You must be thrilled translate Turkish
45 parallel translation
You must be thrilled.
Mutluluktan uçuyorsundur.
- You must be thrilled.
- Çok mutlu olmalısınız.
- You must be thrilled.
- Heyecanlı olmalısınız.
OH. WELL, YOU MUST BE THRILLED.
Heyecanlanmışsındır.
You must be thrilled.
Çok sevinmişsinizdir.
It's your 1 1 th year, Frankie, playing in Ibiza. You must be thrilled.
Bu senin İbiza'daki onbirinci yılın Frankie, çok heyecanlı olmalısın.
This crowd ; you must be thrilled.
Ne kalabalık ; heyecanlanmış olmalısın.
Well, you must be thrilled.
Heyecanlı olmalısın.
You must be thrilled to be back in the saddle.
Eyerin arkasında olmak seni heyecanlandırmış olmalı.
You had a great season, Coach. You must be thrilled to be here.
Harika bir sezona imza attınız.
- You must be thrilled.
- Heyecanlanmış olmalısın.
You must be thrilled about that.
Bu durumdan çok memnun olmalısın.
You must be thrilled.
Çok keyifli olmalısın.
You must be thrilled.
Çok heyecanlı olmalısınız.
You must be thrilled to be getting rid of him.
Ondan kurtuluyor olduğunuz için seviniyor olmalısınız.
You must be thrilled.
Çok etkilenmiş olmalısın.
You must be thrilled.
Çok heyecanlanmış olmalısın.
Congratulations, Owen, you must be thrilled to death.
Tebrikler, Owen! Heyecandan ölüyorsun değil mi?
You must be thrilled. I mean, you were no fun as Echo's Handler and now you get to be twice as no fun as head of security. Yeah, well.
Çok mutlu olmalısın çünkü Echo'nun amiriyken hiç eğlenmiyordun güvenlik şefi olunca iki kat eğlenmiyorsundur.
You must be thrilled.
Heyecanlı olmalısın.
You must be thrilled, huh?
Heyecanlı olmalısın, değil mi?
You must be thrilled.
Çok heyecanlı olmalısın.
You must be thrilled...
Heyecandan bayılıyor olmalısın...
You must be thrilled!
Çok iyi işte.
You must be thrilled to be nominated so early in your career. I imagine everyone's asking you that. Oh.
Eminim herkes bunu soruyordur.
You must be thrilled!
- Heyecanlanmış olmalı.
- You must be thrilled by the results.
- Teklifler karşısında çok heyecanlanmış olmalısın.
- You must be thrilled.
Çok mutlu olmalısın. - Mutluyum.
You must be thrilled.
Heyecanlı olmalısınız.
You must be so thrilled, Oscar.
Çok yorgun olmalısın, Oscar.
You must be absolutely thrilled.
Oldukça heyecanlanmış olmalısın.
You both must be thrilled about it.
İkinizi de çılgına çevirmiş olmalı.
She must be so thrilled for you.
Senin adına çok heyecanlanmış olmalı.
You must be thrilled!
Fred! Heyecandan başın dönüyor olmalı!
You and you're wive must be thrilled!
Karınla sen çok heyecanlı olmalısınız!
She must be thrilled you're not in Frankfurt every week.
Her hafta Frankfurt'ta olamıyorsun, çok sevinmiş olmalı.
Oh, wow, you must be so thrilled.
Çok heyecanlanmış olmalısın.
You must be thrilled!
Heyecanlı olmalısın!
I know Clara must be thrilled to have you back.
Döndüğün için Clara çok sevinmistir.
You must be so thrilled.
Çok heyecanlı olmalısın.
You must be... thrilled that I'm finally gone... out of the way.
Sonunda ölüp, yolundan çekildiğim için mutlu olmalısın.
You must be so thrilled.
Çok heyecanlanmış olmalısın.
you must be tired 132
you mustn't 153
you mustn't worry 18
you must be joking 157
you must be careful 40
you must be proud 26
you must be busy 17
you must have 63
you must be kidding 67
you must understand 119
you mustn't 153
you mustn't worry 18
you must be joking 157
you must be careful 40
you must be proud 26
you must be busy 17
you must have 63
you must be kidding 67
you must understand 119
you must be hungry 125
you must come 65
you must eat 53
you must be mad 34
you must go 150
you must be new here 18
you must be so proud 34
you must be very happy 17
you mustn't do that 20
you must be very proud 55
you must come 65
you must eat 53
you must be mad 34
you must go 150
you must be new here 18
you must be so proud 34
you must be very happy 17
you mustn't do that 20
you must be very proud 55