Я разочарован translate Turkish

Я разочарован.

- Çok rahatsız oldum.

- Как он сказал, я разочарован.

- Dediği gibi, hayal kırıklığına uğradım.

Но теперь я разочарован.

Bu hayal sona erdi.

Инспектор? [Инспектор] Должен сказать, я разочарован.

Çok şaşırtıcı olduğunu söylemeliyim.

Я разочарован.

Hayal kırıklığına uğradım.

Я разочарован в этом человеке.

Bu adam beni düş kırıklığına uğrattı.

Я разочарован.

Hayalkırıklığına uğradım.

Ты пришёл один? Я разочарован в тебе, Коуди!

Yalnız mı geldin?

Ты понимаешь, как я разочарован. Это большая поддержка для меня.

Hayal kırıklığımı anlıyor olman beni çok rahatlatıyor.

Я разочарован в вас, Моллари.

Beni büyük hayal kırıklığına uğrattın, Mollari.

я разочарован.

Moral bozucu.

Ну, я сам в себе разочарован.

Şimdi ben de kendim için hayal kırıklığına uğradım.

Господа, я глубоко разочарован.

Baylar, hayal kırıklığına uğradım.

Никогда в своей жизни я не был так разочарован.

Hayatım boyunca böyle bir hayalkırıklığı yaşamadım!

Я слегка раздражен и очень разочарован.

Bir parça midem bulandı ve fazlasıyla hayal kırıklığına uğradım.

Я очень разочарован вами.

Beni büyük hayalkırıklığına uğrattın.

Знаете, я даже немного разочарован что не вы Голубая Гардения?

Senin Mavi Gardenya olmaman, beni epey hayal kırıklığına uğrattı.

Я немного разочарован.

Oldukça kırgınım.

Что ж... Я крайне разочарован, но, похоже, у меня нет другого выбора.

Fazlasıyla hayal kırıklığına uğradım, ama görünüşe göre başka çarem yok.

Ты знаешь, Ирма, я немного в тебе разочарован.

Biliyor musun, lrma, beni biraz hayal kırıklığına uğrattın.

Месье Кокантен, мне уже приходилось обращаться к услугам вашего предшественника и я не был разочарован.

Daha önce dayınızın hizmetinden de faydalanmış ve fazlasıyla memnun kalmıştım.

Да, так что, я нисколько не разочарован.

Bu yüzden hayal kırıklığına uğramadım.

Но я очень разочарован.

Fakat ben çok üzüldüm.

Я был очень разочарован.

Bunu bize 4 yıl önce de anlatmıştı, değil mi?

Слушая то, что здесь обсуждалось, должен сказать, что я поражён и разочарован.

Sadede gelin, bayım.

Я не разочарован.

Hiç hayal kırıklığına uğramadım.

Я страшно разочарован.

Gerçekten düş kırıklığına uğradım.

Я глубоко разочарован. Глубоко.

Beni derin hayal kırıklığına uğrattınız.

Мистер Дилинжер, я весьма разочарован вашими действиями.

Bay Dillinger, sizin hakkınızda büyük bir hayal kırıklığına uğradım.

И у меня было чувство, что он разочарован... раз я никого не терроризирую.

Benim hiç serserilik yapmamam yüzünden... hayal kırıklığına uğradığını düşündüm.

Я откровенно разочарован.

Açıkçası, hayal kırıklığına uğradım.

Я так разочарован в Кэмероне. Спорю, что он сидит сейчас в машине и спорит сам с собой ехать или не ехать.

Eminim Cameron şimdi arabasının içinde gidip gitmemesi gerektiğini düşünüyordur.

Но я разочарован.

Kızgın değilim.

Никто не будет огорчён, разочарован, я ни кого не стесню.

Kimse ne üzülecek, ne hayal kırıklığına uğrayacak ne de zahmete girecek.

Я не разочарован.

Hayal kırıklığına uğramadım.

Мне для этого понадобилась целая жизнь, но теперь я могу сказать, что разочарован не только в собственном народе, но и в человечестве как таковом.

Bütün hayatımı aldı... ama şimdi söyleyebilirim ki sadece kendi halkımdan değil... bütünüyle insanoğlundan da umudumu kestim.

Я притворюсь что разочарован.

Üzülmüş gibi davranmalıyım.

Я очень разочарован.

Büyük hayal kırıklığına uğradım.

Должен тебе сказать, что я очень разочарован в Люпе.

Lupe'a çok bel bağladım, hayal kırıklığına uğrattı.

Я тебе говорю, ты разочарован.

Hayal kırıklığına uğradığın çok belli.

Что ж, я думаю, Гарри был бы очень разочарован,... если бы узнал, что мы опять подошли к самому началу. Отпусти её.

Sanırım Harry yine başladığımız yere döndüğümüzü hissetseydi çok bozulurdu.

Я очень разочарован, что ты так говоришь.

Böyle konuşman beni hayal kırıklığına uğrattı.

И я знаю, что я не буду разочарован.

Ve bu işten ellerim boş dönmeyeceğim.

Если ты так думаешь, то я в тебе реально разочарован.

Düşündüğün buysa, beni hayal kırıklığına uğratıyorsan.

Я был немного... разочарован.

Bir şekilde... hayal kırıklığına uğradığımı hissettim.

Должен сказать, что я лично очень разочарован в тебе, Вир.

Beni büyük bir hayal kırıklığına uğrattığını söylemeliyim, Vir.

Очевидно, Картайя сегодня утром был разочарован в новой игрушке.

Anlaşılan Cartagia bu sabahki performansından memnun kalmamış.

- Я слегка разочарован.

- Biraz hayal kırıklığına uğradım.

Я был бы разочарован, если это не было бы улажено к сегодняшнему полудню

Bu öğlene kadar anlaşma sağlanamasaydı hayal kırıklığına uğrardım.

Я... немного... разочарован.

Ben... biraz... hayal kırıklığına uğradım.

Я... очень разочарован.

Çok hayal... kırıklığına uğradım.