Benim translate English
635,684 parallel translation
Ama benim için değil.
But not for me.
Benim için önemli.
It does to me.
Sen de benim bildiğim kadarını biliyorsun.
You know as much as I do.
Evlat, benim filomda ne zaman istersen uçabilirsin.
Kid, you can fly in my squadron any day.
Benim görevim.
It is mine.
Kaptan Syndulla benim becerilerim ve tecrübelerimden dolayı bu operasyonun benim olduğunu belirtirken oldukça açıktı.
Captain Syndulla was specific about this being my operation due to my skill set and experience.
Senin yaptığın her şeyi, benim daha iyi yapabileceğimi sana göstereceğim.
I will have you know, anything you can do, I can do better.
Benim programım seninkinden üstün.
My programming is superior to yours.
Hayır, sen benim emirlerimi uygulayacaksın.
No, you follow my lead.
Bu bilgi tam olarak neden benim bu göreve atandığımı kanıtlıyor.
This information is precisely why I was made leader of this operation.
Sen benim hesaplamalardan fazlasını yaptığımı biliyorsun.
You know that I do more than make calculations.
Şimdi de benim daha iyi bir lider olduğumu kabul ediyor.
And now he's admitting that I am the better leader?
Benim dilimi mi konuşuyorsun?
Speaking my language?
Benim tavrım mı?
My attitude?
Aslında, görevin başarılı olma sebebi benim.
In fact, I am the reason my mission was successful.
Benim rahatlamamı istiyorsun ki disketi ele geçirebilesin.
You want me to relax so you can take possession of the data disk.
Benim de defalarca belirttiğim gibi.
As I have pointed out repeatedly.
Bu benim hatam.
This is my fault.
Benim.
I am.
Eğer aptal ve hazırlıksız olursan, benim hayatta kaldığım kadar uzun yaşayamazsın.
One doesn't survive as long as I have by being foolish or unprepared.
Benim.
Me.
Benim olmam gereken yer burası.
This is where I'm supposed to be.
Siz benim ailemsiniz ve bizim eve gitmemiz gerekiyor.
You're my family, and we should go home.
Bilmenizi istiyorum ki, başarısızlık, tamamen yenilgi ve bunları size yaşatacak olan benim.
I want you to know failure, utter defeat, and that it is I who delivers it crashing down upon you.
Benim için değil. Ezra ve Kanan Zırh Eldiveni'ni alacak.
Ezra and Kanan will take the Gauntlet.
Benim yaptığım da bu.
That's what I'm doing.
Sen benim dediklerimi yaptığın sürece.
As long as you do exactly as I say.
Savaşı benim sessiz dünyama getirdin Kanan Jarrus Jedi Şövalyesi.
You have brought war to my quiet world, Kanan Jarrus, Jedi Knight.
İnsan anatomisi benim Waterloo'mdu.
Human anatomy was my Waterloo.
Benim inancım, bir insan bu işte usta olamaz.
It's my belief one can't be overqualified.
Yani benim asıl görevim çocuğa bakmak olacak.
So, my primary duty will be to care for the child?
Gördüğün şey, Alexander'ın veya başkalarının benim hakkımda bilmediği şeyler... çalıştığım insanlar hariç.
Why didn't you? What you saw, it's more than Alexander, or anyone, knows about me.
Benim işimde... sevdiğimi bildiğim tek kişi Masha.
In my job... The only one I know I love is masha.
Benim için ya da Masha için yapabileceğin başka bir şey yok.
There's nothing more you can do, for me or for masha.
Masha ve ailesi uzun süredir benim bütün dünyamdı.
I can't think about it right now. Masha and her family were my whole world for so long.
Benim için başka bir yer düşüneceğine söz ver. Senin için.
Promise me you'll think about a change of venue, for me.
Annie benim ailemdi.
Listen to me.
Peki senin isteyebileceğin benim elimden ne gelir ki?
And what do I have that you could possibly want?
Ve arama emri ve destek için telsizle görüşürken sizi tutuklamak da benim hakkım.
And it's my right to detain you while I phone in a search warrant and radio for backup.
Ama şu an, benim...
But right now, I need to...
Seanslar genellikle benim hüngür hüngür ağlamamla bitiyor.
Our sessions usually end with me sobbing.
Bugün dışarıda bir şey hatırlamazsam benim için bitti mi demek?
If I don't remember something out there today... is that it for me?
Bunu görüp benim hakkımda her şeyi bildiğini mi sanıyorsun?
You see this and you think you know everything about me?
Tüm bunları benim üzerime yıkacaksın değil mi?
You're gonna put all of this on me, aren't you?
Bu benim tedarikçimden.
Okay, this is from my source.
Benim hakkımda bir şey bildiğini veya neler yaşadığımı nereden biliyorsun yahu?
How the hell do you think you know anything about me or what I'm going through?
Yani benim soru sormam doğru değil ama sen araştırabilirsin.
So it's not okay for me to ask a question, but you can go digging.
Acil durumlar için kullandığım ve benim ödediğim bir kartım var.
I have a card for emergencies that I pay for myself.
Sanırım o benim en iyi arkadaşımdı.
I think she was my best friend.
Benim geleceğim Amarillo'da.
My future's in amarillo.
Bu benim hakkım.
That is my right.
benimle evlenir misin 227
benim için fark etmez 98
benimsin 41
benimle 208
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim için bir zevkti 58
benim için fark etmez 98
benimsin 41
benimle 208
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim için bir zevkti 58
benim adım 192
benim için sorun değil 83
benim için zevkti 116
benimle gel 1086
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benimdi 32
benim için öyle 32
benim de 449
benimle dalga geçme 73
benim için sorun değil 83
benim için zevkti 116
benimle gel 1086
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benimdi 32
benim için öyle 32
benim de 449
benimle dalga geçme 73