English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You mean now

You mean now translate Turkish

2,357 parallel translation
You mean now?
Şimdi mi diyorsunuz?
Wh... what... do you mean now?
N... ne... şimdi mi yani?
I mean, sure, right now, you're bald and leathery ancovered in a thick layer of blubber...
Evet. Şu an kabak gibi köselemsi ve yağla kaplanmış olabilirsin- -
I mean, who knows, you know, we might look back, what, ten years from now, all have ourselves a real big laugh.
Kim bilir, on yıl sonra dönüp baktığımızda kahkahalarla güleriz.
- Look, I know you're concerned about her, but I also know that there's nothing else - I mean, there aren't even any bathrooms in the wilderness. - we can do right now.
Onun için endişelendiğinin farkındayım, ama şu an yapabileceğimiz başka bir şey yok.
What you're saying now couldn't possibly mean...
Bu sözlerinizin anlamı...
So what you mean is that I'm your test. And you've tried to avoid it! But now you're facing it...
Demek istediğin senin için kaçmak istediğin bir bulmaca gibiydim ama sen fikrini değiştirdin ve benimle iyi geçineceksin...
- No, it's just that. After you go to your room now, and what if... I was wondering if you're back to your mean old-self tomorrow morning.
Böyle uyumaya gidersen ve sabah olunca tekrar soğuk Baek Seung Jo olursan ne olur diye düşünüyordum.
I could drop you right now and it wouldn't mean shit to me.
İstesem seni şimdi ele veririm ve benim için hiçbir şey ifade etmezsin.
I mean, I wanna talk to you right now, so now is a good time!
Seninle şimdi konuşmak istiyorum, demek istedim yani. "Şimdi" tam vakti!
What you just said right now... Did you mean it?
Biraz önce söylediklerinde....... samimi miydin?
I mean, this isn't a good time because I'm in the middle of something, but, I mean, I'm glad you called because I was actually just gonna call you right now.
Kötü bir zamanda aradın, çünkü acilen dönmem gerek ama aradığına sevindim, ben de seni arayacaktım.
I mean, we know you have a lot on your plate right now, but you're not going to fuck this up for us.
Şu sıralar zorlu günler geçirdiğinin farkındayız ama bu işi berbat edemezsin.
Does it mean something different to you now than it did before the Maharishi? It could be. It means all sorts of things to me.
Maharishi deneyimi sonrası... örneğin "Tanrı" kelimesi... sizin için farklı bir anlam ifade ediyor mu?
You mean, just now, that was you crossing the road?
Yani az önce karşıya geçmeye çalışan sen miydin?
I mean, I was scared at first quite insecure, but Judah and I have been talking and now I feel a lot better, you know? More positive.
Yani en başta korkmuştum biraz güvensiz hissediyordum, ama Yahuda ile sohbet ettik şimdi daha iyi hissediyorum, anlıyor musun?
No. I'm gonna tell you something right now and I want you to listen because I fucking mean it.
Sana söylemem gereken bir şey var ve beni dinlemeni istiyorum, çünkü söyleyeceklerim hakkında çok ciddiyim.
I mean, chill, man, you're straight blowing me right now, yo.
Yani, sakinleş dostum, beni zıvanadan çıkaracaksın.
At least now you can stop worrying about him and be the best teacher you can be. I mean, who knows?
En azından artık onu unutup iyi bir öğretmen olabilirsin.
I mean, Adam, right now you're going through what's called the alienation phase.
Adam, şu sıralar "yabancılaşma dönemi" denen bir dönemden geçiyorsun.
You know, I mean your cousin probably right now feels kinda hopeless, feels probably like he's alone.
Bilirsin belki kuzenin su anda belki biraz kendini umutsuz ve yalniz hissediyor olabilir
It does mean you're rather well placed to look into this matter for us now, doesn't it?
Bu da demek oluyor ki bizim için bu meseleyi araştıracak en iyi kişi sensin, değil mi?
I mean you're eating for two now, and all you have to eat is eggs?
? Yani sen 2 canlısın ve sadece yumurta yiyoruz
Now, listen, just because one person jumps off a cliff, it doesn't mean you have to follow them.
Hey dinle biri uçurumdan atladı diye onu takip etmek zorunda değilsin, değil mi?
OK now, what do you mean different?
Tam olarak ne kastediyorsun?
I mean, wouldn't you be psyched if Linda walked in here right now and sat down in this tub next to you and said, "Pat, I want to be in love with you again"?
Yani şu kapıdan Linda girse, gelip yanına otursa ve "Pat sana tekrar aşık olmak istiyorum." dese heyecanlanmaz mısın?
I mean, after that much practice, you would think the man would have manslaughter down by now.
Bu kadar tecrübeden sonra adam kusursuz bir katil olmalıydı aslında.
But... maybe you're right. I mean... maybe we shouldn't be feeling safe right now. When I go out in the woods,
Ancak belki de haklısın.
I don't know what kind of guy I'm gonna be in 20 years from now... but I know that you mean a lot to your father.
Şu andan itibaren önümüzdeki 20 yıl içinde ne tür bir adam olacağımı bilmiyorum ancak baban için çok şey ifade ettiğini biliyorum.
I mean, first you were a-a soulless dickbag, and now you're not.
İlk başta ruhsuz bir serseriydin şimdi değilsin.
I mean, that is the last thing he needs right now, you know?
Yani, bu şu anda ihtiyaç duyduğu son şey.
Now, I don't mean to be blunt, but I don't think you should be planning a funeral... the same week you should be focusing on the set list for nationals.
Ölümüm hayatını aksatmasına izin vermemelisin. Anlayışsız davranmak istemem ama bence ulusal yarışma şarkı listesine odaklanmanız gereken hafta cenaze töreni organize etmemelisiniz.
I mean, when did you first think, "I'm a man now"?
Yani, ilk olarak ne zaman "ben şimdi bir adamım" diye düşündün?
I mean, if you look at the situation right now with these football teams in Dillon, with the Lions,
Yani, eğer duruma bakarsan, Dillon'daki futbol takımları arasında olanlar, Lions'ta olanlar...
Now when you say "look after," you mean...
Şimdi ama gözetmek derken yani nasıl...
Now, that would worry me if you were leaving because that would mean you'd have time to solicit my clients.
Eğer gidiyor olsaydın, bu beni endişelendirir çünkü müvekkillerimi kışkırtacak zamanın olur.
Say what now? What d'you mean?
Anlamadım.
You know, I'd give you a hug right now, but unfortunately, you're evidence, if you know what I mean.
Sana şimdi sarılırdım ama ne yazık ki şu an bir kanıtsın, anlıyorsun ya?
I mean, I think right now you're as protected as you can get.
Zaten şu an yeterince korunuyorsun.
You mean because it's one flight now- -
Sonuçta bir kat olmayabilirdi- -
Although, I mean, now that you mention it.
Gerçi iyi oldu hatırlattığın.
- You mean, like, now? - Yeah, now.
şimdi.
I mean, I can't believe you set them up on a blind date And now they're getting married.
Onları ilk randevuya siz çıkarmıştınız ve şimdiyse evleniyorlar.
I mean, you're both fucking foxes, so what - we gotta talk now.
Yani ikiniz de tilkileri beceriyorsunuz bu yüzd - Konuşmamız lazım.
Now, what do you mean by stress?
Peki, stres derken neyi kastediyorsun?
I mean, he's a mentor to you now.
Yani, şimdi senin için bir akıl hocası gibi.
I mean, you said the world is my oyster now.
Sonuçta istediğim yere gidebileceğimi söylemiştin.
You mean for now, right?
Şimdilik diyorsun, değil mi?
I mean, aside from the fact that you're like seven different kinds of naked right now.
Yani, tamamen çırılçıplak olmanın dışında.
# Now I want to do it up so big # Hope, do you still have that vile medicine from your doctor? You mean the ipecac?
¶ çok fazla yapmak istiyorum ¶ Hope, doktorundan aldığın iğrenç ilaçlar duruyormu hala kusturucu ilaçlarmı?
I mean, closer than you and me right now.
su an seninle oldugumuzdan daha yakindim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]