You mean that translate Turkish
21,635 parallel translation
Did you mean that?
Bunu mu demek istedin?
And by "went to bed together," do you mean that we had sex?
"Birlikte yatağa girdik" derken seksten mi bahsediyorsun?
You mean that I can't get a word in edgewise?
Bir şey söylemeye fırsatım olamamasını mı kastediyorsun?
What the hell do you mean that Owen's not gonna be there with you?
Owen seninle gelmeyecek mi yani?
[Noah] What do you mean that you can't find her?
Uzmanlarımız orada.
An example of what you mean by that.
- Ne demek istediğini açıkla.
I mean, you knew what he was doing, that he was in the drug trade, and you were the sheriff, but that didn't, like, really matter, so I never quite understood that part,
Onun ne iş yaptığını biliyordun, uyuşturucu işinde olduğunu. Sen de şeriftin ama pek sorun değildi senin için. Hiç anlamadım o kısmı.
You mean, aside from the fact that Bob is a homosexual?
Bob'un homoseksüel olması dışında başka bir sebep var mı?
I mean, it didn't occur to me when I sent you the letter that, um... but the last thing I want to do is cause you any trouble.
Sana o mektubu gönderirken aklıma gelmemişti ancak isteyeceğim son şey başını belaya sokmak.
You can't mean that.
Öyle deme.
You don't mean that.
Öyle demek istemezsin.
Look, I understand that you're upset, and I am here to support you, and yes, you and Daddy, you had a bad day, but that doesn't necessarily mean the end.
Bak, üzgün olmanı anlıyorum ve buraya sana destek olmak için geldim ve evet, babamla kötü bir gün geçirdiniz ama bu bitmesi gerektiği anlamına gelmiyor.
I mean, when you fall in love that quickly, and then all of a sudden that person doesn't exist...
O kadar çabuk âşık olunca ve sonra bir anda o kişi göçüp gidince...
- No, he's not, I'll give you that, but, I mean, nobody's another person.
Orada haklısın ama hangi insan başkası gibi ki?
I mean, you can fuck around with this other shit all you want, but I'm telling you, that's what I wait for.
İstediğinle yatıp kalkabilirsin ama ciddiyim, ben bunu bekledim.
I mean, when you went into that toilet, looking for my earring, I knew I had found my post-sex partner.
Yani, tuvalete gelip küpemi ararken, olası eşimi bulduğumu biliyordum.
However, just because I need your help, it doesn't mean I don't think of you as nothing more than an infidel that I'd rather see dead and buried in the sand.
Ayrıca yardımına ihtiyacımın olması, seni toprağın altında gömülü ölü bir kafir olarak görmeyi isteyeceğim gerçeğini değiştirmiyor.
You mean to tell me that you have had nothing to do with the drone surveillance?
Drone gözetlemesiyle hiçbir alakan olmadığını mı söylemeye çalışıyorsun, anlamadım?
I mean, you're the one looking like that.
Bu durumdan zevk alan tek kişi senmişsin gibi duruyor bunu kastediyorum aslında.
I mean, you know that. I know that you're not religious.
Dindar biri olmadığını biliyorum.
You see, that's completely what I mean!
İşte demek istediğim tam da bu!
Oh, you mean the company that I've taken over?
Şu anda başında olduğum şirketi mi diyorsun?
I mean, lying by omission, that's the worst kind of lie, don't you think?
Yani ihmal ederek yalan söylemek, yalanın en kötüsüdür, değil mi?
I mean, all that time you put in choosing people, and... then you just... took us.
İnsanları seçmek için harcadığınız onca zaman falan. Sonra da bizi öylece aldınız.
I mean that, uh, you have to be... you have to be family.
Yani ailesinden olmanız gerek.
You mean the ones that we used to save your asses.
Kıçınızı kurtarmak için kullandıklarımızı diyorsun?
And I suppose you mean by that the, uh, physically disabled, the mentally diminished.
Sanırım bununla bedensel özürlüleri ve zihinsel olarak yetersiz olanları kastediyorsun.
- No, you don't mean that.
- Hayır, bunu demek istemedin.
- You can't mean that.
- Böyle bir şey söylemek istemedin.
Just so you know - that doesn't mean that me and Sam will...
Bilesin diye söylüyorum, bundan Sam ile birlikte olacağımız anlamını...
I thought it'd mean that people would stop looking for you.
Sen hastaneye gittikten sonra yaptığımız onca şey ile birlikte insanlar seni aramayı keser diye düşünmüştüm.
But that doesn't mean you circumvent me and keep me in the dark.
Ama bu durum seni değil, beni bitiriri.
I mean, what do you say to that?
Yani, buna ne dersin ki?
I mean, can you believe her using that song as a model for their relationship?
Yani, o şarkıyı ilişkileri için örnek aldığına inanabiliyor musun?
- I mean, I was there when they first saw each other that night, Chris and Janine. How can you say it was cursed?
Nasıl olur da lanetli dersin?
I mean, seeing as you seem to be working with that psycho who took my fiancée hostage.
Eğer çalışıyor gibi görünüyor olarak ı görerek, anlamına gelir. Nişanlım rehin aldı piskopatla.
Does that mean anything to you?
Bu sana bir şey ifade ediyor?
Because that would mean you just gave the girl you love a death sentence.
Çünkü anlamına gelecektir. Sadece Bir ölüm cezasını seviyorum kız verdi.
Well, I'm not drinking, if that's what you mean.
Onu kast ediyorsan içmedim.
Say he was. That would mean he was also two-timing you.
Öyleyse, seni de aldatıyordu.
What do you mean, that's it?
Ne yani, bu kadar mı?
Well, until you just said that mean thing, kinda.
Bunu kabaca söyleyene kadar öyle sanıyordum.
But that shouldn't mean that you let your guard down.
Sen ne yapıyorsun?
You know, I mean, I'm still fighting for that.
Yani hâlâ onun için savaşıyorum.
- Yes, I am. - Well, if you really mean that, then you're not the man I thought you were.
- Gitmekte gerçekten ciddiysen sandığım gibi bir adam değilmişsin.
We know that you use girls who mean nothing to you for financial gain.
Sizin için hiçbir anlamı olmayan kızları maddi kazanç için kullandığınızı biliyoruz.
I mean, he could... he could be a little obvious, you know, the way he hit on the, um, waitresses, but, I mean, they're used to that, right?
Biraz fazla belli ediyordu, garsona asılma olayını diyorum. - Ama garsonlar böyle şeylere alışkındır, değil mi?
You mean the ones that come automatically online?
İnternetten otomatik olarak kullanılanları mı kastediyorsunuz?
But that doesn't mean you didn't kill Chris Walker.
Ama bu, Chris Walker'ı öldürmediğin anlamına gelmez.
Yes, but that doesn't mean that we can't talk about it in front of you or you ask questions if you want.
Evet ama bu sizin önünüzde konuşamayacağımız ya da sizin soru soramayacağınız anlamına gelmez.
If you become a soldier, does that mean you become Japanese?
Asker olman Japon olduğun anlamına mı geliyor?
you mean 3569
you mean everything to me 17
you mean it 157
you mean right now 22
you mean me 104
you meant 25
you mean you don't know 16
you meant it 23
you mean now 32
you mean her 17
you mean everything to me 17
you mean it 157
you mean right now 22
you mean me 104
you meant 25
you mean you don't know 16
you meant it 23
you mean now 32
you mean her 17
you mean like this 37
you mean the 33
you mean us 18
you mean like 77
you mean to tell me 17
you mean this 72
you mean you 49
you mean mr 27
that 10639
that's nice 2129
you mean the 33
you mean us 18
you mean like 77
you mean to tell me 17
you mean this 72
you mean you 49
you mean mr 27
that 10639
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's great work 19
that'll be it 25
that's my best friend 28
that's my sister 96
that's good to know 269
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's great work 19
that'll be it 25
that's my best friend 28
that's my sister 96
that's good to know 269
that's for sure 889
that doesn't seem fair 27
that's my baby 48
that's me 2273
that's my man 51
that is 2872
that's my line 54
that is so lame 16
that'll be me 20
that doesn't seem fair 27
that's my baby 48
that's me 2273
that's my man 51
that is 2872
that's my line 54
that is so lame 16
that'll be me 20