You are welcome translate Turkish
1,375 parallel translation
- You are welcome.
- Rica ederim.
Then you are Welcome.
O halde hoş geldiniz.
You are welcome
Rica ederim.
You are welcome in this ship, major.
Gemiye hoşgeldiniz Binbaşı.
You are welcome. "
Rica ederim "vazifemiz, efendim!" diyorum, "
You are welcome. "
"Rica ederim vazifemiz!" bu diyor.
You are welcome
Önemli değil.
You are welcome to have as many visitors as you wish.
Burada istediğiniz kadar ziyaretçi kabul edebilirsiniz.
Thank you for your notes. You are welcome.
Verdiğin dokümanlar için teşekkür ederim.
You are welcome here again, Miss Connie.
Hoşgeldiniz Bayan Connie.
You are welcome to join us
İsterseniz, katılabilirsiniz.
Please, you are welcome here.
İçeri gelmekte serbestsiniz.
If you can be reasonable, you are welcome to stay here tonight.
Eğer akıllı olursan, bu gece burada kalabilirsin.
If you do what i say your sister and you are welcome to live here.
Eğer her dediğimi yaparsan kardeşin ve sen burada yaşayabilirsiniz.
You are welcome to join me.
Masaya geçebilirsiniz.
- thank you for concerned - you are welcome
- İlgilendiğiniz için sağ olun. - Ne demek.
- so I receive it, really thanks - you are welcome
- Gerçekten çok teşekkür ederim. - Bir şey değil.
"month tickets are saled in the bus you are welcome to buy and use it..."
"Aylık biletlerinizi trenden alabilirsiniz, güle güle kullanın!"
- never - I see, thank you - you are welcome
- Peki, teşekkür ederim.
You are welcome to look under any of the furniture because, believe me, you won't find any porn or cigarettes under there.
İstediğiniz mobilyanın altına bakabilirsiniz çünkü inanın bana, orada ne porno ne de sigara bulacaksınız.
But you are welcome to sing the many public domain carols such as "O Tannenbaum," "Good King Wenceslas" "Jesu, Joy of Man's Desiring."
Doğru değil. Ama "Oh Tennenbaum", "İyi Kral Wencelas" "İsa, İnsan Arzusunun Neşesi" gibi genel kullanıma açık Noel Şarkılarını söylemekte serbestsiniz.
You are welcome to make your own space anywhere else in the mansion.
Malikanede istediğin yeri kendine ait yapabilirsin.
You are welcome, you know.
Gelmene sevindik.
- You are welcome. - well, thanks.
- Önemli değil. - Sağol.
If you want to stay, you are welcome.
- Kalmaya karar verirsen, kapı ardına kadar açık.
This is America, and you are welcome to sue anyone.
Burası Amerika istediğin zaman herhangi birini dava edebilirsin.
You are welcome to throw any questions.
Sorularınızı rica ediyoruz.
You are welcome.
İşte doktor da geldi. Mahkemede yapacağınız işin normal görevinizden farklı olduğunu biliyor musunuz? Hoş geldiniz.
Sir, you are welcome to our house. It must appear in other ways than words so I cut short this breathing courtesy.
Konukseverliğimizi sözler yerine hareketlerle göstermek için, bu tanışma faslını kısa kesiyorum.
You are more than welcome to return home and become my daughter again anytime and I would even begin to share my power and responsibility with you if you did.
Eve dönmen beni fazlasıyla mutlu eder. İstediğin zaman yeniden kızım olabilirsin. İstersen gücümü ve sorumluluklarımı seninle paylaşmaya hazırım.
But you guys are welcome to come, if you like.
Beyler gelirseniz hoş gelirsiniz.
- You are most welcome, Crispin.
- Bir şey değil Crispin.
Welcome home, my darling, where are you?
Hoş geldin tatlım. Neredesin?
Of course you are all more than welcome to spend the night here.
Tabi ki geceyi burada geçirmek için davetlimsiniz.
You are my very welcome one.
Sen benim için çok değerlisin.
You are not welcome here!
Burada yerin yok artık!
We are very pleased to welcome you.
Sizi burada gördüğümüze gerçekten çok sevindik.
If you'd care to pray, you are most welcome... otherwise, I must ask you to leave the chapel.
Birlikte dua etmek isterseniz, kabulüm. Yoksa ibadet yerini terk etmenizi isteyeceğim.
Once again, welcome, and let me assure you there are no human body parts buried in the floor of your room to keep you awake tonight.
Tekrar hoş geldiniz. Odalarınızın döşemeleri altında geceleri sizi uyandıracak insan cesetleri yok. Nasıl iyi mi?
You are not welcome here.
Burada hoş karşılanmıyorsun.
If you are struggling, you're welcome back here.
Eğer zorlanıyorsan buraya istediğin zaman dönebilirsin.
You are not welcome here.
Burada istenmiyorsun.
Fellas, I can't tell you how happy we are to welcome all of this new blood.
Aramızda yeni üyeler görmekten ne kadar mutlu olduğumuzu anlatamam.
You are welcome.
Bir şey değil.
You are always welcome here, Son of the Wind.
Burada her zaman yerin var, Rüzgarın Oğlu.
Mister, whoever you are, welcome to Koka's territory!
Bayım, her kim olursan ol, KoKa'nın bölgesine hoş geldin!
You are always welcome to drop.
Her zaman bekleriz.
Hey, what the hell are you doing here? Oh, Mr. Brandt, hi! Welcome.
Yani hayatını berbat ettin.
Well, you know you are always welcome to come over... to the house, even without Neil around.
Aklında bulunsun, evimin kapısı sana her zaman açık, Neil olmazsa bile gelebilirsin.
The Film Actors Guild and Kim Jong II are preased to welcome you to the International World Peace Ceremony.
Film Oyuncuları Birliği ve Kim Jong İl, sizleri Uluslararası Dünya Barış Töreni'nde ağırlamaktan memnuniyet duyar.
You are most welcome.
Çok rica ederim.
you are welcome here 19
you are 6060
you are so sweet 63
you are amazing 104
you are my friend 67
you are beautiful 191
you are an angel 28
you are mine 68
you are so beautiful 123
you are the best 102
you are 6060
you are so sweet 63
you are amazing 104
you are my friend 67
you are beautiful 191
you are an angel 28
you are mine 68
you are so beautiful 123
you are the best 102
you are dead to me 22
you aren't 92
you are good 169
you are right 482
you are free 73
you are not alone 88
you are crazy 148
you are wrong 155
you are lying 79
you are clever 20
you aren't 92
you are good 169
you are right 482
you are free 73
you are not alone 88
you are crazy 148
you are wrong 155
you are lying 79
you are clever 20