You are good translate Turkish
9,928 parallel translation
- Damn, you are good. - Mm-hmm.
- Of ya, çok iyisin bu işte.
If they drink any small amount and your saliva mixes, then you are good to go.
Tükürüğünüzün karıştığı bir yudumu bile içseler işiniz tamam demektir.
Because you are good enough, and you can do it.
Sen yeterince iyisin ve bunu yapabilirsin.
You are good enough.
Yeterince iyisin.
Are things good between you?
Aranız iyi mi?
Are you so certain it's all gone, every last splinter of it banished for good?
Hepsinin yok olduguna emin misin? Bütün ufak parçalari. Tamamen yok oldu mu?
You are a good employee and a good person.
Sen iyi bir çalışan ve iyi bir insansın.
Small hands are good, and you use them well, Aminata.
Ufak eller iyidir, ve sen ellerini iyi kullanıyorsun, Aminata.
Good thing the FBI procedure is to grab everything plugged into the walls, because you guys are only looking into the obvious places.
FBI prosedürü her şeyi örtmek için iyi bir şeydir. Beyler siz sadece bariz olan şeylere bakıyorsunuz.
I see that you are in good spirits again today.
Bugün de keyfiniz yerinde.
Are you not sacrificing the greater good for the sake of your dignity and self-esteem?
Benlik saygın ve haysiyetin yüzünden çoğunluğun iyiliğine kıymıyor musun?
They are good people and will take care of you.
Onlar iyi insanlar ve sana da iyi bakacaklar.
Good, good. Because you, Datak, are going to be a saboteur for the Votanis Collective.
Güzel, güzel çünkü sen Datak Votan Birliği için sabotajcı olacaksın.
You are a good man.
Sen iyi birisin.
What good are you?
Ne işe yararsın ki?
Thought you, uh, Mexican chicks are good at this shit, cleaning up.
ADAM 3 : Senin düşüncen, uh, Meksikalı fıstıklar bu bokta iyi, temizle.
Good for you, carrying on as you are.
Aferin sana, kendin devam ediyorsun.
Okay- - vitals are good, but you're still dehydrated.
Tamam, hayati organların normal vücudun hala susuz.
Then what good are you?
Hangi konuda iyisin o zaman.
What dog park are you at? Good afternoon to you, too, Jay.
Sana da iyi günler Jay.
What are you doing standing there and not getting drinks for me and my good friend, Claire?
Ben ve yakın arkadaşım Claire'a içki getireceğine neden orada dikiliyorsun?
I heard you guys are good at solving cases.
Olayları çözmekte iyi olduğunuzu duydum.
You are every bit as good as that bag of garbage.
Sen en az o çöp torbası kadar iyisin.
You're probably fine with, uh, one of these right here. These are pretty good.
bunlardan birisi işine yarar bunlar oldukça güzel
You are very good.
Çok iyisiniz.
If you are here for 100 years, it will be not good.
Eğer 100 yıldır buradaysanız, bu iyi olmayacak.
Then what good are you to me?
O zaman ne işime yarayacaksın?
And I hope to hell you're good at something else, because you sure as shit are not gonna make it in show business.
Umarım başka bir şeye yeteneğin vardır çünkü gösteri dünyasında sıçacağın kesin.
Good to see you. How are ya?
Sizi gördüğüme sevindim.
Are you guys doing a good job of investigating this case?
Bu davayı araştırırken işinizi iyi yapıyor musunuz?
Piggy is gonna stay where he is until he learns how to keep up with the rest of the squad, and you are gonna get back in line if you know what's good for you.
Piggy, diğerlerine nasıl uyum sağlayacağını öğrenene kadar olduğu yerde kalacak, sen de, senin için neyin iyi olduğunu biliyorsan, sırana geri döneceksin.
You know, there are good people here.
Biliyorsun, bu şehirde iyi insanlar da var.
If your brother's half the man you are, we're gonna be good friends.
Abin senin yarın kadarsa bile iyi anlaşacağız demektir.
Because your parents are good people, so you're not going to screw up.
Çünkü annen ve baban iyi insanlar ve onları böyle harcamazsın. Ama senin ne annen var ne baban.
But you don't have parents, so how are you so good?
Nasıl bu kadar iyi olabiliyorsun?
You are such a good mom.
Harika bir annesin.
Okay. You actually are a good actress.
İyi bir aktrissin.
Oh, are you having a good time?
İyi vakit geçiriyor musun?
I got to say... you guys are good cops.
Hakkınızı vermeliyim ki... İyi dedektiflersiniz.
You are really good.
- Cidden iyisin.
You are a good, kind woman, Camille Saroyan.
Sen iyi ve nazik bir kadınsın, Camille Saroyan.
Do you believe that all truths are good to hear young man?
Bir tek o! Sence her gerçeğin bilinmesi gerekli mi delikanlı?
If you want to sing, there will be more to Baroness, more than good manners. more than hypocrisy, you are in the truth.
Şarkı söyleyecekseniz baronu, terbiyeyi, riyayı unutacaksınız.
Are you good with that?
Anlaştık mı?
Ah, I know you're only manager level now and we're not fast-tracking anything here, but, well, we thought it'd be good for you to hear how things are operating at the upper levels,
Biliyorum, sadece yönetici kademesindesin henüz, hiçbir şeyi aceleye getirmiyoruz. Fakat üst kademede işlerin nasıl yürüdüğünü öğrenmenin senin adına iyi olacağını düşündük.
- Morning. - How are you? - Good.
- Günaydın Duncan.
- Good, how are you?
- İyiyim, siz nasılsınız?
I'm good, how are you?
İyiyim, sen nasılsın?
That we are all predestined to good or evil. And what do you say?
Hepimizin iyi veya kötü bir şekilde kaderinin çizildiğini... ve sen ne diyorsun?
Are you good?
- İyi misin?
Pop, sometimes things aren't as good as you think they are.
Belki de bazı şeyler düşündüğün kadar iyi değildir.
you are 6060
you are so sweet 63
you are amazing 104
you are my friend 67
you are beautiful 191
you are an angel 28
you are mine 68
you are so beautiful 123
you are the best 102
you are welcome 177
you are so sweet 63
you are amazing 104
you are my friend 67
you are beautiful 191
you are an angel 28
you are mine 68
you are so beautiful 123
you are the best 102
you are welcome 177