You should be proud translate Turkish
666 parallel translation
You should be proud of her.
Onunla gurur duymalısın.
You should be proud of her.
Onunla çok gurur duymalısın.
You should be proud!
Kendinle övünmelisin!
You should be proud that your young ladies have the privilege of pioneering a new frontier.
Senin genç bayanların, yeni bir sınıra öncülük etme şerefine sahip olduğu için gurur duymalısın.
- You should be proud to take her.
- Onu götürmekten gurur duymalısın.
Oh, Suzanne, you should be proud to be Eurasian. And proud of your Chinese heritage.
Oh, Suzanne, Avrasyalı olmaktan gurur duymalısın Çinli mirasından da öyle.
You should be proud, real proud.
Kendinle gurur duymalisin, hem de çok.
- You should be proud.
- Gurur duymalısınız.
You should be proud that a Baskerville... should so much as look at your miserable child.
Bir Baskerville'in senin sefil çocuğunla bu kadar çok ilgilenmesinden gurur duymalısın.
You should be proud.
Gurur duymalısın.
You should be proud, Virgie.
Gurur duymalısın Virgie.
- You should be proud of me.
- Benimle gurur duymalısın.
You should be proud of yourself.
Kendinle gurur duymalısın.
If you are proud of the P.O. W. S and personally of me, then you should be proud of yourselves, because I was what you made me to be.
yani sizin ellerinizde. Savaş gazilerinizle ve kişisel olarak benimle gurur duyuyorsanız o zaman kendinizle de gurur duymalısınız çünkü yaptığım şeyi siz bana yaptırdınız.
You should be proud of Gillom.
Gillom'la gurur duyuyor olmalısın.
You should be proud of your daughter, my dear.
Kızınla gurur duymalısın, hayatım.
You should be proud of your body.
Gurur duymalısın.
You should be proud of yourself, making them millionaires.
Onları milyoner yaptığın için kendinle gurur duymalısın.
You should be proud of yourself.
Kendine karşı onurlu olmalısın.
You should be proud of Alex, Mrs. Rogan.
Alex'le gurur duymalısınız, Bayan Rogan.
You should be proud, kids.
Gurur duymalısınız çocuklar.
I think you should be proud.
Gurur duymalısın.
You should be proud to have him here.
Burada olduğu için gurur duymalısın.
But you should be proud of it.
Ama bununla gurur duymalısın.
- You should be proud.
- Gurur duymalısın.
You should be proud of the way you're handling command.
Olayları kontrol etme şeklinizle gurur duymalısınız.
I think you should be proud of him not taking your loan.
Sanırım, senden borç almadığına seviniyorsundur.
You should be very proud of yourself.
Kendinizle gurur duymalısınız.
When you did this... did you believe that I should be proud of you?
Bunu yaparken... seninle gurur duymam gerektiğine mi inandın?
I should be proud to speak to you.
Sizinle konuşmaktan gurur duyarım.
- Myrtle should be proud to have a father like you.
- Mrytle, senin gibi babası olduğu için gurur duymalı.
You should be very proud.
Kendinizle gurur duymalısınız.
You should be very proud.
Gurur duyuyor olmalısınız.
You should be very proud of them.
- Evet. - Onlarla gurur duyuyor olmalısınız.
- You should be very proud of it.
- Bununla büyük gurur duymalısınız.
Well, I don't think you should be so proud of that... though I am sure it must've been very pleasant.
Bence bununla bu kadar övünmemelisin, gerçi çok güzel olduğuna eminim ama.
Your lodge should be real proud of you.
Köyün seninle gurur duymuş olmalı.
Mrs. Delle Rose, you should be very, very proud of your daughter.
Bayan Delle Rose, kızınızla ne kadar gurur duysanız azdır.
You should be very proud to have a husband who's willing to risk his life for the betterment of the whole world.
Dünyanın iyi bir yer hâline gelmesi için hayatını riske atmaya gönüllü olmuş bir eşin olduğu için gurur duymalısın.
- You should be very proud of her.
Onunla gurur duyuyor olmalısınız. Öyle.
You talk back, you act proud when you should be bowing down.
Bana cevap ver diz çöktürdüğün zaman onurlu davran.
And you should be very proud.
Ve sen çok gururlu olmalısın.
You should be happy and proud to take your clothes off.
Soyunurken mutlu ve gururlu olman gerekir.
Should you adorn that inheritance, my lord all Englishmen would be proud to call you king.
Bu görevi şereflendirirseniz lordum İngiliz halkı size kral demekten gurur duyar.
You should be really proud
Mükemmel bir teşkilatınız var.
You should all be proud to be part of a team that has brought buses out of the Dark Ages of mass transportation.
Otobüsleri, toplu taşımanın Karanlık Çağından çıkaran bir ekibin parçası olmaktan hepiniz gurur duyuyor olmalısınız.
I just meant that you were proud of your work in developing Bravo, and you should be.
Ben sadece Bravo'nun bu işteki gelişimiyle gurur duyduğunu söylemek istedim, ki öyle de olmalı.
I'm proud of this hospital, and you should be too.
Bu hastaneyle gurur duyuyorum, siz de duymalisiniz.
You should be very proud.
Çok gurur duyuyor olmalısın.
You should be proud to be his father-in-law.
Hadass onun karısı olarak onurlandıracak onu.
You should be proud. - Yes, you will go down in Cybertron history.
Evet, Cybertron tarihine geçeceksiniz.
you should be proud of yourself 27
you shouldn't smoke 23
you shouldn't have done that 152
you shouldn't 299
you should come 233
you should see a doctor 24
you shouldn't have 355
you should know better 74
you shouldn't have said that 26
you shouldn't have bothered 22
you shouldn't smoke 23
you shouldn't have done that 152
you shouldn't 299
you should come 233
you should see a doctor 24
you shouldn't have 355
you should know better 74
you shouldn't have said that 26
you shouldn't have bothered 22
you should be ashamed of yourself 149
you shouldn't say that 24
you shouldn't be in here 36
you should know 399
you should have told me 157
you should 1132
you should try it 151
you shouldn't have come here 76
you shouldn't be here 384
you should go 736
you shouldn't say that 24
you shouldn't be in here 36
you should know 399
you should have told me 157
you should 1132
you should try it 151
you shouldn't have come here 76
you shouldn't be here 384
you should go 736