English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You heard it

You heard it translate Turkish

4,059 parallel translation
Have you heard it?
Duydunuz mu?
I thought I should let you know before you heard it from someone else.
Başkalarından önce benden duymanı istedim.
Yeah, well, you heard it.
Evet, duydunuz.
You heard it.
- Duymuştun?
She was Albertson's girlfriend, and she had no idea that he had died until I told her. You heard it.
Duydunuz.
Not just because I heard it from your father, but because I helped create you.
Sırf babandan duyduğum için değil senin yaratılmana katkıda bulunduğum için de.
You heard of it?
Bunu elimden düşüremiyorum.
[Shutter clicking] So I heard you caught the guy who did it.
Yapan adamı yakalamışsınız diye duydum.
We have to. You heard coach... he said he didn't want it!
- Koçu duydunuz.
I heard you two kids are trying to give it a go.
İkinizin, birlikte olmaya karar verdiğinizi duymuştum.
I hope you heard that joke. That was meant for you to hear it.
Umarım deminki espriyi duymuşsunuzdur, duymanızı istedim çünkü.
You've heard of it?
Duymuş muydunuz?
You heard it, too?
- Sen de duydun mu?
How do you know? Because I heard it.
Duydum da ondan.
Well, I heard it was all booked, but then again, you do know the owner.
Duyduğuma göre tamamen doluymuş ama sonuçta otel sahibini tanıyorsun.
I heard you've been losing and it's, uh, been affecting your work.
Kaybettiğini ve bunun da işini etkilediğini duydum.
And then I heard you sing, and it came to me.
Sonra şarkınızı duydum ve anladım.
You heard me say it was the shim!
Takoz dediğimi duymuştun.
Stay up another 27 hours, it'll be the funniest damn thing you ever heard.
27 saat daha uyumasan, duyduğun en komik şey bu olur.
You've heard it a hundred times.
Yüz kez dinlemişsindir zaten.
You got it. Briggs, man, I hope you heard all that, man.
Anladım.
Bobby heard "Man," which, you know, kind of made it easier to talk about.
Bobby onu bir adam sandı ve böylece bu konudan bahsetmek biraz daha kolay oldu.
But you could say I heard it from a reliable source.
Ama güvenilir bir kaynaktan duydum denebilir.
You've heard of it?
Hiç duymuş muydun?
I hadn't heard that Boyd was going out of business such that you could take it over.
Boyd'un iflas ettiği kulağıma gelmedi ki sen devralasın.
Yeah, I've heard all the speeches, so, you know, thanks all the same, but you can save it.
Bütün konuşmaları duydum. Yaptığın herşey için sana teşekkür ederim.
Although, I have been known to bend the rules if it's something I like. I heard you like good scotch.
Sevdiğim bir şey olursa kuralları esnetebilmemle tanınmışımdır.
I take it you've already heard about Bobby and me shutting off your oil.
Bobby ile birlikte petrolünü durdurduğumuzu duyduğunu anlıyorum.
I know you've probably heard some ridiculous rumors about this place, but I can assure you, it's all bollocks.
Muhtemelen bu yerle ilgili garip söylentileri duymuşsunuzdur ama sizi temin ederim ki, bunlar tamamen saçmalık.
I turned it off when I heard you knocking.
Kapıyı çaldığınızı duyunca kapattım.
- I heard it, you think I'm lying!
- Duydum, sence yalan mı söylüyorum!
I take it you heard about what happened last night.
Dün gece olanları duydun demek.
You probably heard about it.
Belki duymuşsundur.
And when I heard about the opening here, I researched your division And found out you guys really get it done.
Burada eleman açığı olduğunu duyduğumda departmanınızı araştırdım ve sizlerin gerçekten de çok iyi işler başardığını öğrendim.
Have you ever heard such a superior, know-it-all tone?
Her şeyi biliyor, tonu var.
Have you heard the river singing, as it did when Anthony and your brother Richard Grey died?
Anthony ve kardeşin Richard Grey'in öldüklerinde olduğu gibi nehrin şarkı söylediğini duydun mu?
Do you think it's odd I haven't heard from Larry since Thanksgiving?
Şükran Günü'nden sonra Larry'den ses soluk çıkmaması sence garip mi?
I must admit, when I heard it was you, well, I had to come myself.
Kabul etmeliyim ki sen olduğunu duyduğumda kendim gelmek istedim.
Kansas. You heard of it?
Kansas'ı duydun mu hiç?
But I heard you were reinstating it.
Ama tekrar yapacağınızı duydum.
Only Alice Vexin heard you when you came to retrieve it, and raised the alarm.
Ama Alice Vexin ceketi almaya geldiğinizde sesinizi duydu ve alârmı çalıştırdı.
- If you heard that a frozen yogurt shop in your neighborhood Had a poo flavor, you're saying you wouldn't go to check it out? - No.
Mahallendeki bir donmuş yoğurtçuda, kaka aromalı bir yoğurt olduğunu duysan gidip bakmayacağını mı söylemek istiyorsun?
Um, so, when you left your shift and you left the kid to die, had you just heard about it, or did you walk in on your wife banging some other guy?
Vardiyandan kaçıp o çocuğu ölüme terk ettiğinde bunu sadece duydun mu yoksa karını başkasıyla sikişirken mi yakaladın?
Somebody has it in for me, enough to pull strings to put you into Graceland to investigate me, enough to make it look like I killed a guy I'd never even heard of.
Beni kim olduğunu bile bilmediğim birini öldürmüş gibi gösteriyorlar.
You see, I heard you were out here busking, and I just had to come see it with my own eyes.
Sokakta çaldığını duydum gelip kendi gözlerimle görmem gerekir diye düşündüm. Evet.
Surprised you haven't heard of it yet.
Henüz duymamış olman beni şaşırttı.
That's not the most self-involved thing I've heard you say, but it's definitely up there.
Tamam. Söylediğin en bencilce şey değil ama kesinlikle listenin yukarısında.
You've heard some of my story, but not all of it.
Benim hikâyemi duymuşsun, ama hepsini değil.
You all heard it!
Hepiniz duydunuz.
It's ten o'clock and I still haven't heard from you.
Saat 10 oldu ve senden hala haber alamadım.
You realize it was because he heard you two fighting, right?
İkinizin kavga ettiğini duyduğu için kaçtığını biliyorsun değil mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]