You found them translate Turkish
672 parallel translation
Put these back where you found them.
Bunları bulduğun yere bırak.
The gentleman says put them back where you found them.
Beyefendi onları bulduğun yere bırakmanı söyledi.
So you found them after all.
Demek sonunda onları buldunuz.
When you found them thus embraced, what happened?
Onları böyle sarılmış bulduğunuzda ne oldu?
You found them at Takigawa?
Takigawa'dan mı getirdin bunları?
You found them, didn't you?
Onları sen buldun ya.
Just tell everyone you found them again.
Herkese küpelerini bulduğunu söyle.
And you better take these other articles back to wherever you found them.
Ve diğer şeyleri de aldığın yerlere koyarsan iyi olur.
Oh, you found them, clever girl.
Demek buldun, hayatım.
Rebenstein. Put those pictures back where you found them.
Rebenstein, bırak şu fotoğrafları.
- Have you found them yet?
- Daha bulamadınız mı onları?
You found them on the moon, didn't you?
Bunları Ay'da buldunuz, değil mi?
- Have you found them?
- Bulabildin mi?
Have you found them?
Bulabildin mi?
- Have you found them?
- Buldun mu onları?
And when they are found well, you know how we found them.
Ve bulunduğunda.. .. nasıl bulunduğunu biliyorsunuz.
But I didn't tell them about Jean as you say, because if they looked for him, they'd have found you with him.
Ama onlara Jean'dan bahsetmedim çünkü onu ararlarsa yanında seni bulacaklardı.
You can't imagine how cold I was until I found them.
Bunları bulana kadar ne kadar soğuktu hayal bile edemezsin.
Tell them you found out he was going to marry me and you decided to stop it, even if it meant double-crossing yourself.
Benimle evleneceğini öğrenince kendine ihanet etmen gerekse de onu durdurmaya karar verdiğini söyle.
And you found that only two of them... uranium and thorium gave off rays.
Ve anladın ki sadece ikisi... uranyum ve toryum ışın saçıyor.
At the end of two days, if they have not been found you call your police, tell them as much of the truth it is safe for you to say.
İki günün sonunda, bulunmazlarsa polisi arayıp onlara.. ... söyleyebildiğiniz kadar doğruyu söyleyin ki güvende olasınız.
I better let them know that I found you.
Bari seni bulduğumu bildireyim.
I never broke the Napoleons I tell you I found them that way.
İnanın Napolyonları ben kırmadım, onları o şekilde buldum.
- You haven't found them yet?
- Hala bulamadınız mı?
I want you to tell them where you found it.
Onlara onu nerede bulduğunu söylemeni istiyorum.
You think we found them on the street?
Otuz varili yol kenarında bulduğumuzu mu sanıyorsunuz?
You fired them when you found out they were friends of Jericho Howard.
Jericho Howard'ın arkadaşları olduklarını öğrenince de kovdun.
You know, the wife spent the whole day today polishing up those specimens we found out around Barstow. She's pretty proud of them.
Biliyor musun, karım bugün tüm gününü Barstow civarında bulduğumuz numuneleri parlatmakla geçirdi.
Now, what if we found you four fine locations... and fitted them up for you?
Ya size dört güzel mekan bulup sizin için hazırlarsak?
Take them to the taxi. You found a buyer?
- Alıcı mı buldun?
Just a case of I came home that night when they didn't expect me and I found the two of them together, and what happened after that, I've told you time and again.
Şöyle oldu : O gece beklemedikleri bir anda eve geldim ve her ikisini birlikte buldum, sonrasında ne olduğunu size tekrar tekrar anlattım.
But them nuggets you found must come from some place!
Artık bunu çekemem. Bulduğumuz altın parçaları bir yerlerden geliyor olmalı.
Tell them you found the money, that you'd misplaced it.
Parayı sonradan bulduğunuzu söylersiniz. Yanlış anladım dersiniz.
You tell him that Chino found out about them and shot her!
Ona söyleyin Chino her şeyi öğrenmiş ve onu vurmuş.
- Aren't you interested in how we found them?
- Onları nasıl bulduğumuzla ilgilenmiyor musun?
- Do you know where he found them?
- Nereden bulduğunu biliyor musunuz?
Certainly sexual associations can be found in almost every case if you look for them hard enough.
Yeterince uğraşırsan her vakada cinsel bir bağlantı bulabilirsin elbette.
I found the shoes. You mean, you stole them.
Ayakkabıları buldum.
You found it and there are witnesses. Lots of them.
Sen tanıkların önünde onu buldun.
Send them along, and anything else you found.
Bulduğunuz herşeyi gönderin.
I remember it started and then I could only see them like you found down there.
Başlangıcı hatırlıyorum ama sonra görebildiğim tek şey onlardı... Aynı o aşağıda bulduğunuz şeyler gibi.
Any one of them could've found you.
Aralarından biri seni bulabilirdi.
You're going to leave here without them and run off on some wild-goose chase halfway across the galaxy just because you found a discrepancy in a hydrogen cloud?
Samanlıkta iğne mi arayacağız çünkü hidrojen bulutu içinde bir farklılık buldunuz?
... but you know, Harry's clothes, the ones we found by the pool, he didn't wear them that night according to the inspector.
Ama şu elbieler, Harry'ninkiler... Havuzun başında bulduklarımız, Dedektif, Harry'nin o gece o elbiseleri giymediğini düşünüyor.
In which you talk of meeting a man in a café and of how your wife took these pills and died of them, and you found her dead.
Kafede konuştuğunuz adam... karınızla buluşmuş... eve geldiğinizde... onu ölü buldunuz.
Evidently we were wrong because you haven't found them yet!
Görünen o ki yanılmışız, çünkü henüz onları bulamadın.
Then, as Armando says, you can travel with them to Florida, found your own colony in the Everglades and live happily ever after.
Sonra, Armando'nun dediği gibi, onlarla Florida'ya gidebilir Everglades'te kendi koloninizi kurar ve sonsuza dek mutlu yaşarsınız.
Don't tell them! Well, I suppose there is no need asking if you've found a lead.
Herhalde hiç ipucu yok, değil mi?
You see, we found that when the plaster swells, it makes them appear a half to a full size larger than they really are.
Görüyorsunuz, plaster şiştiğinde gerçekte olduğundan daha büyük bir ölçüye ulaştığını gördük
Well, I always did want to give them what I'd learned about flying, if that's what you mean by love, but I never found the way.
Uçmak konusunda öğrendiğim şeyleri her zaman onlarla paylaşmak istedim ; eğer sevgiden kastın buysa. Ama bir yolunu bulamadım.
If anybody was in the galoshes business, he could have found millions along the roadside, because you couldn't walk with them.
Eğer galoş işinde olan birileri olsaydı o yol boyunca milyonlar kazanabilirdi çünkü yürümek imkansızdı.
you found me 135
you found it 223
you found us 32
you found out 26
you found her 91
you found him 147
you found something 73
you found the body 27
found them 38
theme 39
you found it 223
you found us 32
you found out 26
you found her 91
you found him 147
you found something 73
you found the body 27
found them 38
theme 39
them 588
themselves 24
theme song 16
themed 19
theme music playing 79
theme music 17
them's the rules 20
them too 26
theme song playing 16
you fucking pussy 17
themselves 24
theme song 16
themed 19
theme music playing 79
theme music 17
them's the rules 20
them too 26
theme song playing 16
you fucking pussy 17
you fucking bitch 144
you fucking idiot 110
you fucked up 69
you flatter me 83
you feel me 201
you fucking dick 17
you fucking asshole 99
you fucking whore 34
you fucking cunt 67
you figure it out 87
you fucking idiot 110
you fucked up 69
you flatter me 83
you feel me 201
you fucking dick 17
you fucking asshole 99
you fucking whore 34
you fucking cunt 67
you figure it out 87