English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You are not alone

You are not alone translate Turkish

420 parallel translation
I imagine you are not alone in that.
Bunda yalnız olmadığınızı tahmin ediyorum.
You are not alone in guilt, sir.
Bütün kabahat sizde değil, bayım.
Ilsa, my love, you are not alone.
Ilsa... aşkım... Yalnız değilsin.
We know you are not alone in this.
Bu işte yalnız olmadığını biliyoruz.
I said, we know you are not alone.
Yalnız olmadığını biliyoruz dedim.
You are not alone here, there is someone else.
Başka biri var. Beni dinle.
'YOU ARE NOT ALONE'
Yalnız Değilsin
You are not alone, someone follows you.
Yalnız değilsin Biri her zaman ardında
You are not alone, someone follows you, and the en tire time, he is someone like you like you.
Yalnız değilsin Biri her zaman ardında Ve o da her zaman tıpkı senin gibi Senin gibi
You are not alone, someone follows you, and the en tire time, he is like you,
Yalnız değilsin Biri her zaman ardında Ve o da her zaman tıpkı senin gibi
you are not alone, someone follows you, and the en tire time, he is like you,
Yalnız değilsin Biri her zaman ardında Ve o da her zaman tıpkı senin gibi
you are not alone, someone follows you...
Yalnız değilsin Biri her zaman ardında
You are not alone in that department.
Ne yazık ki o departmanda yalnız değilsin dostum.
You are not alone!
Yalnız değilsin!
In this time of need you are not alone.
İhtiyacın olan şey burada. Yalnız değilsin.
You are not alone.
Yalnız değilsin.
You are not alone, I trust?
Ne kadar sıcak... Sanırım yalnız değilsin?
It might be helpful for you to know that you are not alone.
Yalnız olmadığını bilmek seni bir miktar olsun rahatlatabilir.
But from this day forward, you are not alone.
Ama bugünden itibaren yalnız değilsiniz.
You are not alone.
"Yalnız değilsin."
If you are not only Lord Kim Eung Boo's son, there is no way he will leave you alone...
Lord Kim Eung Boo'nun oğlu olmasaydınız sizi rahat bırakmazdı.
Are you aware, for instance, that when it comes to the route the child was taking to get home there are at least 15 varying, if not conflicting, eyewitness accounts alone?
Örneğin çocuğun eve gitmek için takip ettiği.. .. yolda yapılan araştırmalarla birbirinden.. .. farklı, çelişen 15 görgü şahidi ifadesi..
You may not know that it is important, but nevertheless it is. Now, my facts alone are not worth a great deal.
Önemli olduğunu bilmeyebilirsiniz, ama yine de öyledir.
You are not going to leave me alone?
Beni yalnız bırakmayacaksınız, değil mi?
All right, copper, I'm not in this alone, but you are.
Pekâlâ, aynasız. Ben yalnız değilim ama sen tek başınasın.
Are not you afraid of being alone?
Yalnız olmaktan korkmuyor musun?
You will be relieved to know that they are not alone.
Yalnız olmadıklarını bilmek sizi rahatlatacaktır.
You left me alone in the zone where the living are not alive and the dead are not dead. arrested Princess the and Heurtebise with me of became what care you Did. ?
Beni, yaşayanların canlı ve ölülerin de ölü olmadığı bölgede yalnız bıraktınız.
But suddenly you seem to realize that you are not really alone.
Ama birden aslında yalnız olmadığının farkına varıyorsun.
You are not alone anymore.
Hepsi geçti.
- You're not leaving me alone, are you?
Evet. Geldiklerinde... tarayın.
You're not alone, are you? .
Yalnız değilsin, değil mi?
You alone are worth a whole platoon, if not a company.
Sen tek başına, bir bölüğe olmasa bile bütün bir müfrezeye bedelsin.
And you want to know where they are, and whether I'm working alone or not.
Onların yerini ve yalnız çalışıp çalışmadığımı bilmek istiyorsun.
You are not alone here, there is someone else.
Başka biri var.
You're so simple-minded Not to mention the large no. of bandits the two leaders alone are tough enough
Ciu hanım siz gerçekten iyi dövüşüyorsunuz ama şu anada kadar dövüştüklerimiz... sadece güçsüz piyonlardı.
You're not going to leave me alone, are you?
Beni yalnız bırakmazsın, değil mi?
If I leave you will remain alone,..... with no memories, not knowing where you are,..... not even knowing who you are.
Eğer seni terk edersem hafızan olmadan, nerede olduğunu bilmeden ve hatta kim olduğunu bilmeden yalnız kalırsın.
But it's better to think that you're not alone when, you know, you're drifting, even though you are. Instead of just knowing that you're alone all the time.
Ama sürüklenirken yalnız olmadığını düşünmek aslında yalnız olsan bile daima yalnız olduğunu bilmekten daha iyidir.
Boy, say at me you are friend, so I will not die alone.
Bana dostum de, böylece yalnız ölmem.
You're not going all alone, are you?
Sen yalnız gitmeyeceksin değil mi?
You are not leaving this family alone until either you or that mouse is dead.
Sen ya da o fare ölmeden bu aileyi yalnız bırakamazsın.
You're not going in there alone are you?
Oraya yalnız gitmeyeceksin, değil mi?
YOU ARE REALLY NOT ALONE.
Gerçekten yalnız değilsin.
You're really not going to leave me alone with him, are you?
Beni gerçekten onunla yalnız bırakmayacaksın, değil mi?
Alone, you are not sure.
Tek başınayken başına işler açılıyor.
As you see, we are alone, noting you say will be taken down.
Gördüğünüz gibi burada yalnızız söylediğiniz şeyler kesinlikle not edilmeyecek.
And when you feel alone, you are not together, and that is real.
Ve yalnız hissettiğin zaman, beraber değilsindir ve gerçek bu.
You are not to go in there alone.
Oraya tek başına gitme.
Mr. Garibaldi, not to intrude, but if you are done I would like some time to speak with him alone.
Bay Garibaldi, araya girmek istemem ama işiniz bittiyse onunla yalnız görüşmek istiyorum.
Chandler, you are not gonna die alone.
Chandler, yalnız ölmeyeceksin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]