Benim de var translate English
7,506 parallel translation
Benim de var.
And so do I.
Benim de var. - Sorun yok.
Oh, absolutely, me, too.
Ve... artık benim de var.
And... and now, I do too.
- Benim de var sanırım.
Um, I've got science. I think I've got science, too.
Benim de içimde bir travesti var.
I got an inner drag queen too.
Benim içimde de aynı iyi kişi var.
I have the same beauty within me.
Benim de çocuğum var unuttun mu?
I have a child, remember?
Senin 100 benim de 100 dolarım var.
You have a hundred and I have a hundred.
Benim de ağzım var, Gordy.
I have a mouth, Gordy.
Benim de seninki gibi bir patronum var.
I got a boss just like you got a boss.
Ama senin gibi benim de hayatımda sadece bir kadın var.
But like you, there's only one woman for me.
Asıl önemli olanı ise artık benim de bir kız arkadaşım var.
Oh, and big news...
Pekâlâ, benim de senin için bir sırrım var Bud.
Well, I got a secret for you, too, Bud.
Benim de Pensilvanya'da bir kuzenim var.
I have a cousin from Pennsylvania. Oh.
Ancak benim de bir gururum var.
But I have my pride.
Benim de çocuğum var.
I got kids too.
- Benim de sorunlarım var adamım.
- I got problems too, man.
ben hep seyahat ediyorum ruha iyi geliyor durmak lazım.evet.benim de kıpır kıpır bir ruhum var
It's good for the soul, you know? Gotta keep moving. Yeah.
- Benim de bir önerim var.
I got a proposition for you.
Benim de korumam gereken bir ünüm var.
I got my reputation to protect too.
Benim de sana kötü haberim var, oğlancık.
I got some bad news for you, too, muchacho.
- Benim de bir kuralım var.
I have a rule too.
Benim de uyuşturucu sorunum var, adamım.
I got a drug problem, man.
Evet, benim de söyleyeceklerim var.
Yeah, I got something to say.
- Benim de bir teorim var.
- I have a theory, too.
Bu işler böyle yürür. Benim de sana öğretemeyeceğim şeyler var.
This is how I work, okay?
Benim de iğrenç çocuk hastalıklarına alerjim var. Yanıma yaklaşayım deme.
Well, I'm allergic to disgusting childhood illnesses, so stay away from me.
De Luca'ya benim hakkımda söylediğin onca şey var ya.
All those things you said about me to De Luca....
Benim de kısa günüm var, yani seninle piyanodan sonra buluşabilirim.
Are you going to Paris? Mmm-mmm. I have a short day too, so I could meet you after piano.
Ama sizin kadar benim de yaşamaya hakkım var.
But I have just as much of a right to live as any of you.
Benim de öyle anlarım var.
I have a weak moment.
Ve benim de hislerim var, anladın mı?
And I have feelings, too, you know?
Benim de bir çift lâf hakkım var.
I have a say in this, too.
- Benim de özelim var!
I have stuff, too!
Benim de bir hayatım var tatlım.
You know, I have a life, sweetie.
Bunu düşünmek senin için zor olabilir ama benim de bir hayatım var.
It may be hard for you to imagine, but I do have a life.
- Öldürülmesinde benim de payım var.
I helped hang him.
Benim de bir hayatım var ve sen bunu değiştiremezsin.
But I have a life too and you can't just change my life on me.
Çünkü benim bir aylığım var, çünkü annem zamanla ikna oldu, beni bu halimle de sevmesi biraz zaman aldı.
Because I have a salary, because my mum has proven with time, it took time, that she'll love me anyway.
benim de sana söylemem gereken şeyler var.
Before you do, there's something I have to tell you, too.
- Benim de köprüye ihtiyacım var.
Well, I need a bridge. - Perfect.
Benim de bildiğim şeyler var.
I know shit.
Keşke sizinle gelebilseydim ama benim de vermem gereken bir savaş var.
I wish I could go with you. But I have my own war to fight.
Benim de sevgi vermeye hakkım var.
Even I have the right to give love.
Dediğim gibi, sende benim çok istediğim bir şey var ve bende de eve gitmeyi çok isteyecek 3 şişko kedi ve küçük bir kız var, tamam mı?
Okay, you have something that I very much want, like I said, and I have three fat cats and a little girl that would very much like to go home, okay'?
- Hem de nasıl var ama Vernon benim için önemli biri.
- Yeah, desperately, but Vernon is just more important to me.
Reese'i hedef aldı, şimdi de elinde o var ve bunun sebebi benim.
He targeted Reese and now he's bragging about it because of me.
Onun da benim de kendimizce inançlarımız var.
She has her beliefs, and I have mine. It's a thing called mutual respect.
Benim de kendi arabam var.
I do have my own car.
Benim de bu bilgiyi vermek için resmi bir emre ihtiyacım var.
And I need an official request to release that information.
Benim de karanlık düşüncelerim var, biliyor musunuz.
I've had dark thoughts myself, you know.
benim de yok 54
benim de 449
benim değil 350
benim de öyle 78
benim demek istediğim 24
de var 24
vardı 193
varoş 16
vargas 68
vardır 53
benim de 449
benim değil 350
benim de öyle 78
benim demek istediğim 24
de var 24
vardı 193
varoş 16
vargas 68
vardır 53
varmış 24
var mı 248
var mısın 123
var ya 32
varsın 16
varım 207
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var mı 248
var mısın 123
var ya 32
varsın 16
varım 207
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varvara vasilyevna 23
benimle evlenir misin 227
benim 5594
benim için fark etmez 98
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varvara vasilyevna 23
benimle evlenir misin 227
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim adım 192
benimsin 41
benimle kal 183
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim adım 192
benimle gel 1086
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benimdi 32
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benimle dalga geçme 73
benim için yap 39
benim için 458
benim hatam 349
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benimdi 32
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benimle dalga geçme 73
benim için yap 39
benim için 458
benim hatam 349