English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / Your old man

Your old man translate Turkish

2,260 parallel translation
Did your old man do this to you?
Bunu sana baban mı yaptı?
Your old man embarrassed himself, and I'm not very proud of my behavior.
Yaşlı baban kendini utandırdı, Ve o davranışlarımla gurur duymuyorum.
Give your old man a hug.
Yaşlı adama bir kucakla.
Me and your old man, we're just playing a game, all right?
Babanla beraber küçük bir oyun oynuyoruz, tamam mı?
You know, your old man, he reminded me why I got into science.
Senin yaşlı adam, bilime neden girdiğimi hatırlattı.
HUH? HOW DO YOU LIKE YOUR OLD MAN NOW, HUH?
Birden iyi baba olduk değil mi?
{ \ pos ( 192,210 ) } Yeah, yeah, I know, your old man's a relic.
Evet, evet. Biliyorum. Baban bir tarihi eser.
Your old man is gonna kill you when he finds out you've been ditching classes.
Sınıflara hendek açtığını öğrenince, baban seni öldürecek.
So you can camp out for Godhead but not your old man?
Demek baban için değil ama Godhead için kamp yapıyorsun.
What would your old man say if he knew what you were doing in here last night?
Baban, dün gece burada yaptıklarını öğrense ne der?
Show off for your old man.
Yaşlı adam için gösteriş yap.
Still, you might get to see a bit more of your old man.
Patrona nazaran hala biraz şansın var.
I need you to pass on a message to your old man.
Erkeğine bir mesaj iletmeni istiyoruz.
I need you to pass on a message to your old man.
Erkeğine iletmen gereken bir mesajımız var.
Remind me of your old man when you go all quiet like that.
Böyle sessizleştiğinde bana babanı hatırlatıyorsun.
I need you to pass on a message to your old man.
Erkeğine bir mesaj iletmelisin.
I need you to pass on a message to your old man.
Erkeğine bir mesaj iletmeni istiyorum.
Running the same real estate scam your old man buried some years back.
Babanın yıllar önce hasır altı ettiği aynı mülk yolsuzluğunu tekrar yaparak.
- Ain't gonna get that far. Tell your old man we got it contained.
Babana durumu kontrol altında tuttuğumuzu söyle.
I'm leaving. Get over me and go back home, get a life... Why don't you go home to your old man?
ben gidiyorum eve geri dön, kendine bir hayat kur... neden evine gitmi, yorsun yaşlı bunak?
No matter what your old man says, you can't walk round London naked.
Neil, baban ne demiş olursa olsun, Londra'da çıplak dolaşamazsın.
Figure I'm going to keep you from killing your old man.
Babanı öldürmeye engel olacağını düşündüm.
Tell your old man about your weekend.
Babana hafta sonunu anlat.
When I said that your old man is a military officer, he said it's not proper company for me.
Babanın subay olduğunu söylediğim de benim için uygun bir arkadaşlık olmayacağını söyledi.
What Dad doesn't know won't hurt him, and you can't really put a price on not hurting your old man, right?
Babanı üzmemek paha biçilemez değil mi?
[CHUCKLES] I can't tells you how proud I am that you're following in your old man's footsteps as a guard-type dog.
Nasıl gururlandığımı anlatamam. İyi bir bekçi köpeği olman için sana yaşlı adamın ayak izlerini nasıl takip etmen gerektiğini göstereceğim.
Hey, don't worry about your old man, Damester.
Baban için endişelenmene gerek yok, Damester.
Take a tip from your old man..
İhtiyar babandan sana bir tavsiye...
Your old man?
- Baban mı?
What happened to your old man was... was terrible.
Babana olanlar çok... çok kötüydü.
Would you want Pringle as your old man?
Pringle baban olsun ister miydin?
Eric, Garvey, your old man... they all talk to plod.
Eric, Garvey, senin ihtiyar... Hepsi polise konuştu.
Your old man is cool.
Baban soğuktur, evet.
Did your old man dust you for prints when you got home from a date?
- Bir buluşmadan eve döndüğünde baban seni üzerindeki izler için toza boğuyor muydu?
Yeah, your old man and my old man should get together and go bowling.
Bence babalarımız bir araya gelip, bovlinge gitmeli.
- In your dreams, old man.
- Rüyanda görürsün, yaşlı adam.
Pay your rent first, old man.
Sen önce kirayı öde ihtiyar.
Well, I'm gonna torture you like you torture your lab animals, just like I did to the old man.
Size hayvanlarınıza labaratuarda yaptığınız gibi işkence edeceğim. ihtiyara yaptığım gibi.
So maybe he's strong enough, not to die from your stew old man.
Yani yahninden ölmeyecek kadar güçlü olabilir, yaşlı dostum.
You know, Mr Attwell, the er, nice old man that you and your mates murdered in the subway.
Biliyorsun pekala, Bay Attwell, hani alt geçitte arkadaşlarınla beraber öldürdüğünüz yaşlı adamcağız.
Can't you get your cock hard any more, old man?
Aletin artık sertleşmiyor mu, yaşlı adam?
Oh, boy, have I been having some fun At your expense, old man!
Yaptıklarınla biraz dalga geçeyim istedim, yaşlı dostum!
You want the old man? You pay with your life.
İhtiyarı istiyorsan, karşılığını hayatınla ödersin.
As some aimed to quickly shoot it, an old man shouted'Lay down your weapons!
Köylüler hemen silahlara davranmışlar ama köyün yaşlısı'indirin silahları! 'demiş.
As some aimed to quickly shoot it, an old man shouted'Lay down your weapons!
Hemen silahlara davranmışlar ama köyün yaşlısı'indirin silahları! 'demiş.
You got your sea legs about you, old man?
Denize dayanıklı mısındır yaşlı adam?
- I were you, I'd spend more time with that man of yours and less time looking for some old confidential informant your daddy might've diddled back in the day.
Senin yerinde olsaydım erkeğimle daha fazla vakit geçirir ve babamın fi tarihinde götürdüğü gizli muhbir için de daha az vakit harcardım.
Because of your screwup, now we got the cops and what I figure must be this guy's old man snooping around.
İşin içine ettiğin için, polisler bizi buldu. Anladığım kadarı ile bu adamın babalığı da etrafta geziniyor.
Sir, I am a knight of this realm in an era where, if you shall insult a friend of mine by calling him an old man, you shall speak unto me, and I shall speak harshly to you, and my word shall carry more weight than your armour.
Bayım, ben bu diyarın şövalyesiyim, eğer benim arkadaşıma "ihtiyar" diye hakaret ederseniz, benimle konuşmak zorunda kalırsınız ve benim sözlerim sizin zırhınızdan çok daha ağırdır.
That man is old enough to be your father.
O adam senin baban olacak yaşta.
You and your friends tried to attack me when I was still an old man.
Hala yaşlı bir adamken sen ve arkadaşların bana saldırmaya kalktınız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]