English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Well aware

Well aware translate Turkish

1,166 parallel translation
Another truth is that my client voluntarily, and the prosecution is well aware of this, - took a lie detector test...
Başka bir gerçek de, müvekkilim kendi arzusuyla... ki savcılık da bunu çok iyi biliyor... yalan testinden geçti.
I'm well aware that among the Bajoran population there is a perception that all Cardassians are to be feared, that we are a cruel and heartless people. I hope to change that.
Bajoran nüfusu arasında, Cardassian'ların korkulması gereken cani ve kalpsiz canlılar olarak algılandıklarının farkındayım.
I'm well aware of the stress Agent Mulder's been under, And I'm, uh- - Well, I still consider him a hero.
Ajan Mulder'ın altında olduğu baskının farkındayım ve ben onu hâlâ bir kahraman olarak görüyorum.
I am well aware of the danger!
Tehlikeli olduğunu biliyorum!
The Kilrathi are well aware... that rapiers don't just fly around... in deep space without a carrier close by.
Kilrathi, Rapier'ların yakınlarında taşıyıcı... bir gemi olmadan uzayın derinliklerinde... uçamayacaklarının farkındalar.
I'm bloody well aware of that, Richard!
Ben bunun farkında olan zalimin tekiyim, Richard!
I'm well aware of what Irony is, Miss Watson.
İroninin ne olduğunu çok iyi biliyorum Bayan Watson.
Yes, I'm very well aware of that, Daniel, but as a scientist I observe the facts.
Bunun farkındayım, Daniel, ama bilim adamı olarak gerçekleri görüyorum.
I'm well aware, that I should let him lead his own life.
Kendi hayatını yaşamasına izin vermeliyim.
Yes, Mr. Papazian, we're already well aware of the situation.
Evet Bay Papazian, zaten bu durumdan haberdarız.
Yes, we're well aware of that.
Evet, bunun farkındayız.
- We're well aware of that.
- Bunu gayet iyi biliyoruz.
I'm well aware of the stakes here.
İşin sonunda olacakların tamamen farkındayım.
You may not have known what was happening to you at first but you're well aware now, that when night comes, you stop being yourself.
İlk başta neler olduğunu anlayamadınız. Ama artık anlıyorsunuz. Gece olunca kendinizi kaybediyorsunuz.
I would also like to finish by saying that as a product of my street environment I am well aware of the code of silence that I have just violated.
Sözlerimi sokak çevremin sessizlik yasasını çiğnediğimin farkında olduğumu söyleyerek bitirmek istiyorum.
Home Office is well aware of your academic achievements and talents.
Merkez Ofis senin akademik başarılarının ve yeteneklerinin farkında.
I'm sure you're well aware- - but I'd like to ask you if there's any truth to the rumor we've all heard, that you were at some point seriously involved with a photographer in Montreal,
Sen de bunun farkındasındır ama dedikoduların doğru olup olmadığını, yani Montreal'deki bir fotoğrafçı ile alakalı olup, olmadığını sormak istiyorum.
- I'm well aware of that, my son.
- Bunun farkindayim evladim.
You are well aware that you may not drink during work hours.
Mesai saatinde içmemen gerektiğinin yeterince farkındasındır.
We are well aware of who you are and what you do.
Kim olduğunu ve neler yaptığını çok iyi biliyoruz.
I'm well aware of how lucky I am.
Ne kadar şanslı olduğumun farkındayım.
- Of course you will. I'm well aware of the Potter neuroses.
Potter nevrozunu iyi bilirim.
I am well aware of that.
Bunun ben de gayet bilincindeyim.
I'm well aware of that.
Bunun farkındayım.
Yes, I'm well aware a good fonging is on the way.
Evet, güzel bir dayağın yolda olduğunun farkındayım.
We are all well aware of that, Samuei Curtis.
Bunun hepimiz farkındayız, Samuel Curtis.
- Yes... - Wouldn't somebody who's had say 30 perms before in their life be well aware of this rule?
- Hayatında bundan önce 30 kez perma yaptıran biri bu kuralı bilmeliydi, değil mi?
I am well aware that these doctors here want to lock me up as a lunatic.
Bu doktorların beni deli diye kapatmak istediklerinin gayet farkındayım.
- I'm well aware what time it is.
- Saatin farkındayım.
I'm well aware of your civilian politics, Major.
Bence bunun nedeni sivil idare biçiminiz binbaşı.
Yes, I'm well aware a good fonging is on the way.
Evet, farkındayım İyi bir başlangıç.
Well, I'm only too well aware of that man's taste in music.
O adamın müzik zevkini biliyorum.
He is well aware of the hot-guy quotient at this campus.
Bu kampüsdeki ateşli çocukların farkında.
I'm well aware that's just one side of her.
Bu onun sadece bir yüzü.
We are well aware of that, Ms. Cabot.
Farkındayız, Bayan Cabot.
As you are well aware,
Öyle, ve dikkat ettiğin gibi, tüm insan klonlama çeşitleri gibi nem üretimide
Well, I'm aware of that, Dad.
- Bunun ben de farkındayım.
Well, I became aware of a- -
Ben, bir şey olduğunun farkına vardım...
I am aware that there has been a misplaced distinction, but I think too well of you to suppose you will ever harbour resentment.
Yanlış konumda olduğumun farkındayım, ama Umarım senin bu evde bir sığıntı olduğunu düşünmüyorsundur.
Well I am aware I have a less than orthodox mouthal odor, mam, yes...
Ağız kokumun, pek uygun olduğu söylenemez, farkındayım efendim...
- Well, whatever academic improprieties you were about to make me aware of.
Bana hatırlatacağınız akademik uygunsuzluklarım.
You are well aware that I know shit about fly-fishing.
- Balıkçılık hakkında bir şey bilmediğimin farkındasın. - Bana balıkçılığı öğret.
Well, we're all certainly aware of your successes.
Şey, biz de senin yaptıklarını izliyoruz.
- I'm well aware of that.
- Bunun farkındayım.
- I'm well aware of that, Rommie.
Haberim var Rommie.
Well, obviously you're aware of his incredibly infamous crush on you.
Besbelli sana olan inanılmaz aptal âşık tavırlarının farkındasın.
Are you aware of the penalty for vandalism? Uh-oh. Well, I...
Bunun cezasını biliyor musunuz?
I think it is really difficult to suppress expressions of contempt and disgust that I think you can become aware of them and by talking about those feelings, you know, the expressions will change as well
Küçümseme ve iğrenme ifadelerini bastırmak çok zor. Ama bence onların bilincine varabilirsiniz. Ve bu duygulardan bahsederek ifadeleri de değiştirebilirsiniz.
Well, my job made me aware.
İşim, bazı şeylerin farkına varmamı sağladı.
Well, usually the dominant personality is aware of everything.
Genelde baskın kişilik her şeyin farkındadır.
We're all aware of his contributions, as well as his questionable allegiances.
Katkılarının hepimiz farkındayız, kuşkulu sadakatinin de.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]