English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You are mistaken

You are mistaken translate Turkish

398 parallel translation
" You are mistaken, O-Take-San...
" Yanılıyorsun O-Take-San.
Oh, no, you are mistaken.
Yanlışınız var.
Gentlemen, if that is your idea you are mistaken.
Beyler, eğer böyle düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.
But you are mistaken.
Yanılıyorsunuz.
You are mistaken.
Yanılıyorsun.
- Perhaps you are mistaken.
Belki de yanılıyorsundur.
You are mistaken, monsieur.
Yanılıyorsunuz Mösyö.
- No, you are mistaken!
- Hayır, bir hata yapıyorsun!
If you think my word will carry any authority, I'm afraid you are mistaken.
Sözüme uyarak hareket edeceklerini sanıyorsan maalesef yanılıyorsun.
You are mistaken.
- Yanlışın var.
You are mistaken
Yanılıyorsun.
You are mistaken, captain.
Yanılıyorsunuz, Yüzbaşı.
But you are mistaken.
Fakat hata yapıyorsunuz.
You are mistaken, I assure you.
- Kaptan, lütfen. Yanılıyorsunuz.
Dolly Levi, you are mistaken!
- Yanılıyorsunuz.
You are mistaken, sir.
Yanlışınız var efendim.
- You are mistaken, monsieur. Wrong number.
Bayım, sanırım aradığınız numara yanlış.
- It is not that simple, you are mistaken.
- O kadar basit değil. Yanlış düşünüyorsunuz.
You are mistaken.
Hata yapıyorsun.
You are mistaken.
Yanılıyorsun, sevgilim.
You are mistaken, Your Excellency
Yanılıyorsunuz, Ekselansları.
But gentlemen, you are mistaken.
Ama beyler, siz hatalısınız.
No, gentlemen, you are mistaken.
Hayır beyler tamamen yanılıyorsunuz.
You are mistaken.
Yanıldınız!
You are mistaken.
Yanlışınız var.
that's where you are mistaken jar head you!
- İşte burada yanılıyorsun, kavanoz kafa. Sen.
You are mistaken.
Yanılıyorsunuz.
If you think... that I am gonna let you piggyback on my deal with the Chinese, you are mistaken.
Eğer çinlilerle anlaşmamda... seni sırtımda taşıyacağımı sanıyorsan... kesinlikle yanılıyorsun.
You are not mistaken.
Yanılmadın.
- You are not mistaken.
- Yanılmadın.
That by your mistaken affection... you are deliberately sending both boys... to the gallows?
Hatalı duygusal yaklaşımınla çocukların ikisini de kasten idam sehpasına gönderiyorsun, farkında mısın?
You are utterly mistaken.
Sen baştan sona kadar yanıldın.
You are entirely mistaken.
Yanılıyorsunuz.
You are completely mistaken.
Yanıldın!
- you are sadly mistaken.
- Hata yaparsın.
If you think a bunch of drunks are going to bust this jail, you're mistaken.
Onlar yargılanacaklar, şimdi sizi vurmadan defolun buradan. Hata yapıyorsunuz.
You no doubt think I admire your courage in assuming the responsibility, well, you are quite mistaken, Mr. Evans.
Hiç şüphe yokki cesaretinize ve sorumluluğu almanıza hayranlık duyup... sizi affedeceğimi zannediyorsunuz ama çok yanılıyorsunuz, Bay Evans.
I'm sure you mean well, lnspector, but if you imagine that I am going to sit back and let everybody regard me as a dotty old maid, you are very much mistaken,
İyi niyetli olduğunuzdan eminim ama arkama yaslanıp bana kaçık gibi davranılmasına izin veririm sanıyorsanız çok yanılıyorsunuz.
Are you sure you're not mistaken, my dear lady?
- Yanılmadığınızdan emin misiniz?
Are you sure you're not mistaken, Professor?
- Emin misiniz? Yanılıyor olmayasınız.
You were mistaken of us then as you are again now.
Hakkımızda yanılmıştın, şimdi olduğu gibi.
Are you sure you're not mistaken, Mr Engineer?
Yanılmadığına emin misin, mühendis bey?
You are grossly mistaken if you think that we were there...
Eğer böyle düşünüyorsan hatalısın...
But are you sure you're not mistaken?
Görmek istemez misiniz?
If you think that kimono will keep you safe, you are sadly mistaken.
O kimononun güvenliğini sağlayacağına inanıyorsan, son derece yanılıyorsun.
If you think I'll go to Westchester County... pleading on the behalf of a colored man... that somebody dirtied his fancy car... you are very much mistaken.
Eğer siz Westchester İlçesi'ne gidip... birilerinin havalı arabasını kirlettiği siyah bir adamın... davasını üstleneceğimi düşünüyorsanız... çok yanılıyorsunuz.
You will find that it is you who are mistaken... about a great many things.
.. esas sen yanıldığını göreceksin. Hem de birçok konuda.
Are you mistaken? Or was it me?
Sen mi yoksa, ben mi hatalı?
If you think such conditions are going to make me change my mind, you are quite mistaken.
Eğer bu şartların kararımı değiştireceğini düşünüyorsan tümüyle yanılıyorsun.
My stomach is boiling, my palms are sweating, and if you think you're getting a jump after this, you're sadly mistaken.
Çok mutsuzum. Midem kaynıyor, ellerim terliyor ve bu olaydan sonra üstüne çıkacağımı sanıyorsan maalesef yanılıyorsun.
You are much mistaken!
Fazlasıyla yanılıyorsunuz!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]