You found her translate Turkish
1,934 parallel translation
They moved her to the street where the Knife lived, where you found her.
Onu The Knife'ın yaşadığı ve onu bulduğun sokağa götürdüler.
You found her.
Onu bulmuşsunuz.
You found her.
Onu buldunuz demek.
- You found her.
- Onu bulmuşsunuz.
What happened when you found her?
Görüştüğünüzde neler oldu?
You found her?
- Buldunuz mu?
Rut you found her body, yes?
Ruth, cesedini sen bulmuşsun, öyle mi?
So just because you finally found something that you guys can agree on,
Çünkü Lily her gün öğlene kadar uyuyor ve sen de zamanını çatı katında saklanarak geçiriyorsun. Sonunda hemfikir olabileceğiniz bir şey bulmuş olmanız...
You know, I mean, even after all this mess started, I found myself daydreaming about solving her design problems.
Bütün bu olaylar başladıktan sonra bile bir bakmışım ki onun tasarım sorunlarını çözme hayallerine dalıyorum.
I think they just thought, if they spun the story and we found out we'd just keep it quiet because we wouldn't want to diminish his heroism or anything like that but, you know, nobody question's Pat's heroics.
Bence uydurdukları hikâyeyi anlamamız halinde sessiz kalacağımızı düşündüler. Çünkü onun kahramanlığına gölge düşürmek gibi bir şey yapmak istemeyeceğimizi düşündüler Fakat onun kahramanlığını kimse sorgulamaz zaten. O her zaman kahramandı.
You had this at your office. Now we found it in Sidsel Skagestøl's coat which also places her at the scene of Brandt's murder.
Şimdiyse bunu, Sidsel Skagestal'in paltosunda bulduk ki burası da Brandt'in öldürüldüğü mekân.
And so I got her into treatment and found her a welding job, you know, got her back on her feet.
Onun tedavisini üstlendim ve ona geçimini sürdürecek bir iş buldum bir bakıma tekrar ayaklarını yere bastırdım.
Kelly, did you hear how they found her?
Kelly, onu nasıl bulduklarını duydun mu?
You were very specific in your threats, and that's exactly how we found her.
Tehditlerin fazlasıyla kendine özgüydü. Tam da onu bulduğumuz gibi.
Think about everything that you have faced, and no matter how difficult you have always found the graceful way to handle it.
Yaşadıklarını bir düşünsene. Ne kadar zor durumlar olurlarsa olsunlar, sen her zaman üstesinden gelmenin erdemli bir yolunu buldun.
Listen, it is great that you care about her And that you found something that you're passionate about, but, Ned,
O kızı önemsemen ve tutkunu olduğun şeyi yapman çok güzel ama beni dinle.
OK, even though I found a pill from China that helps with the heartburn I get from secrets, why would I want to keep this particular one for you two?
Pekâlâ, Çin'den getirttiğim ilaç her ne kadar sakladığım sırlardan dolayı ağrıyan mideme iyi gelse de neden "bu sırrı" sizin için saklayayım?
You found my sister and brought her back to me.
Kardeşimi buldun ve onu bana geri getirdin.
Boys, you found...
Her zaman öyleydi ve şimdi borç ödendi.
Or maybe he found out and, you know, needed to pretend'cause he didn't want her to think that he married her for money.
Ya da kazandığını öğrendi ve onunla para için evlendiğini düşünmesin diye rol yaptı.
- You've found her.
- Buldun. - Güzel.
But, you see, the thing is we already found a card in her jacket.
Ama diğer yandan zaten ceketinde bir kart bulmuştuk.
In any event, I found you together.
Her halükârda sizi birlikte buldum.
Well, a... a few months ago, you found out that your mother was living a secret life, hiding her homosexuality from you.
Birkaç ay önce annenin gizli bir hayat yaşadığını ve eşcinselliğini senden gizlediğini öğrendin.
And I think I found her killer. Rachel is finally gonna be able to be with her family. When you didn't let me out of lockup yourself,
Ve bence ben de katilini buldum.
I was following Lois in case she found Sacks before you did.
Sacks'i senden önce bulur diye her ihtimale karşı Lois'i izliyordum.
That's really all I can tell you. I... I found her.
Tüm söyleyebileceklerim bu kadar.
Just fucking tell her what you found on the fuck...
Mıçtırtma, ne bulduğunu anlat...
Just tell her what was written in blood on the toilet wall where you found Margaret Byrne.
Margaret Byrne'ı bulduğun tuvaletin duvarında kanla ne yazıldığını söyle.
You have to know I found out all I could about you.
Hakkında bulunabilecek her şeyi bulduğumu söylemeliyim.
So you've found her?
Demek onu buldun, öyle mi?
Did she tell you I found a letter my father wrote, begging her to let me come live with him?
Babamın bir mektup yazıp, onunla yaşamama izin vermesi için yalvardığını da anlattı mı?
Warning him that you had found her phone
Onu uyardınız.
Well... Bless her soul, Floria found God, and, uh, and as part of her amends - - you - - you know something about amends, don't you, Lieutenant?
Eh... ruhu şad olsun, Floria tanrıyı buldu, ve ifade değişikliklerinin bir parçası olarak...
They'll make sure everything is safe for you and the $ 30,000 in old $ 20 bills we found in your dresser.
Sizin için her şeyin güvenli olmasını sağlayacaklar ve bu arada dolabınızda eski tasarım 20'lik banknotlardan oluşan 30.000 $ nakit bulduk.
- You know. You didn't pawn everything though, because we found this in your bedroom.
Her şeyi rehin bırakmamışsın, çünkü bunu yatak odanda bulduk.
Whoever was involved in releasing that information will be found, I promise you.
Bu bilgileri sızdıran her kimse size söz veriyorum, bulunacaktır.
Everything I found, you have.
Bulabildiğim her şeyi sana verdim.
Guys, you guys, he found her! Ahh.
Çocuklar, onu buldu!
Every woman my boy dates will get compared to me, and they will be found wanting. He's very lucky to have you as his mother.
Oğlumun çıktığı her kız benimle kıyaslanacak ve onları yetersiz bulacak.
She was always jealous of mine and Nate's past and when she found out I was seeing you...
Beni her zaman Nate ile olan geçmişimden dolayı kıskanıyordu. Ve seninle görüştüğümü öğrenmesi de onun için...
Yeah. When I found out that Miss Ponderosa here had been cast out of her marital home... I-I only thought it was fair that you assumed her debt... in addition to the alimony payments, of course.
Bayan Ponderosa'nın gelin geldiği evden kovulduğunu öğrenince onun borçlarını üstlenmenin ve tabii ki bir de nafaka ödemenin adil olacağını düşündüm.
Without you there to rebel against, she never found her voice.
Ona kafa tutan bir annesi olmadığı için, yüksek sesi hiç keşfedemedi.
Do you know that in the middle of all the madness tonight, I found myself talking to Sarah, and I was telling her to take a leap?
Biliyor musun, tüm bu çılgın gecenin ortasında, kendimi Sarah'ile konuşurken ve ona cesaretli olmasını söylerken buldum.
Um, I don't know if you can hear me, but I've'found her.
Beni duyuyor musunuz bilmiyorum ama onu buldum...
Five minutes. I don't know if you can hear me, but I've found her.
Beni duyuyor musunuz bilmiyorum ama onu buldum.
You found her?
Onu buldun mu?
You were the one who found her body.
Onu bulan sendin.
- You mean when they found her?
Onu bulduklarında mı verdiler?
It got a little better when I came to Tower, with other kids like me, but, you know, high school's always high school, with its popular kids and it's fringes, and that's soon where I found myself again,
Kule'ye geldiğimde işler daha iyi hale geldi başkaları da benim gibiydi. Ama bilirsiniz, lise her yerde lisedir. Popüler çocuklar ve dışlananlar vardır.
Well, we may not be able to find you, but we found her.
Sizi bulamayabiliriz ama onu bulduk.
you found me 135
you found it 223
you found us 32
you found out 26
you found them 39
you found him 147
you found something 73
you found the body 27
found her 49
here 35434
you found it 223
you found us 32
you found out 26
you found them 39
you found him 147
you found something 73
you found the body 27
found her 49
here 35434
hermes 98
here we go 9033
hernandez 57
hermano 85
here you go 5858
heroes 83
hero 275
heroine 19
hers 94
herpes 52
here we go 9033
hernandez 57
hermano 85
here you go 5858
heroes 83
hero 275
heroine 19
hers 94
herpes 52
here we go again 374
heroic 33
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
hermann 78
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
heroic 33
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
hermann 78
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366