You heard translate Turkish
46,593 parallel translation
You heard me.
Beni duydun.
Have you heard anything about Maurycy?
Maurycy'den bir haber var mı?
I was sitting here talking to you and now I don't know what you heard and what you missed.
Ben oturmuş sizinle konuşuyordum şimdi neyi duydunuz, neyi duymadınız, bilmiyorum bile.
- What did you just call me? - You heard me.
- Bana ne dedin bakayım?
You heard Ahmanet.
Ahmanet'i duydun.
You heard that?
- Duydun mu?
Why didn't you answer when you heard me call?
Neden beni aradığınızı duyduğunuzda cevap vermedin?
You heard me.
Ne dediğimi duydun.
And I swear, honey deep in my belly, you heard me cry.
Sana yemin ederim tatlım nasıl içten içe ağladığımı hissediyordun.
You heard how much pain I was in because you and I are bonded no matter who your father is.
Ne kadar acı çektiğimi hissediyordun çünkü baban kim olursa olsun birbirimize gönülden bağlıydık.
You heard him, back to the submarine.
Onu duydunuz, denizaltıya dönün.
Have you heard of that thing?
Şu şeyi duydun mu?
I think you heard me what... maqueen over here.storm, can we get some pictures?
Bence ne dediği mi duydun Ne... McQueen bu tarafa.
Have you heard of Thomas dowdy?
Thomas dowdy'yi duydunuz mu?
I heard you're the one who hustled those penny stocks in that shitty office you had downtown.
Hustled olan sensin Şehir merkezinde yaşadığınız o boktan bürodaki şu kuruşluk hisse senetleri.
- Yeah, I heard you.
- Evet, seni duydum.
You must have heard of this sociopath.
O sosyopatı siz de duymuşsunuzdur.
I heard you just moved here.
Buraya daha yeni taşındığını duydum.
I heard you by the bridge. I know what a girl sound like.
Köprü altında duyduğumda sesin kız gibiydi.
You heard that.
Bunu sen de duydun.
You heard it?
Duydunuz mu?
You heard it.. you forgot it..
- Hayir!
Do you think she heard me?
Sizce beni duymuş mudur?
I heard you the first time.
- İlk deyişinde duydum.
I've heard you've been having some troubles at school.
Okulda bazı sıkıntılar yaşadığını duydum.
I heard you, Anne.
Anladım Anne.
You think I haven't heard that 100,000 times, Mark?
Bunu yüz bin defa duymadığımı mı sanıyorsun Mark?
You might've heard something?
Bir şeyler duymuş olabilir misin?
"The last words I heard the dude say was, "'You won't use that.'
" Çocuğun söylediği son kelimeler'Onu kullanmayacaksın.'oldu.
I heard you had trouble with the Headmaster.
Müdürle sorun yaşadığını duydum.
I don't know if you've heard, but they're doing a spin-off of one of my...
Eski bir işimin devamını yayınlayacaklar...
You've heard the expression'penny for your thoughts.' Well, here are ten dimes for your thoughts.
'Aklından geçeni öğrenmek için param feda olsun'derler ya, senin düşüncelerin beş para etmez.
I heard you speak very well.
Senin hakkında çok şey duydum.
Heard about what happened to you and Ben.
Ben ve sana olanları duyduk.
Do you know? I've heard rumors that you can tap into phones with just your mind. Break into bank accounts with the click of a finger.
Biliyor musun, duyduğum dedikodulara göre sadece zihnini kullanarak telefonları dinleyebiliyor, tek bir parmak şıklatmasıyla banka hesaplarına girebiliyormuşsun.
I heard you was in Phoenix.
Phoenix'te olduğunu duymuştum.
I've heard that you're a low-down, Yankee liar.
Senin alçak, yalancı bir Yanki olduğunu duydum.
So, Brian, I heard you have a really awesome friend.
Brian, harika bir arkadaşın olduğunu duydum.
- Things you've heard.
- Duyduğun o şeyleri. - Mesela?
You're right, I have not heard _ since Cybertron fell.
Senin sesini Cybertron düştüğünden beri sesini duymamıştım.
You've heard about this?
Bunu duydun mu?
I heard you challenged Mr. Campbell to a fist fight.
Bay Campbell'e yumruk dövüşüne meydan okuduğunuzu duydum.
I was looking at the AV system, and I heard the crash and, you know, I did...
AV sistemine bakıyordum, Ve kazayı duydum ve biliyorsun, ben yaptım...
I heard you got a new man I see you takin'a pic
Yeni bir adamın varmış gibi geldiğini duydum, resim çekiyorsun.
I've heard lots about you, too
Ben de senin hakkında çok şey duydum.
We heard you had a hidden command base, but we could never find it.
Gizli bir komuta üssün olduğunu duyduk ama hiç bulamadık.
Yes, I've heard about you.
Evet, senin hakkında birşeyler duymuştum.
We've heard a great deal about you.
Hakkınızda çok şey duyduk.
You're old accept it I told him that he is probably losing his hearing he said you're old, I heard him you'll never be as fast as storm but you can be smarter than him okay what do I you said you were in a demolition derby
Yaşlısın kabullen - Bende demiştim İşitme sorunları yaşıyorum gibi Yaşlı olduğunu söyledi
I heard you're selling mud flap after today is that true?
Duyduğuma göre bugünden sonra çamurluk satacakmışsın doğrumu?
Haven't heard a lot of mandarin around here, have you?
Duymadım Bir sürü mandalina Burada, sende