English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Will it

Will it translate Turkish

90,023 parallel translation
And while you do it, take a video of it,'cause the girls down at the collective will love watching that shit.
Evet yap, keserken videoya çek. Çünkü kızlar bunu izlemeye bayılır.
So, there's a lot to go over, but I will walk you through it.
Çok fazla detay var, sana hepsini göstereceğim.
I will not forget about it.
Bu konuşmamızı unutmayacağım.
He told me he would think about it, but I haven't heard anything, and I don't know now if I will.
- Beni susturmadı. Bu konu üzerinde düşüneceğini söyledi. Ama sonrasında bir şey söylemedi ve söyleyeceğinden de şüpheliyim.
- I know that, and I will always be grateful for it, but I am telling you, it's better this way, because- better for who?
Bunu biliyorum ve her daim minnettar olacağım ama sana bu şekilde daha iyi olduğunu söylüyorum, çünkü -
Only god knows exactly when, but it will be soon.
Tam vaktini yalnızca Tanrı bilir fakat yakındır.
It will let her know she's not alone.
Yalnız olmadığını bilecek.
And I will do my best to not let it happen again.
Bunun tekrar olmaması için elimden geleni yapacağım.
You can wet the rim of a glass and run your finger around the rim and it will make a sound.
Bir bardağın kenarını ıslatırsın... ve parmağını üzerinde gezdirirsin. Sonra bir ses çıkar...
I'll go to the storage unit, get the trunk and dolly, so we can load the body and wheel it to the car, which will never again be in the garage.
Depoya gidip sandıkla el arabasını alacağım. Böylece cesedi yükleyip bir daha asla garajda olmayacak arabaya götürebiliriz.
We have to get the body out of here by morning or the dogs will find it.
Sabah olmadan cesedi çıkarmazsak köpekler bulacak.
It's why I will not go to magic shows.
Bu yüzden sihirbaz gösterilerine gitmem.
Do it, or I will.
Yap yoksa ben yaparım.
Therefore, we will convene for as long as it takes before ruling on his application. Now...
Bu sebepten bir karara varmadan önce gerektiği kadar zaman ayıracağız.
And if you can't, we'll have done it for Mike. Zane will hire you.
Ettiremezsen de Mike için yapmış oluruz.
Katrina, being a partner here will mean as much as it always has.
Katrina, ortak olmak eskisi kadar anlamlı olacak.
Remember, it is God who works the hardest and the most in this world, and he will work for you and in you and through you.
Unutmayın, bu dünyada en zor ve en çok işi yapan Tanrı'dır, sizin için çalışır, o sizinle ve sizin içinizdedir.
The wives will never accept it.
Eşlerimiz bunu asla kabul etmez.
Whoever gets it will need a deputy.
- O koltuğa oturacak kişinin yardımcıya ihtiyacı olacak.
I know you were counting on me, and I totally messed up, and I will do everything in my power to make it up to you because your love and respect, it really means everything to me.
Bana güvenmiştiniz. Her şeyi berbat ettim. Telafi etmek için ne olursa yaparım çünkü sizin sevgi ve saygınız benim için dünyalara bedel.
Well, I know my home isn't the warmest place, but if you follow the rules, it will be a safe one.
Biliyorum, evim sıcak bir yuva sayılmaz ama kurallara uyarsanız güvenli bir yuva olacağı kesin.
The expression simply means that sometimes even the best of plans will occur to you when it is too late, just as all of us are far, far too late to be of any help at all to the Baudelaires.
Bu ifade, zaman zaman en iyi fikirlerin bile çok geç aklınıza geleceği anlamına gelir, Baudelairelara yardım edebilmek için çok ama çok geç kaldığımız gibi.
"Violet, Klaus and Sunny : By the time you read this note, my life will be at it's end."
"Violet, Klaus ve Sunny, eğer bu mektubu okuyorsanız benim hayatım sonu bulmuştur."
Kara, you know, if you go looking for trouble, you will always find it.
Kara, biliyorsun, eğer bela aramaya gidersen, sen her zaman bulursun.
It's a job that the Legion will reward me handsomely for, as they would you.
Sen sadece ayakçısısın. Legion'ın beni çok iyi ödüllendireceği bir iş, yardım edersen seni de.
By my death, I will prove to the Crown what it means to be an American.
Ölümümle Kraliyet'e Amerikan olmanın ne demek olduğunu göstereceğim.
I will make it easier for you.
Bu işi senin için kolaylaştıracağım.
As long as I live, you will never have it.
- Ben yaşadığım sürece ona asla sahip olamazsınız.
I was there to protect the Spear, and I will continue to protect it until I take my last breath.
Mızrağı korumak için ben oradaydım ve son nefesime kadar da korumaya devam edeceğim.
All I know is that the Legion of Doom will not stop until they get this, and once they do, the world, as we know it, is over.
Benim bildiğim tek şey, Legion'ın bunu alana kadar durmayacağıdır. Ve aldıklarında da dünyanın sonu gelecek.
Given that you're entering his subconscious, I suspect it will look like someplace familiar to our old Captain.
Bilinç altına girdiğiniz göz önüne alındığında eski kaptanımız için tanıdık bir yer olacağını sanıyorum.
It will be such a pleasure to watch them burn.
Onların yok oluşlarını izlemek büyük bir zevk olacak.
If you just take from it what you will, but between genies, djinn and leprechauns, I mean, humans have been documenting contact with reality-bending creatures for centuries.
Tam olarak söz edilmiyor ancak perilere, cinlere, cücelere falan bakarsanız insanlar yüzyıllardır gerçekliği değiştirebilen canlıları belgeliyormuş.
The Fortress is sealed so should contain the blast, but anyone inside it will...
Kale kilitlendi, yani patlama dışarı taşmaz ama içindeki herkes...
But it will be, soon.
Ama yakında olacak.
It will.
Değiştirecek.
It will make us stronger.
Bizi daha güçlü yapacak.
If we do it anonymously, no one will take us seriously.
İsim vermeden yaparsak, kimse bizi ciddiye almaz.
It will shut down the cages.
Kafesleri devre dışı bırakır.
Tell me what it is and I will fix it.
Ne olduğunu söyle ve düzelteyim.
Actually they will, I just got to write a program for it.
Aslında araştıracaklar, sadece bunun için program yazmam gerekecek.
It will take us four years to reach Daxam.
Daxam'a ulaşmak dört yılımızı alacak.
And I give you my word, I will not steal it.
Ve sana söz veriyorum, çalmayacağım.
Well, when you see what we're doing with them, - it will blow you away.
Onlarla ne yaptığımızı görünce çok şaşıracaksın.
Give it more power, you think it will work.
Daha fazla enerji verince çalışacak sanıyorsun.
I know it's hard for you to see now, but in time, you will realize you made the right choice.
Şu an bunun zor olduğunu biliyorum ama zamanla, doğru seçimi yaptığınızı anlayacaksınız.
In a few minutes, this ship will be destroyed, and everyone on it.
Birkaç dakika içinde bu gemi ve içindeki herkes yok olacak.
Well, call it what you will, but we all know you got to shank someone to earn respect on the yard.
Buna ne dersen de ama hapishane avlusunda saygı kazanmak için birini şişlemen gerektiğini hepimiz biliyoruz.
Doing it will change you.
Bunu yapmak seni değiştirecek.
When will you do it?
Ne zaman yapacaksın?
People are taking bets on the exact moment it will turn and start falling. See you in a bit.
İnsanlar ne zaman düşmeye başlayacağına dair bahis oynuyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]