Anlamına geliyor translate English
6,881 parallel translation
Bu da onların hata yapacağı anlamına geliyor.
Which means they'll make a mistake.
Bu seni bulup öldürecekleri anlamına geliyor...
They mean to seek you out and kill you.
Birincisi bu yeminli ifade değil ikincisi de "suçlu değil" savunmasını kullanmak "ben yapmadım" demek değil yalnızca eyalet savcılığının, suçun her unsurunu şüpheye yer bırakmayacak şekilde kanıtlaması gerektiği anlamına geliyor.
One, it's not sworn testimony, and two, entering a "not guilty" plea doesn't mean "I didn't do it," it just means that the state has to prove every element of the crime beyond a reasonable doubt.
Bu, senin denizcilik kariyerinin bittiği anlamına geliyor.
This is about the fact that, as of now, your naval career is over.
Ayakkabıma yapışan lanet bir sakız parçası olduğun ve artık ayakkabıyı çöpe atma zamanımın geldiği anlamına geliyor.
You are a goddamn piece of gum that got stuck on the bottom of my shoe, and the time has come to toss that fuckin'shoe in the trash!
Sarı olanlar özel arkadaşlar için ve mavi olanlar avlanabilecekleri anlamına geliyor.
The yellow ones are for special friends, and the blue means the hunt is on.
O iki adam yine de dışarıda olacak. Bu da bana ihtiyacınız olduğu anlamına geliyor.
Those two will still be out there, and that means you need me.
Bu kadar çabuk bir bildiri müdürün bu işe karıştığı anlamına geliyor.
A ruling this quick means the commissioner was involved.
Cinayete yataklık ettiğiniz anlamına geliyor.
It means you're an accessory to murder.
Bu da mesajı kendiniz uydurup, birine baltayı oraya koymasını istediğiniz anlamına geliyor.
Which means you invented the message. Which means you had someone plant... the hatchet for us to find.
Bu da yakın olduğunuz birini koruduğunuz anlamına geliyor.
Which suggests you're protecting someone close.
S.H.I.E.L.D.'ı yeniden inşa etmek anlamına geliyor.
A means to rebuild S.H.I.E.L.D.
Bu da kapının bir ara açıldığı ve senin yalan söylediğin anlamına geliyor.
So that means the door was opened at some point, which means you're lying.
Stalin'in amacı, Rusya'nın dünyayı yöneten bir güç haline gelmesi. Bu da düşmanlarımızdan ve müttefiklerimizden daha iyi silahlara sahip olmamız gerektiği anlamına geliyor.
Stalin's goal is for Russia to become a leading power in the world, which means having better weapons than our enemies and our allies.
Evet, bu da itibar kaybedecekleri ve bunu... kara kuvvetlerini artırarak telafi edecekleri anlamına geliyor.
Yeah, which means they'll lose face and compensate by increasing their ground presence.
Robert, senin, adaylığıma anında evet diyeceğini düşünmüştü, çünkü bu benim yarıştan çekilmem anlamına geliyor.
Robert thought you'd say yes in a heartbeat if it meant me dropping out of the race.
Aynı zamanda, faklılıklarınız da var, ve hiç de ufak değiller, ve bu da ikinizin de bazı büyük tavizler vermeniz gerektiği anlamına geliyor.
Barbara : At the same time, you do have some differences, and they are not small ones, which means you're both going to have to be willing to make some big compromises.
Bu, bu teoriyi tamamen anladığımızı varsayman anlamına geliyor.
That is assuming that we fully understand this conspiracy.
Ayrıca da istediği kişinin ben olmadığım anlamına geliyor.
Mm-hmm. But it also means that I'm not the one he wants.
- Bunu hala yapmadığın anlamına geliyor.
Which means you still aren't doing it.
Bu dışarıda onu arıyor olmamız gerektiği anlamına geliyor.
Which means we need to be out there looking for him.
Kibarsın, komiksin ikimizin adı da penis anlamına geliyor.
You're kind, and you're funny, and both our names mean "penis."
Birden fazla teklif götürüldü anlamına geliyor.
That means more than one offer was made.
Bu senin organ donörü olduğun anlamına geliyor.
That... That means that you are... an organ donor.
Bu çok kötü, çünkü şirkette ortaklık teklif edildi ve bu da New York'a taşınıyorum anlamına geliyor.
Well, that's too bad, because I was offered a partnership in the firm, and it means moving to New York.
Bu adama bir terörist diyoruz, Biz de mi teroristiz anlamına geliyor şimdi?
We call this guy a terrorist, and all that word implies in this day and age?
Bu da zafer konusunda kendine güvendiğin anlamına geliyor.
Which means you are confident of victory.
Bu, nihayet çözdüğün anlamına geliyor sanırım.
I suppose this means you've finally figured it out.
- Bu, bunu sonlandırabileceğiz anlamına geliyor.
It means we end this.
Ama buna sadece saf oksijen yakarak ulaşılabilir. Camın üzerindeki buğu, fırına giden havayla dışarıdaki havanın karıştığı anlamına geliyor.
Condensation on the regulator means that outside air was freely mixing the oxygen being pumped into the furnace.
Bazı şeyler olmak anlamına geliyor
Some things are meant to be
Vızıltı buldun anlamına geliyor.
Meaning you found zip.
Yani muhtemelen Markham Ava'yı bulacak ve paranın yerini söylemesi için hırpalayacak sonra da çaldığı için biraz daha hırpalayacak anlamına geliyor.
Which means Markham's probably gonna get to her, sweat her into giving up his money, then sweat her some more for taking it in the first place.
Amca öldü ve param sende değil anlamına geliyor bu herhalde.
I suppose this means uncle is dead and you don't have my cash.
Bu, yarınki ön seçimde oy kullanma ihtimali olan her on kişiden birinin henüz karar vermediği anlamına geliyor.
That still leaves one in ten likely caucus-goers who won't be making their decision until tomorrow evening.
Bu ödeştiğimiz anlamına mı geliyor?
Yo, this... so this means we're even?
- Bu anlaştığımız anlamına mı geliyor? - Elbette bebeğim.
- Does that mean we have a deal?
Ayrıca yapacak işimiz olduğu anlamına da geliyor.
And it means we've got work to do.
Onu bulduğun anlamına mı geliyor bu?
Does that mean you found it?
- Bu yapamayacağınız anlamına mı geliyor?
Does that mean that you can't do it?
Bu, Mexico hakkında bir karar verdiğin anlamına mı geliyor?
So does that mean you made a decision about Mexico?
Bu Ellie'yi tanık kürsüsüne çağıracağımız anlamına mı geliyor?
Does this mean we're going to call her? '
Bu senin öldürmem gerekmediği anlamına mı geliyor?
Does this mean I don't have to kill you?
Bu söylediğin kemiklerimin çok kırılgan olduğu anlamına mı geliyor?
What's that mean, my bones are breaking?
Yani bu Ehlert'a gidip bunu tekrar imzalar mı diye sormak zorunda olduğum anlamına mı geliyor?
Wait, does this mean I have to go back to Ehlert and ask him to reissue the check?
Davetsiz.Davet edilmediğim anlamına mı geliyor? Şu an ilk davetini aldın.
Uninvited. "Disinvited" implies you were invited in the first place.
Yani bu telefonun falan çalışmadığı anlamına mı geliyor?
Which means your cell phone didn't work?
Bu davanın tekrar açıldığı anlamına mı geliyor?
Does this mean the case is reopened?
Yani bu iki haftalık paramızı alamayacağımız anlamına mı geliyor?
So does this mean we're not getting paid for the full two weeks?
Bu yeniden burada kalacağınız anlamına mı geliyor?
Does this mean you'll be taking up residence again?
Bu şu anda zengin olduğunuz anlamına mı geliyor? Hayır!
Does that mean you guys are, like, rich now?
geliyorum 2650
geliyor 1263
geliyorsun 30
geliyor musun 650
geliyor musunuz 91
geliyoruz 309
geliyormusun 18
geliyorum efendim 21
geliyorlar 662
geliyor mu 41
geliyor 1263
geliyorsun 30
geliyor musun 650
geliyor musunuz 91
geliyoruz 309
geliyormusun 18
geliyorum efendim 21
geliyorlar 662
geliyor mu 41
geliyorlar mı 19
geliyor işte 19
anlamadım 1209
anlamıyorum 2163
anlamı 137
anlamadın 43
anlamıyorsun 843
anlamında 18
anlamıyor musun 942
anlamıştım 59
geliyor işte 19
anlamadım 1209
anlamıyorum 2163
anlamı 137
anlamadın 43
anlamıyorsun 843
anlamında 18
anlamıyor musun 942
anlamıştım 59
anlamı nedir 18
anlamı ne 66
anlamsız 76
anlamak istiyorum 20
anlamıyor 38
anlamazsın 32
anlamı yok 36
anlamadım efendim 18
anlamına gelir 38
anlamıyormusun 20
anlamı ne 66
anlamsız 76
anlamak istiyorum 20
anlamıyor 38
anlamazsın 32
anlamı yok 36
anlamadım efendim 18
anlamına gelir 38
anlamıyormusun 20
anlamalısınız 22
anlamadınız 26
anlamıyorlar 19
anlamadın mı 132
anlamıyorsunuz 352
anlamalısın 63
anlamışsın 24
anlamıyorsun değil mi 22
anlamıyor musunuz 206
anlamaya çalış 103
anlamadınız 26
anlamıyorlar 19
anlamadın mı 132
anlamıyorsunuz 352
anlamalısın 63
anlamışsın 24
anlamıyorsun değil mi 22
anlamıyor musunuz 206
anlamaya çalış 103