Тот поцелуй translate Turkish
79 parallel translation
Ее Антоний встретит первой, распросит обо всем и ей отдаст тот поцелуй, что мне дороже неба.
"Ya rastlarsa saçları bukle bukle Antonius'uma benden önce?" "Benden haber sorarken sevgilim, ona verirse benim cennetim olacak öpücüğü?"
Я знаю, но мне очень хочется пойти и закончить тот поцелуй.
Biliyorum, ama gidip o öpücüğün sonunu getirmeyi cidden istiyorum.
Но прошлой ночью... тот поцелуй.
Belki de her önüme çıkanla öpüşüyorumdur. Ama dün gece. Öpüşmemiz...
Кстати, тот поцелуй. Все произошло как-то случайно...
Öpüşme işi için de özür dilemek istiyorum.
Я не знаю, что говорит тот поцелуй о вас с Билли, но он кое-что говорит о нас с тобой.
Biliy'le öpüşmenin ikiniz için anlamını bilmiyorum ama bizim için çok büyük bir anlamı var.
Это опять тот поцелуй.
- İşte yine aynı öpücük.
А тот поцелуй теперь не выглядит как ошибка, так ведь?
Eminim şimdi o öpücük bir hata gibi gelmiyordur değil mi?
Если нет... Тогда, что значил тот поцелуй на вечеринке?
Öyle olmasa o öpücük ne içindi o zaman?
Кроме того, я думаю, что наконец выяснила, что означал тот поцелуй.
Sonunda o öpücüğün ne anlama geldiğini çözdüm.
Тот поцелуй перед выходом из квартиры.
Evi terk etmeden önceki öpüşmemiz.
- Тот поцелуй ничего не значил.
- O öpüşme asla olmadı.
Тогда поясни мне, что значил тот поцелуй на улице?
O halde, kızımı sokak ortasında öpmeyi nasıl açıklamayı düşünüyorsun?
С радостью скажу, как только получу тот поцелуй.
Sana söylemekten mutlu olacağım tabi şu öpücüğü alırsam.
Она украла у Чейза тот поцелуй.
Chase'den bir öpücük çalabildi.
Он действительно хотел тот поцелуй.
Bu öpücüğü gerçekten de istiyordu.
Особенно тот поцелуй.
Özellikle o öpücük.
Тот поцелуй, который состоялся прямо перед тем, как твой бой-френд, Брайс, восстал из мертвых, этот поцелуй?
Yoksa ölümden dönen erkek arkadaşın Bryce'a bahşettiğin öpücük mü?
Так... тот поцелуй...
Şu öpüşme olayına gelelim.
Тот поцелуй был последним.
Bu öpücük son olcak.
Тот поцелуй... он был неожиданным.
O, öpücük beklenmedik bir seydi.
- Прости за тот поцелуй.
- Öpücükten dolayı özür dilerim.
Я опробовала тот поцелуй на Барб, и он точно был лесбийским.
Bu öpüşmeyi Barb'la denedim ve eşcinsel öpüşmesiydi.
Я просто хотел извиниться за тот поцелуй ранее.
Yalnızca daha önce seni öpmeye çalıştığım için özür dilemeye geldim.
Как тот поцелуй.
Yani öpücüğü...
Прости за тот поцелуй вчера.
Dün seni öptüğüm için özür dilerim.
Да, тот поцелуй был не для удовольствия.
Evet, o öpücük zevk için değildi.
Слушай, мы согласились с тем, что тот поцелуй был ошибкой. И если кто-нибудь узнает об этом,
Öpüşmemizin bir hata olduğuna karar vermiştik ve herhangi biri bunu öğrenirse
За тот поцелуй?
Ne, öpücüğü mü?
Для него тот поцелуй ничего не значил. Просто шутка.
Ona göre o günkü öpücüğün hiçbir anlamı yok.
Послушай, тот поцелуй с Алекс, это не...
Dinle, Alex'le olan şey sandığın...
И это было вовсе не тот поцелуй, каким одаривают маму или бабушку.
Anneye veya büyükanneye verilen öpücüklere benzemiyordu.
В любом случае, на вечеринке, тем вечером, тот поцелуй, он был...
Peki ya bu gece partideki o öpücük- -
Хотя, я в этом засомневалась, увидев тот поцелуйчик в подъезде.
Gerçi apartman girişindeki öpücüğü görünce az daha bir an şüpheye düşüyordum.
Если ты конечно не хочешь вспомнить тот поцелуй в постели умирающего.
Tabii ölüm döşeği öpücüğünü tekrarlamak istersen başka.
Любовь всей ее жизни, хотя, я в этом засомневалась, увидев тот поцелуйчик в подъезде.
- Hayatının aşkıyım. Gerçi apartman girişindeki öpücüğü görünce az daha bir an şüpheye düşüyordum.
Салли, я я видела тот поцелуй.
Sully, o öpüşmeyi gördüm.
Тот поцелуй?
Şu öpücük?
Я помню тот поцелуй.
O öpücüğü hatırlıyorum.
- Тот еще был поцелуйчик?
Acayip bir öpüşmeydi değil mi?
Я имею в виду тот поцелуй.
Pek çok kadınınız yok mu?
И затем когда она была там, голодной вампиршей ты думал, что мог бы получить от нее тот самый "вечный поцелуй".
Vampire dönüştükten sonra acıkıp sonunda sana ebediyet öpücüğünü verebileceğini sandın.
- Потому что в тот вечер, когда вы поцеловались был мой первый поцелуй с ней.
- Büyütecek bir şey değil. - Benim için öyle. - Çünkü Rachel'ı öptüğün gece benim de Rachel'ı ilk kez öptüğüm geceydi.
У нас был тот замечательный, долгий поцелуй вверх тармашками. Но я не знаю Я думал, а что если ты опять остыла ко мне.
Yağmurun altında, müthiş bir şekilde öpüştük ve bilmiyorum, düşündüm de, belki o andan sonrası, senin için bir hayal kırıklığına dönüşmüştür.
Поцелуй тот значил совсем не много
Sadece önemsiz bir öpücüktü
И тт, кто выдержит её поцелуй, тот и станет её спутником.
Eğer ölümcül öpücüğünden kurtulan birini bulursa sonsuza kadar mutlu yaşayabilir.
Это Майкл Парсонс Тот, кто сказал "поцелуй пол"
Michael Parsons "yeri öpün" diyen adam.
Когда вы, члены Хора Примите тот факт, что люди ненавидят вас Поцелуй это, Джейкоб.
- İnsanların siz Glee'cilerden nefret ettiğini...
Я правда хочу знать... какой поцелуй был лучше : тот или этот?
Biliyor musun? Bir şey sormam gerekiyor hangi öpücük daha iyiydi, bu mu, yoksa bundan önceki mi?
Знаете, это был тот самый поцелуй.
Şu öpüşmelerden biriydi, anlıyor musunuz?
Тот поцелуй был ошибкой.
Benim için önemi olan bir hataydı ama.
Это тот милый поцелуй, которого я ждала.
Bu tam aradığım türden bir öpücüktü.