fine.
Her şey yoluna girecek.
You will find her a very willing girl for each of you, just as we arranged.
Herbiriniz için çok arzulu bulacaksınız onu tıpkı ayarladığımız gibi.
Citizens of Valusia, rest assured that we will find the whore who murdered our beloved king... and the impostor that keeps her from justice.
Valusya halkı sizi temin ederim sevgili kralımızı öldüren fahişeyi ve onu adaletten kaçıran haini bulacağız.
You will go to every romantic place the two of you have, and I will go I don't know, someplace brilliant, and we'll find her.
Ve sen birlikte gittiğini o romantik yerlerin hepsine gideceksin Bende, biryerlere gideceğim, ve onu bulacağız.
I wonder if that's why we go so insane trying to find the perfect gift, as if finding the right present will change everything.
Bazen her yıl en mükemmel hediyeyi bulmak için bu yüzden mi kendimizi kaybediyoruz, diye düşünüyorum. Hediye her şeyi değiştirecekmiş gibi.
We'll do everything in our power to find her, but we will need permission to enter B'omar space to track her shuttle effectively.
Onu bulmak için tüm gücümüzü kullanacağız, ama onu etkili bir şekilde izleyebilmek için, B'omar uzayına girme iznine ihtiyacımız var.
Everything will be fine, we just have to find the cap.
Kasketini bulursak, her şey yoluna girecek.
We'll find her, and we'll have a party, and she will ask if you've been a good boy.
Onu bulacağız, ve parti yapacağız, ve senin uslu bir çocuk olup olmadığını soracak.
Doctor, there's no telling what condition Seven will be in when we find her.
Doktor, Seven'i bulduğumuz zaman durumun ne olacağını bilmiyoruz.
Now, this thing | is fully automated, and unless we find her | by tonight, this will happen to her.
Bu şeyde tam otomatiktir. Eğer onu bu akşam bulmazsak, ona da aynısı olacak.
If we find her, the darklighter will be there too. And if he recognizes you...
Onu bulursak, kara ışıklı da orada olacaktır ve eğer seni tanırsa..
Max and Michael and I will find out all we can about her.
Max, Michael ve ben onunla ilgili bulabileceğimiz herşeye bakacağız.
On the way to discovering what we love, we will find everything we hate, everything that blocks our path to what we desire.
Sevdiğimiz şeyleri keşfetmeye çalışırken bulduğumuz her şeyden nefret edebiliriz. ... arzuladığımız şeylere giden yolu her şey tıkayabilir.
We'll find her. I know we will.
- Onu bulacağız.
We're gonna find it and destroy it... and then everything will get back to normal.
Bulup yok edeceğiz ve her şey normale dönecek.
And whoever took Abby, let me tell you we will find you.
Abby'i her kim kaçırdıysa, seni bulacağız.
If we can find that equation, how the universe really works at every time and place will at last be revealed.
Eğer bu denklemi bulabilirsek, evrenin her yer ve zamanda gerçekten nasıl işlediği, sonunda açığa çıkarılmış olacaktır.
Whatever we decide, we may always be certain that we will find Germany at our side, a faithful ally and friend of our monarchy.
Monarşimizin dostu ve sadık müttefiği olan Almanya'nın kararımız ne olursa olsun yanımızda olacağından her zaman emin olabiliriz.
We're on a mission to get that dog, and we will not rest until we find and destroy it.
Bir misyonumuz var ve..... köpeği bulup, yok etmeden rahatlamayacağız. - Tabi ki kurtarmadan, kurtarmak dedim her neyse, SKSGİ'den hızlısı yoktur. - Kurtarmadan.
We put her someplace no one will find her.
Kimsenin bulamayacağı bir yerde.
Unless we find another access point, no one will be sent in to get her out.
Oraya girmek için başka bir yol bulamazsak, onu çıkarmak için kimse gönderilmeyecek.
Once we have them, you and I will have a face-to-face with Mr. Walker and find out everything he knows about Julia.
O zaman Walker'la seninle ben konuşur ve Julia hakkında bildiği her şeyi öğreniriz.
And if we can't find a way to take care of people like her, nobody will.
Eğer onun gibilere yardım etmenin bir yolunu bulamazsak, kimse bulmaz.
We... will find her.
Onu bulacağız.
- We'll find her. I know we will.
"Onu bulacağız bunu biliyorum."
The laser scanner will help us build a map of this place... and then we can accurately record the position of everything we find.
Lazer tarayıcı sayesinde buranın bir haritasını çıkaracağız. Ondan sonra bulduğumuz her şeyin yerini kaydedebiliriz.
Hopefully what is written on these documents will give us what we need to find her.
Umarım o belgelerde yazılanlar onu bulmak için gereken bilgileri verir.
We'll find the diamonds, let the ladies go, and everything will be just fine.
Elmasları bulunca, kadınları salacaktık ve her şey yoluna girecekti.
If her battery runs out before we find her... her brain will die of lack of oxygen...
Eğer pilleri biz onu bulmadan biterse beyni oksijensizlikten ölür.
We will find a solution for everything.
Bir ihtiyacın varsa söyle. Her şeye bir çözüm yolu bulunur.
Döngel will become international Bertan. We will find prostitutes from various countries.
Döngel enternasyonal olacak Bertan, her milletten orospu bulacağız.
We're gonna do our best to find this woman, but we have to remain calm, or everything will spiral out of control.
Bu kadını bulmak için elimizden geleni yapacağız, fakat sakin olmamız gerekiyor aksi halde her şey gitgide kontrolden çıkar.
we will miss you 16
we will figure it out 16
we will meet again 36
we will 1454
we will be there 18
we will win 17
we will see 58
we will go 22
we will talk 25
we will return 17
we will figure it out 16
we will meet again 36
we will 1454
we will be there 18
we will win 17
we will see 58
we will go 22
we will talk 25
we will return 17