English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You should be dead

You should be dead translate Turkish

157 parallel translation
You should be dead.
Ölmeliydin.
You should be dead for not listening to good advice
Önerimi dinlemeyerek mezarını kazdın
You should be dead.
Ölü olacaksınız.
You should be dead, you killed my wife, such cold-bloodedly.
Karımı öldürdün, ölmeyi hak ediyorsun seni soğuk kanlı zalim
- People like you should be dead.
Senin gibileri yasamayi bile hak etmiyor.
You should be dead.
Ölmüş olmalıydın.
You should be dead, bastard...
Bu kadar güçlendiğini tahmin etmemiştim.
By all rights, you should be dead.
Ölü olmalıdır.
You should be dead.
Ölmen gerekli.
Joxer? You should be dead.
Ölmüş olmalıydın.
But you... You, you fucking baby raper. - You should be dead.
Ama sen, seni sikik bebek tecavüzcüsü.
By all medical standards, you should be dead right now.
Tüm tıbbi standartlara göre şimdi ölmüş olmalıydınız, Bayan Halliwell.
You should be dead.
ÖImüş Olman Gerekiyordu.
You should be dead too.
Sende ölmüş olmalıydın.
Straight ahead 20 feet, and you should be dead under the room.
Duz 20 adim gidersen, odanin altinda olmus olursun
You should be dead, but apparently you weren't ready for that either.
Ölmüş olmalıydın, ama açık ki ama buna da hazır değildin.
You should be dead.
Ölmüş olman gerekiyordu.
You should be dead, you little fucking prick!
Gebermeliydin seni sikik sapık!
You should be dead, but you're not.
Ölü olmalısın, ama değilsin.
- You should be dead.
- Sen ölmüş olmalıydın.
Then, yes, you should be dead.
O zaman, evet. Ölmen gerekiyordu.
But you... you should be dead.
Ne dersin? Öldün olmalıdır.
- You should be dead. - Uh, what?
- Senin ölmen lazımdı.
Honestly, you should be dead already.
Açıkçası, çoktan ölmen gerekirdi.
Should Matahachi be dead, what will you do?
Matahachi öldürülmeli, sen ne yapacaksın?
The country you were taught to know will be dead... and that's how it should be.
Senin bildiğin o ülke artık yok. Öyle de olmalıydı zaten.
Do you suppose it'll be acceptable that Bligh should return after a two-year voyage with his ship laden with dead plants?
Sizce eğer Bligh iki yıllık bir seferden gemisinde bir sürü ölü bitkiyle dönse bu kabul edilebilir olur muydu?
Logically, you should all be dead.
- Mantıki olarak ölmeniz gerekirdi.
You should be satisfied Marot is dead, and so are your theories.
Marot'un öldüğünden ve teorilerinizden memnun olmalısınız.
Don't you think all ex-lovers should be dead?
Sence de eski sevgililerin ölmeleri gerekmiyor mu?
I have no desire to be a loose person... and you should stop drinking before you get dead drunk.
Öyle gevşek bir kimse olmaya hiç niyetim yok... ve sen körkütük sarhoş olmadan önce içmeyi bırakmalısın.
You should be glad my father's dead.
Babamın öldüğüne memnun olman gerekir.
I owe you many apologies, my dear Watson, but it was all-important that it should be thought I was dead, and it is quite certain that you would not have written so convincing an account of my unhappy end
Sana çok özür borçluyum, sevgili Watson, fakat hepsi hayatiydi. Ölmüş olarak bilinmeliydim. Mutsuz sonumun gerçek olmadığını bilseydin böyle inandırıcı bir açıklama yazmayacaktın.
You should be dead! - Move!
- Kıpırda!
You both should be dead!
Siz ikiniz ölmelisiniz!
He's so out of breath, he's half-dead. The least we can do is applaud. You should be more appreciative.
Baksana Nefesi tükenmiş acımasız olma... daha anlayışlı olmalısın!
You should listen carefully to what the Chief says Once he's dead, nothing can be done.
Dediğibi yapsan iyi olur... yoksa hıncını senden alır!
You're the one who should be dead
Asıl sizler ölmelisiniz!
Otherwise you'd be dead. And you should know it.
Aksitakdirde şimdiye çoktan ölmüş olurdunuz.
By the time you watch this, your friend Whistler should be dead.
Bunu izlediğin zaman, arkadaşın Whistler ölmüş olmalı.
It was gonna be for Michael and I, but since our love is... Dead... you two should take it.
Michael'la benim içindi fakat aşkımız... öldü... siz alabilirsiniz.
You should be fucking dead!
Sen ölmeliydin!
You might say that Jaspers should be dead.
Ona Jaspers'ın ölmüş olması gerektiğini söyleyebilirim.
You should give me a medal. You'd be dead if it weren't for me.
Bana madalya takman gerekir, çünkü ben olmasam çoktan ölmüştün.
If you should awake to find me dead... Shh! You must be sure, at least, of this :
Uyanıp da, öldüğümü görürsen bir tek şeyden emin olabilirsin gerçekten sevilen bir kadındın.
If you're gonna drop dead of something, you should at least be able to spell it, right?
Bir şey seni gebertiyorsa en azından adını söyleyebilmeli insan.
I applaud your spirit, girls. But you should know that most of those streets turn out to be dead ends.
Hevesinizi takdir ettim, kızlar, ama bilin ki ; bu sokakların çoğu çıkmazdır.
You should be as alive as can until you're totally dead.
Tamamen ölene kadar canlı canlı yaşamalıyız.
" She is dead and you have earned what should be earned.
" O artık öldü ve siz de kazanacağınız kadarını kazandınız.
You should be kissing my ass.You were dead meat dude.
Kıçımı öpüyor olmalıydın. Ben olsam kokmuştun bile.
You should be glad he's dead.
ÖIdüğü için memnun olmalısın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]