You could have said translate Turkish
693 parallel translation
Though you could have said hello.
Ama bir selam bile vermemeni yadırgadım.
- You could have said that.
- Bunu söyleyebilirdin.
You could have said no, but you stayed, didn't you?
Hayır diyebilirdin. - Ama sen kaldın.
You could have said "gentleman."
"Beyefendi" diyebilirdin.
You could have said that you were just out there alone.
Evet, sen... Orada bir başına bulunduğunu söyleyebilirsin.
Well, let's just say there are about sixty-eleven things you could have said besides that.
Pekala, Bu söylediğinin yanında elli tane daha şey söyleyebilirdin.
You could have said,
" Binanın masrafları için biraz para lazım.
You could have said no... Or asked me...
Hayır diyebilir ya da bana sorabilirdin.
You could have said no!
"Hayır" diyebilirdin!
You said I could have my say.
Söz vereceğinizi söylediniz.
Dr. Meade said she can't have more children. I could give you...
Doktor Meade, başka çocuğu olamayacağını söyledi.
- How could you have said it?
Nasıl olur da öyle söylersin?
No prophet of old could have said a finer thing than you have just said.
Az önce söylediğinden daha ince bir şey söyleyebilmiş peygamber yok.
- He said you could have it!
- İçki alabileceğini söyledi!
HOW COULD YOU HAVE HEARD WHAT HE SAID?
Aa. Ne dediğini nasıl duyamadın?
Hey. I said you could have my couch. I didn't say you could have my girl.
Joe, koltuğumu verdim, kızımı değil.
Then what you said to me back there on the river was a lie about how you never could have done it alone and how you'd lost your heart and everything.
Demek ki orada bu işi yalnız yapamayacağını söylediğinde yalan söylüyordun. Hani kalbini bana kaptırmıştın peki ya diğer şeyler.
You could have just said so.
Bunu söylemen yeterdi.
You couldn't have said all those things without meaning some of them, could you?
Onca şeyi hiçbir anlamı olmadan söylemiş olamazsın, değil mi?
- You said I could have anything -
- Ne istersem alacağını söylemiştin -
Tell her how you said anybody could have her.
Herkesin ona nasıl sahip olabileceğini söylediğini anlat.
I could have said, "Not being murdered because you disagreed with people."
"Başkalarıyla aynı fikirde olmadığınız için öldürülmemek" diyebilirdim.
The superintendent said I could have a word with you before the committee meeting.
Yönetici, komite toplantısından önce sizinle konuşabileceğim söylemişti.
You said that someday if you could have your wish, you would sleep each night so you could see the stars.
Demiştin ki bir gün bir dilek tutacak olursam... her gece uyurken yıldızları seyredebilmeyi dilerdim.
You said anybody might have taken the photograph... that it could be any garden.
Herhangi bir bahçede herhangi biri tarafından... çekilmiş olabilir demiştin.
They could have been after the fish, just like you said.
Balıkların peşinde olabilirler, tıpkı dediğiniz gibi.
What did you say? I said he could come as one of the Borgias. Then he wouldn't have to explain his cousin.
Borgia olarak gelebileceğini söyledim, böylece kuzenini açıklaması gerekmez.
Now, what could I have said to you, Jamie?
Şimdi sana ne diyebilirdim, Jamie?
You said I could have this planet for my very own.
Bana bu gezegeni kendim için alabileceğimi söylediniz.
You could have at least said so, I mean... showed it to me somehow.
Ehhh, şunu baştan söylesene. Yani... en azından belli edecek bir şey yapabilirdin.
You could easily have a job in the foreign office. Who said so?
Dışişlerinde kolaylıkla işe girebilirsin.
But you could have at least said something to the man. I mean, after all, he- -
Ama dün gece bütün olup bitenlerden sonra en azından adama birşeyler söyleyebilirdin!
You said I could have one.
Bir tanesinin benim olacağını söylemiştin.
They could have just said, " To hell with you.
Yalnızca, " Canınız cehenneme.
- You said we could have a wench.
- Kancık alabiliriz demiştiniz.
You could have sold me, bartered me, killed me, without having said a word.
Beni satabilirdin, takas edebilirdin tek söz bile söylemeden öldürebilirdin.
You have been pretending well but you should not have said what you said so I could be on my guard
şimdiye kadar çok iyi rol yaptınız ama süpriz bir şekilde saldırmadıkça... beni öldürmeniz çok zor!
You said I could have a whole week.
Bir haftam olacağını söylemiştin.
She said that you told her how she could reach me and I figured that you must have because she knew all about it.
Benim adımı sen vermişsin ben de kadının bildiğini sandım.
Gino, you said I could have it tonight.
Gino, bu gece bende kalabileceğini söylemiştin.
Uh, you said I could have one for Christmas, so I was just feeling which is the fattest.
Sen yılbaşı için bir tane alabileceğimi söylemiştin, ben de sadece bunun için en şişmanı hangisi diye bakıyordum.
You could have at least told me where you were going, said goodbye.
Hiç değilse nereye gittiğini söyleyebilirdin. Veda edebilirdin.
SHE SAID, "BUT IF YOU ARE SO INCLINED " YOU COULD HAVE TEA TOMORROW AFTERNOON WITH ME AT MY PARENTS'HOME. "
"Madem bana bu kadar ilgin var o zaman öğleden sonra ailemin evinde benimle çay içebilirsin" dedi.
Before you know it, I could be gone, and we won't have said some important stuff.
Sen farkına varmadan önce ölmüş olabilirim. Ve bazı önemli şeyleri söylememiş olabilirim.
Now, it's been said that the best company you could have in a strange place is a map.
Derler ki, yabancı bir yerde sahip olabileceğin en iyi dost bir haritadır.
Yes. You said we could have the Cauldron.
Evet, kazanı alabileceğimizi söylediniz.
Of course we said you could have the Cauldron.
Elbette kazanı alabileceğinizi söyledik.
You said yourself that she could easily have been drawn into it quite innocently.
Sen kendin onun böyle bir işe masumane bir şekilde kolaylıkla girebileceğini söylemiştin.
You remember you said that if I wanted your prom dress, I could have it?
İstersem balo kıyafetini alabileceğimi söylediğini hatırlıyor musun?
They said I could have any producer I wanted and I want you.
İstediğim yapımcıyla çalışabileceğimi söylediler ve ben seni istiyorum.
You said we could have a game of cricket.
Kriket oynarız demiştin.
you could have said no 17
you couldn't have known 62
you could have fooled me 52
you couldn't be more wrong 21
you could 500
you couldn't 169
you could say that 389
you couldn't wait 16
you couldn't have 43
you could've called 20
you couldn't have known 62
you could have fooled me 52
you couldn't be more wrong 21
you could 500
you couldn't 169
you could say that 389
you couldn't wait 16
you couldn't have 43
you could've called 20
you couldn't do it 34
you could have warned me 19
you could've fooled me 22
you could have told me 63
you could have 68
you could've died 20
you could go to jail 27
you could die 58
you could be right 44
you could have killed me 30
you could have warned me 19
you could've fooled me 22
you could have told me 63
you could have 68
you could've died 20
you could go to jail 27
you could die 58
you could be right 44
you could have killed me 30