You heard the captain translate Turkish

You heard the captain.

Yüzbaşıyı duydun.

You heard the captain.

- Kaptan'ı duydun.

You heard the captain, lads.

Kaptanı duydunuz millet.

You heard the Captain.

Kaptanı duydun.

You heard the Captain.

Yüzbaşıyı duydun.

You heard the captain, dismissed.

Kaptanı duydunuz, dağılın.

You heard the Captain, everyone.

Kaptanı duydunuz.

You heard the captain.

Kaptanı duydunuz.

You heard the captain.

Kaptanı duydun.

You heard the Captain.

Kaptanı duydunuz.

You heard the Captain.

Kaptanı duydun

You heard the captain!

- Kaptanı duydunuz!

- You heard the captain! Stow it!

Kaptanı duydunuz!

You heard the Captain.

Seven, bir insan olarak doğdu.

You heard the captain.

Yüzbaşının dediklerini duydun.

All right, men, you heard the captain.

- Pekala beyler, kaptanı duydunuz.

You heard the captain, wolfe.

Kaptanı duydun, Wolfe.

Well, you know, you heard the captain.

Kaptanı duydunuz. Hadi yerine.

- You heard the captain.

- Yüzbaşıyı duydunuz.

- Come on, you heard the captain.

- Hadi komiseri duydun.

Officers, you heard the captain.

Beyler, Yüzbaşıyı duydunuz.

Okay, you heard the captain.

Yüzbaşıyı duydunuz.

You heard the captain, people.

Kaptanı duydunuz, millet.

I've heard a good deal about you, Captain... from the ladies.

Sizin hakkınızda çok güzel şeyler duydum yüzbaşı bayanlardan tabii.

But then, you heard Captain Fry's opinion of the whole enterprise.

Ama Kaptan Fry'dan bu olayla ilgili düşüncelerini duydunuz.

Oh, by the way, sir, have you heard that General Mireau... ordered his own battery commander, Captain Rousseau... to open fire on his own positions during the attack?

Bu arada General Mireau'nun kendi tabur komutanı Yüzbaşı Rousseau'ya... saldırı sırasında kendi askerlerine ateş açması... emrini verdiğini duydunuz mu, efendim?

You heard what the captain said.

Yüzbaşının dediğini işittin.

As to Mr. Ferguson you have heard his former superior Detective Captain Hansen, from that great city to the north testify as to his character and ability.

Bay Ferguson'a gelince karakteri ve kabiliyeti hakkında kuzeydeki büyük şehirden gelen eski amiri Dedektif Kaptan Hansen'ın ifadesini duydunuz.

About us? Honey, what the captain said and what you heard at the union office back in Seattle, it's true.

Tatlım, Kaptanın dedikleri ve şirket bürosunda duydukların doğruydu.

- Doctor, you heard the computer's analysis of Captain Kirk's physical age.

Kaptan Kirk'ün fiziksel yaşıyla ilgili bilgisayar analizini duydunuz. - Aynı fikirde misiniz?

But you heard what he called the captain. Forget it.

- Kaptan'a ne dediğini duydun.

No, captain. I'm sure I would have heard of the arrival of other men like you.

Eminim ki sizin gibilerin geldiğini mutlaka duyardık.

We are grateful that you heard the signal, Captain. The signal?

Sinyali duyduğunuz için minnettarız Kaptan.

You heard what the captain said.

Yüzbaşıyı duydun.

I have heard nothing but the highest praise for you, Captain Mundt.

Evet, sizin hakkınızda hep övgüyle konuşulduğunu duydum Yüzbaşı Mundt.

We're taking this guy Captain Willard up the river, but he hasn't told us yet where we're taking him. Thought you might have heard by now from...

Yüzbaşı Willard diye bir herifi nehirden yukarıya götürüyoruz, ama hala tam olarak nereye gittiğimizi bize söylemedi.

You heard what the captain said.

Rahatla, Lemchek. Yüzbaşının dediğini duydun.

Come to the fire and tell me what you've heard of dashing Captain Cully and his band of freemen.

Ateşin yanına gel ve muhteşem Kaptan Cully ile onun tayfaları hakkında duyduklarını anlat.

You heard what the Captain said.

Kaptan'ı duydunuz.

I heard the Commander call you Captain.

Komutanın size Kaptan [br] dediğini duydum.

But you heard what he called the Captain.

Ama kaptan için ne dediğini duydun.

Marcus went off to brief the captain and I heard what you were up to... so I thought I'd come and check it out.

Marcus, kaptana bilgi veriyor. Ben de neler yaptığını öğrendim ve gelip bir bakmak istedim.

You heard the Captain.

Kaptan'ı duydun.

Have you heard from the captain?

Kaptandan haber aldınız mı?

You've only heard one side of the story, Captain.

Hikayenin yalnızca bir tarafını dinlemişsin Kaptan.

Kikuchiyo-sama, you heard what the bandit captain said, didn't you?

Kikuchiyo-sama, Haydut Liderinin sözlerini duyduğunuza eminim.

You've heard the Captain's reports.

Yüzbaşının raporlarını duydunuz.

You heard me. If you think Max Hudson killed his wife, then we need to call the Captain.

Beni duydun.Max Hudson karısını öldürdüğünü düşünüyorsan,

Mr. Goddard, where exactly were you standing when you say you heard the officer in the dock, Captain Preston, give the order to fire?

Bay Goddard,... Yüzbaşı Preston'un ateş emrini verdiğini duyduğunuz anda tam olarak, nerede duruyordunuz?

Captain preston, you have heard the words of Richard Palmes.

Yüzbaşı Preston, Richard Palmes'ın dediklerini duydunuz.

You heard the captain.

Yüzbaşını duydunuz.