English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ О ] / Отпустил

Отпустил translate Turkish

1,000 parallel translation
Я поправлялся и отпустил бороду поглощая Бальзака, которого раньше не читал.
Yavaş yavaş iyileşiyordum. Daha önce hiç okumadığım Balzac eserlerini bir çırpıda bitirirken sakalımı da kendi haline bırakmıştım.
Я вас отпустил.
Akşam izni kaptın işte.
Почему ты не обнял меня тогда и отпустил?
O gün neden beni kollarının arasına almadın? Neden gitmeme izin verdin?
И отпустил гордыню..
~ Ve ayrıldılar kibirli zalimin ~
Прошлым вечером, мистер Джейсон Хоаг... отпустил мне немало комплиментов прямо здесь.
Dün gece, yine bu restoranda, Bay Jason Hoag o asık surata çok güzel iltifatlar ediyordu.
Я пообещала. Чудовище отпустил меня только на одну неделю.
Vahşi, beni bir haftalığına özgür bıraktı.
Ты бы не отпустил меня, да?
Gitmeme müsaade etmezdin, değil mi?
Он тебя отпустил.
- Ama seni bıraktı değil mi?
Вряд ли, иначе Немо не отпустил бы нас на берег.
Ben kolay olacağını sanmam, yoksa Nemo karaya çıkmamıza izin vermezdi.
Я рад видеть Вас, извините я отпустил прислугу на выходной.
Sizi gördüğüme çok sevindim yalnız hizmetçilerim bugün izinli.
Я отпустил Криса и Уолтона
Chris ve Walton'a gitmelerini söyledim.
Задал пару вопросов, понял, что всё в порядке, и отпустил.
Sana anlattım ya. Birkaç soru sordu. Beni bırakmasının uygun olduğundan emin olmak için.
Я бы тебя вообще не отпустил, но твоя мать так настаивала
Gitmene izin vermeyecektim ama annen çok inatçı.
Улик было мало и я его отпустил.
Olay fazla belirgin değildi, onu geçiyorum.
Я только хотела, чтоб он отпустил Микки до Рождества.
Ondan sadece Noel için Mickey'i salıvermesini istemiştim.
Когда мы впервые встретились, ты отпустил фразочку насчёт моей жопы.
ilk karsilasmamizda kiçima iltifat etmistin.
Синьорина, скажите вы ему, чтобы меня отпустил.
Bayan, ona beni bırakmasını söyleyin.
Он отпустил мою руку!
Bir yerlerde ölmüş olmalı. Belki bir çalışma kampında.
Он отпустил мою руку. И я потерялась.
Sonradan kaybolan bir listede adsız bir sayı.
Я отпустил охранника и затем пришёл посмотреть, что произошло.
Bir yardımcı koruma gönderdim ve sonra neler olduğunu görmek için buraya geldim.
А потом, отпустил бы ее.
"Ve sonra kediyi bırakırdım."
- Почему ты ее отпустил?
- O'nu neden bıraktın?
Думаю, может зря я их отпустил.
Düşündüm de... Belki de San Miguel'den gitmelerine izin vermemeliydim.
Он отпустил тебя, не так ли?
Ama sonra bıraktı değil mi?
Да, я отпустил ее домой.
Evet, bugün O'na izin verip dinlenmesini söylemiştim.
Я поставил свой стакан на подлокотник, отпустил и не пролил не капли.
İçkimi tablanın üzerine koydum, hiç dökülmedi.
И приведите его сюда, чтобы он меня исповедовал... и отпустил грехи.
Günah çıkartması için onu buraya getirin. Gerisini ben hallederim, endişelenmeyin.
И, пожалуй, отпустил бы тебя с миром. Но трое ублюдков-Бенсонов Желают тебе смерти.
Gitmene izin verebilirdim ama Benson'lar seni ölü istiyor.
Сейчас Джонни крестный сын моего отца... мой отец поехал к этому руководителю... и предложил ему 1 0,000 долларов, чтобы тот отпустил Джонни
Johnny babamın vaftiz oğludur. Babam da orkestra şefini görmeye gitmiş. Johnny'yi bırakması için 10,000 dolar teklif etmiş.
И ты его отпустил?
Gitmesine izin mi verdin?
Воспитатель меня отпустил.
Öğretmenim izin verdi.
Почему он отпустил?
Niye kendini bıraktı?
Угрожал пистолетом. Потом отпустил.
Sonra, onu serbest bırakmış.
Не надо было меня бить. Может быть, я тебя и отпустил бы.
Eğer küstahlık yapmazsan, gitmene izin verebilirdim.
Если бы это только зависело от меня. Я бы отпустил вас сегодня же, отправил бы назад к семье.
Eğer bana kalsa seni bugün salar, ailene geri yollardım.
Кастро его взял да отпустил.
Castro onu yeni serbest bırakmış.
И главный ее отпустил. У меня уже от этих телефонных звонков в голове труха.
Bu telefon sesinden artık benim de başım çatlamaya başladı.
"и отпустил ( сынов ) Израиля?"
"'... ve sen O'nun gitmesine izin verdin?
Скажите ему, чтобы отпустил.
Söyleyin bıraksın.
Губернатор его отпустил.
Sizce rastlantı mı?
Если он отпустил вас, дитя мое, то уезжайте.
Eğer sizi bıraktıysa yavrum... buradan gitmelisiniz.
Я отпустил ее.
Onu ben bıraktım.
- Лейтенант Дрэбин отпустил его домой...
- Drebin arayıp, onu eve yolladı.
Её муж был собственником и никогда бы не отпустил жену.
Ancak Kumandan Chantry çok mülkiyetçi bir kocaydı. Karısından vazgeçecek değildi.
Эдвард отпустил бороду?
Edward sakal mı bırakıyor?
Я пролил бы пару слезинок, и ты меня снова отпустил бы.
Bir iki sızlanırdım, beni yine bırakırdın.
Объект вышел и отпустил такси.
Şüpheli, taksiden inip parasını ödedi.
Если бы я его отпустил, был бы нокаут.
Evet, mesele buydu. Onu yere serseydim, şampiyon olacaktım.
Прости меня, всё-таки в прошлый раз ты отпустил меня живым.
Geçen sefer bana yaptıklarına izin verdiğim için çok üzgünüm.
Спасибо, что отпустил меня.
Beni bıraktığın için sen de sağol.
Ты уже отпустил меня.
Beni zaten bıraktın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]