English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Н ] / Не особо

Не особо translate Turkish

3,880 parallel translation
Да, я так понял, ты тоже не особо любишь вечеринки.
Sanırım sen de partileri pek sevmiyorsun.
Больше похоже на то, что кто-то импровизировал, и не особо думал о Тоби и Кише.
Birinin aniden tepesi atmış ve Toby ile Keisha'ya patlamış gibi.
- Не особо.
Almasak daha iyi.
Знаешь, когда умерла моя мать, это не особо подкосило меня в первые пару лет.
Biliyor musun, annem vefat ettiğinde, bu beni bir-iki sene boyunca etkilemedi.
Ну, я тоже не особо рад этому.
Benim açımdan da sıkıntı var!
Слушай, шутничок, ФБР юмор не особо любит.
Dostum FBI güzel şeyler yapmaz.
Я не особо лажу с лгунами, мистер Новак.
Yalan ile aram pekiyi değildir Bay Novak.
Ты не особо разбираешься в женской одежде, да?
Kadın giyiminden pek anlamıyorsun, ha?
Мы работаем с судебно-медицинской экспертизой ФБР. Но до сих пор никто не пострадал, поэтому у этого воровства не было высокого приоритета, так что они не особо напрягались, анализируя фото.
Ama şimdiye kadar kimsenin incinmemesi yüzünden hırsızlıklar yüksek öncelik kazanmadı yani bunu analiz etmek için vakit ayırmadılar.
Я не особо думал об этом.
O sırada bunu pek düşünmedim.
Они не особо нервничают.
Bunu çok iyi saklayamıyorlar.
Не особо острое.
Bu yeterince sivri değil.
Уверена, вы не особо-то преуспели в этом.
Çok şansının olduğunu zannetmiyorum.
не особо много дает материала.
bu sana fazla malzeme vermez.
Не особо.
- Hayır, pek sayılmaz.
Что нам не особо поможет, пока мы не узнаем, кого убили.
Kimin öldürüldüğünü bilmeden pek işimize yaramaz.
Лично я не особо забочусь о подобных вещах.
Öyle şeyler hiç umurumda değildir şahsen.
Видимо, посещение колледжа не особо помогает женщинам сделать карьеру в наши дни
Bence yeniden düşünmelisin. Güzellik artık para etmiyor.
А ещё не особо хорошо воспитан.
Tam bir şımarık.
Ну, нападение на офицера при исполнении не особо поможет, только до прихода его адвоката.
- Avukatını çağırdığı zaman polise saldırma suçunu çürütüp dışarı salınabilir.
Ведь не особо отличается от того, как росла ты, верно?
Haydi ama senin büyümenden çok farklı değil.
Не особо тёплые слова.
Sıcak kelimeler kullanmadığını biliyorum.
Не особо смахивает на часы.
Pek de saat gibi gelmedi.
Честно, я не особо представляю, как она играет, но... это красивая машина.
Doğrusu, nasıl çalındığını pek bilmem ama çok güzel makinedir.
Я не особо слежу за своими детьми.
çocuklarımla çok yakın ilişki içerisinde değilim.
Ваша информация свежа, но я не особо уверена, настолько ли она надежна.
"Yeni" bilgi var ama "güvenilir" kısmından pek emin değilim.
Судя по тому, что я прочитала он не особо заботится о статусе и репутации женщины.
Okuduğuma göre, kadında üne önem vermiyormuş.
Не особо духовное место.
Burası ruhani açıdan çok uygun gibi gelmiyor.
Такое прошлое не особо располагает к общению с копами. Хорошо.
- Pek polis-dostu bir biyografi sayılmaz.
То, в чем нынешний федеральный прокурор не особо преуспевает.
Mevcut Eyalet Savcısının yapmakta başarısız olduğu şey.
– Не особо люблю бижутерию.
- Ben pek takı takan biri değilim.
Кажется, вы не особо стараетесь защитить себя.
Kendini savunmaya pek hevesli değil gibisin.
Президент Грант не особо любит реалити-шоу.
Başkan Grant böyle süslü TV showlarının hayranı değildir.
И я не особо горжусь, но я додумался сохранить пару сувениров на память, когда покидал пост.
Bu özellikle gurur duyduğum bir şey değil ama, Her ihtimale karşı, kendim için birkaç hediyelik eşya saklamak gibi bir huyum vardır.
Да не особо.
Çok değil.
Дальше мы не особо продвинулись.
Ondan ötesine gidemedik.
Хулиганы здесь не особо изобретательны.
Buralarda dayılık taslayanlar pek yaratıcı değiller.
Я не особо слушала.
Açıkçası pek dinlemiyordum.
Похоже, директор особо помочь не желает.
- Direktörün pek yardım edeceği yok.
Ты не была особо взволнована когда нас послали на ту миссию в Саусалито... кофейня, наше первое задание?
- Sausalito'da o kahve dükkanındaki ilk kurtarma görevimize atandığımızda o kadar da heyecanlı değildin.
Ты тоже неплохо справился, хотя не похоже, чтобы ты особо старался.
Sen de iyi iş çıkardın, gerçi pek acı çekiyor gibi değildin.
Особо ничего не получил в с этого
Önemsememiştim.
Держался обособленно, друзей особо не было.
İçine kapanıktı, pek arkadaşı yoktu.
Ей особо и не нужна помощь.
- Pek talimata ihtiyacı var gibi görünmüyor.
Особо хороших отзывов ни от прессы, ни от звукозаписывающих лэйблов не было, так что...
Medya'dan çok fazla ilgi göremedim markalardan da.
Да не похоже, что он особо печется о деньгах. Тут говорится, что он работал с некоммерческими организациями и даже каждый год брал несколько дел без гонорара.
Burada yazana göre çeşitli hayır kurumlarıyla çalışıp yardım için yılda birkaç ücretsiz davaya da bakıyormuş.
Вроде можешь особо не мучиться из-за того, что ты делаешь, но я сказал тебе... правду.
Yaptığın şey hakkında kendini daha iyi hissettirmeyi deneyebilirsin ama sana... doğruyu söyledim.
Насколько я помню, особо они никого не выделяли.
Hatırladığım kadarıyla, ayrıcalıklı muameleden hoşlanmazlardı.
- Не особо.
- Pek sayılmaz.
Тема подпольная, потому - не шелестите особо.
Öyle olsun, vahşet dolu hakiki kavgalar görmek istiyorsanız, buraya gidin.
Не хотелось бы его двигать без особой надобности.
Mecbur kalmadığım sürece hareket ettirmek istemiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]